17. Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi’nde gündemi oluşturan kavram ‘inovasyon’ oldu. Kongre boyunca fark yaratmak, yenilik yapmak ve girişimcilik konuşuldu.
Peryön tarafından organize edilen, 17.Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi kapsamında, Turkcell İş Destek Genel Müdür Yardımcısı ve Peryön Yönetim Kurulu Başkanı olan Selen Kocabaş moderatörlüğünde yürütülen oturum boyunca konuşmacılar inovasyon örneklerinden söz ettiler.
“Fark ederek, farkı açarak, farklı bakarak, bal gibi yaparız”
Turkcell, fark yaratma konusunda düzenlenen şirket içi bir kampanyanın tanıtımı için hazırlanan mesajda en altta kurum kültürü, sonra değerler ve ortasında “Fark Yaratırız” cümlesinin yer aldığını, belirtti. Bu kampanya kapsamında “Turkcell daha iyi ne yapsın?” konusunda “Çok iyi bir fikrim var” alanına gelip fikrini yazan çalışan oranının % 41 civarında olduğunu belirttiler.
Bireyin, kurumu iyi anlaması ve bunu içselleştirmesi için şirketin vizyonunu, önceliklerini ve değerlerini bilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Turkcell, rakiplerinden farklı olmak istiyor ve bu yüzden “Fark Yaratırız” mesajının bütün yıl elemanların önünde olmasını istiyorlar. Mesaj şöyle; “Fark ederek, Farkı açarak, Farklı bakarak, Bal gibi yaparız” Bunu bir reklam ajansıyla değil şirket içi hazırlamışlar. “Yeni şeyler söylemek lazım” sözünden yola çıkan şirketin bu kampanyayı düzenlemekteki amacı bunun bir yıl boyunca akılda kalması.
Turkcell İç İletişim Bölüm Başkanı Yusuf Özer, Turkcell’de (TSAG; Turkcell Sosyal Aktivite Grubu) İşin Eğlencesi adlı bir uygulama yaptıklarından bahsediyor; “Şirket içine bülten atılıyor. 1600 küsur aktiviteye 256 kişi katılır. Bunu bir grup organize ediyor. Çalışanlar farklı ne görmek isterler? Kızlara “Rakı içme adabı” eğitimi verilmesi, ya da personele masaj yaptırmayı öğretmek veya bir manava gidilerek iyi karpuz seçme kursu düzenlenmesi bunun örneklerinden. Ayrıca Oburtur diye bir oluşum var; bu tur sayesinde örneğin Karaköy’de balık ekmek yemeğe oldukça katılım olmuş, yine Lord of the Wings; En çok kanat kim yer? yarışması düzenlenmiş.
EQ, IQ, SQ çeşitliliği barındıran ekibi yönetebilmek
Fütüristler Derneği Onursal Başkanı ve Brightwell Holding Başkanı Alphan Manas “Başarısızlık olmadan başarı olmaz”ı vurguladı. En hızlı üretilen askeri bir eğitim uçağı üzerine bir projeleri varmış; ancak destek olmayınca proje gerçekleştirilememiş. Bu başarısız süreçteki deneyimlerden öğrendiklerini, şimdi elektrikli araba projesinde kullanıyorlarmış.
Manas en önemlisinin; ekibi yönetebilmeyi ve iş geliştirmeyi bilmek olduğunu belirtiyor. Ekibi yönetirken zaman içinde insan profillerine baktıkça IQ, EQ, SQ kombinasyonunun önemini anladıklarını belirten Manas, “En zoru zeki insanı yönetmektir, bunu yapabilmek için onun size saygı duymasını sağlamalısınız” diyor ve bunu sağlamak için yöneticinin bilgisinin onlardan daha yüksek olması gerektiğinin önemini vurguluyor.
Inovasyon ne şekilde kullanılmamalı?
‘Sade Vatandaş’ programından bir bölüm gösteriliyor. Bölümde konuk olarak tuvalet kontrol sistemi üreten bir firmanın yetkilisi davet edilmiş. Ayrıca bu sistemini uygulamaya koyan bir tekstil firmasını ve çalışanlarını gösteriyor. Sistem sayesinde personelin tuvaletlerde ne kadar vakit geçirdiklerini ölçülerek, fazla kaldığı belirlenen personelin maaşından kesinti yapıldığından bahsediliyor. Bir tür kara mizah örneği olan bu haberi işaret eden Kocabaş inovasyonun böyle bir amaçla kullanılmaması gerektiğini ifade ediyor.
Girişimcilik için risk ve cesaret gerekli, ama yeterli mi?
Mivento Bilişim’in kurucusu ve Genel Müdürü olan Altuğ Acar kurumdan ayrılmanın risk ve cesaret gerektirdiğini, ancak sadece bunlarla girişimin başarılı olmayacağını belirtiyor. Oturumun başında Turkcell İç İletişim Bölüm Başkanı Yusuf Özer’in belirttiği “Hayata geçmeyen fikrin önemi yok” sözünü anımsatarak, bir adım daha ileri giderek “fikrin tek başına bir önemi olmadığını “ belirtiyor. Bu bana daha önce katıldığım bir etohum seminerinde konuşmacı avukatın “Eğer o konuda girişimde bulunmamışsan ya da patentin yoksa -O fikri önce ben düşünmüştüm- demenin bir faydası yok” sözlerini anımsattı. Elbette oradaki ana fikir, girişimcilikte ve fikirlerin hayata geçirilmesinde hızın önemini vurgulamak idi. Özer aynı zamanda “İnandığımız şey eğer günün sonunda ilerlemiyorsa çalışanları ve etrafınızdaki diğerlerini dinleyin” diye ekledi.
Değişme ve gelişme zamanı
Oturumu kapatırken Kocabaş, ülkemizdeki nüfusun yarısının otuz yaşın altında olduğunu; bunun yeni nesil ve dolayısıyla yeni paradigmalar demek olduğunu belirtti ve bunun bizler için “değişmek ve gelişmek zamanı” anlamına geldiğini vurguladı.
Bu oturumdan benim çıkardığım; eğer şirketler çalışanlarına “kendilerini değerli hissettiriyorlarsa” ve inovasyonu da bu yönde kullanıyorlarsa çalışanlar da motive olarak şirketiyle özdeşleşir ve inovasyona katkı bulunarak fark yaratmak amacıyla hem yaratıcı fikirler üretir hem de bu fikirleri uygulamaya koymak için gerekli becerilerini kullanır.