Robert Abudara’yı KAYBETTİK

Cemaat Başkan Yardımcısı Robert Abudara 22 Temmuz sabaha karşı evinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu.

Ester YANNİER Toplum
28 Temmuz 2010 Çarşamba

Abudara, 25 Temmuz Pazar günü gönülden bağlı olduğu Kuzguncuk Beth-Yaakov Sinagogu’nda sevenlerinin katıldığı dini törenin ardından Nakkaştepe Musevi Mezarlığı’nda babasının yanında toprağa verildi.

Havanın aşırı sıcak olması Abudara ailesinin yakın dostlarına, Robert Abudara’ya tanıyanlara engel oluşturmadı. Sinagogun içerisi ve bahçesi tören saatinden hıncahınç doldu. 

Robert Aburada’nın cenaze törenine ailesi ve sevenleri başta olmak üzere Hahambaşı Rav İsak Haleva, Cemaat Başkanı Sami Herman, Aşkenaz Cemaati Başkanı Binyamin Poluman Onursal Başkan Bensiyon Pinto, geçmiş dönem Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya, Bet-Din üyeleri, cemaat ileri gelenleri, il emniyet üst düzey yöneticileri,  İstanbul’un belli başlı ilçelerinin belediyelerinin başkanları, Kuzguncuk yerel yönetimi ve çok sayıda semt esnafı hazır bulundu.

Kuzguncuk Cemaat Başkanı BETO ADATO

“Sonsuz destek verdi”

Hazan Araşi David Sivi’nin okuduğu duadan sonra çok üzgün ve zor bir görev yerine getirmek üzere olduklarını ifade ederek konuşmasına başlayan Kuzguncuk Sinagogu Vakfı Başkanı Beto Adato; “Üzüntümüz, sadece eski bir başkanımızı ve gönül dostumuzu kaybetmiş olmakla sınırlı değil. Üzüntümüzün asıl nedeni; kendini diğer insanların mutluluğuna ve toplumun yararına adayan ve ne yazık ki günümüzde artık yok sayılacak kadar azalan, örnek ve yürekli bir insanın, Robert Abudara kardeşimizin aramızdaki eksikliğidir.

Merhum Robert Abudara, yaşamı boyunca Kuzguncuk Sinagogu için, Kuzguncuk semti için hep elinden gelenin fazlasını yapmıştır. Kuzguncuk cemaatinin çeşitli kademelerinde görev almış ve başkanlık görevini akılcı yönetimi, insancıl yaklaşımı ve derin vizyonu ile yürütmüştür. Daha sonrasında aldığı tüm görevler sırasında da, cemaatimizin tüm birimlerine olduğu gibi, bize de hep yardımcı olmuş, her türlü sorunumuzda yanımızda olarak bize sonsuz destek vermiştir.

Kendisi ile olan gerek kişisel, gerek mesai beraberliğimizde; iyi, başarılı, örnek, öngörülü ama asıl önemlisi hep ihtiyacı olan insanları düşünen biri ile birlikte olmanın zevkini ve doyumunu yaşadık yıllar boyunca...

Sevgili dostlar,

Biliriz ki, bu dünyayı oluşturan her şey, sonunda onları yaratana geri dönecektir. Ancak; sadece bir şey kalacaktır: ”Yapılan iyilikler ve onurlu bir isim”. İşte sevgili dostlarım, şu anda okunan rahmet duaları ile birlikte, sevgili Robert Abudara kardeşimizin ismini, yaşamdaki en kutsal ve en görkemli kitaba yani, ”İyi insanlar kitabına” ebediyen yazmış bulunuyoruz.

Kelimelerin tükendiği ve yetersiz kaldığı şu anda; Kuzguncuk gönüllüleri olarak, sevgili Abudara ailesinin, acısını paylaşıyor, sabır ve gönül rahatlığı diliyoruz” dedi.

Cemaat Başkanı SAMİ HERMAN

“Dostluğunu çok özleyeceğiz”

Hayatın son buluşu, ölüm, her zaman geride kalanlar için sarsıcı ve üzücüdür.

 Özellikle genç ve ani olanlarında ise, bir fani olarak şaşkınlığımız, çaresizliğimiz daha da belirgindir.

Sevgili Robert’in, zamansız kaybı sevenlerini yasa boğarken, sadece Abudara ailesi değil, Türk Musevi cemaati yönetimi de, son yıllarda yetiştirdiği en değerli evlatlarından, temel  direklerinden birini kaybetmiştir.

Robert, 1998 yılından beri, 12 yıldır aralıksız sürdürdüğü Müşavirler, Yürütme Kurulları üyeliği süresi içinde, 11 yıl boyunca Cemaatler Başkanlığı  ve son 7 senedir yürüttüğü Cemaat Başkan Yardımcılığı görevlerinde, toplumu en iyi anlayan, nabzını tutabilen, sorunları sezen, çözüm yaratan, konuları neticelendirinceye kadar yorulmadan ısrarla takip eden çok çalışkan bir kişiliğe sahipti. Farklı konulardaki bilgisi, pratik zekâsı, uygulamaya geçişteki sürat ve becerisi ile hepimizi  etkilemiştir.

Genç nesillerimizden hazan, haham, rav  yetiştirilmesi konusunda liderlik yaparak, geleceğin din görevlisi kadrolarımızın eğitimini planlamış, başlatmış, talebelerle sürekli ilgilenerek onları iyi  motive etmeyi başarmıştır.

2003 yılında, içinde dua etmekte bulunduğu Şişli Beth Israel Sinagogu’nun saldırıya uğradığı günden itibaren, kendini cemaatimizin güvenlik konularına adeta kendini adamış,  sinagoglarımızın ve kurumlarımızın emniyet standartlarının yükseltilmesi ve korunması için  çaba göstermiştir. Robert, ülkemize, gelişmesine, refahına, gelenek ve göreneklerine kalben bağlı yurtsever bir insandı. =Üzerine aldığı görevi yerine getirme konusunda oyalanmayı hiç sevmez, hemen icraata geçerdi. Robert’in içindeki çocuğu ise koyu taraftarı olduğu Galatasaray ve futbol sohbeti açıldığında  keşfetmek mümkündü. Rakip takım taraftarı dostlarına, Galatasaray’ın galibiyeti ile sonuçlanan  maç sonralarında espri dolu telefon mesajları atmayı çok severdi. Robert ailesine çok bağlı idi. Yoğun çalışma temposu içinde dahi ailesine mutlaka zaman ayırır, onları hiç ihmal etmezdi.

İyi bir eş, müşfik bir baba, sevgi dolu bir büyükbaba olmuştur. Biliyoruz bıraktığı boşluğu doldurmak sadece ailesi  için değil bizler için de hiç kolay olmayacak.

Toplantılarımızda masada oturuşunu, yanımızda duruşunu, konulara sahip çıkışını ve en önemlisi kendisini, dostluğunu çok özleyeceğiz. Sevgili Robert,Türk Musevi Cemaati Müşavirleri ve Yürütme Kurulu üyeleri olarak sana tüm kalplerimizle takdir ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Cemaatimiz için yaptığın katkıları ve başarılı çalışmaları hafızalarımızda canlı tutacağız.

Ruhun Şad, mekanın cennet olsun” 

Hahambaşı RAV İSAK HALEVA

“Çok üzgünüm”

“Sevgili Robert’in cenazesinde konuşmak durumunda kalmak hiç düşünemeyeceğim bir durumdu. Teessürüm nedeniyle sözü fazla uzatamayacağım. Ben çok sevdiğim bir dostumu, fikir ve görüşlerinden çok yararlandığım bir müşavirimi, bir sırdaşımı kaybetmenin ıstırabı içindeyim. Cemaatimiz, dini kültürümüzü sürdüren, hayırsever ve iyiliksever bir evladını kaybetmiş bulunuyor. Ülkemiz, gerçek ve örnek bir yurtseverini kaybetti. Abudara ailesi temel direğini kaybetti. Tanrı hepimize, hepinize sabır ve dayanma gücü versin.” 

Rav Haleva daha sonra sonra Mizmor le David’den bir bölüm okudu.

“CANIM BABAM, SENİ UĞURLAMAK İÇİN BULUŞTUK”

Robert Abudara’nın küçük kızı Rebi Abudara babasına ithafen yaptığı veda konuşmasında sinagogdakilere duygulu anlar yaşattı. Büyük bir metanetle konuşmasını yapan Rebi Abudara, “Sevgili babacığım. Ansızın aniden beklenmedik bir şekilde aramızdan ayrıldın.  Sen buradan gittikten birkaç saat sonra dokuz aydır beklediğin küçük torunun dünyaya merhaba dedi. Yaşam döngüsü çok bilinmeyen bir denklemden daha karışık. Biz, neden-nasıl diye sorarken yepyeni bir can aramıza katıldı. Keder ve sevinci bir arada yaşıyoruz.

Canım babam, sevenlerin, dostların, ailen herkes burada. Günlerini gecelerini verdiğin yeniden ayağa kaldırdığın bu kutsal mekânda seni uğurlamak için buluştuk.

Sevgili dostlar sizlere babamın yaptıklarını, kazandırdıklarını, başarılarını, bir bir anlatacak değilim ama benim babam yardıma ihtiyacı olan herkese babalık, kardeşlik etti. Elinden tuttu.

Babacım, son yolculuğuna çok zamansız çıktın. Sana veda edemedik. Merak etme acımız büyük ama dayanacağız. Bir kere bize verdiğin soyadını ve bize kazandırdığın değerleri yaşıyoruz ve yaşatacağız. 

Seni çok seviyoruz babacığım” dedi.

Ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.