'360 Derece'de bu hafta

Yankı Yazgan bireysel mutluluğu ŞALOM okurları için sorguluyor

Şalom
4 Ağustos 2010 Çarşamba

Mutlu muyum, mutsuz muyum; keşke bütün mesele bu’ndan ibaret olsaydı. NTV’den arayıp Gallup’un son mutluluk/hayatından memnuniyet anketi sonuçları hakkında görüşümü canlı yayında söylemem için davet eden Rana Çetin’e kafamdan o anda geçenleri saymaya başlamam nasıl bir etki uyandırdı, bilmek zor. Telefonu kapattığımda kafamda oluşanları sizinle de paylaşırsam, belki anlayabilirsiniz.

Bir İngiliz yazara, ya da düşünüre, “mutlu musunuz?” diye sorduklarında, “hayır” der. Ekler; “Mutlu olmadığım için mutsuz da değilim”. Beni bu mutluluk ansiklopedisi yazma fikrime tekrar döndürtecek sonuçlar nelerdi? Kabaca; bir ay önce yüzde 80 “mutluyum” derken, neredeyse, bir ay sonra, yüzde 20 “hayatımdan memnunum” demiş. Kim sordu, neden sordu, nasıl sordu, kime sordu, gibi yöntemsel ve hayati önemdeki ayrıntıları “en ideal biçimde yapılmıştır herhalde” diyerek atlayalım.

Anketlerin sonuçları kafamıza yatmıyorsa, metodolojiye ilişkin sorunlar olduğunu öne sürüp, yok sayabiliriz. Gallup anketinin sorularını görmediysem de, araştırmanın güvenilirliğini yüksek (ve sorularını beğenmeseniz de, çok kişiyle yapılmasının hata payını azaltacağını) kabul ederek, sonuçlar hakkında yorum yapabiliriz. Bu çelişkili gözüken yanıtlarla yansıtılan ruh durumunun pekâlâ geçerli ve mümkün, durumun sahiden öyle olabileceğini deneyimlerimizden bilebiliriz. Örneğin, bana “nasılsın?” diye sorduklarında sabah vereceğim cevapla, akşamkinin birbirini tutmaması bireysel bir acayiplik değildir, herhalde... Yanılıyor muyum?

“Mutsuz musun?” sorusu ise bambaşka çağrışımlar yapabilir. “Yok, o kadar da mutsuz sayılmam” demenin daha kolay geleceğini düşünürüm. Bir de, mutsuzum derseniz, neden olduğunu açıklamanız gerekir ki, bu genellikle mutsuzluğun verdiği sıkıntıyı derinleştirir.

“Hayatından memnun musun?” ile karşılaştığımda ise,  aynı Amerikan lokanta endüstrisinden ithal, masamıza gelen garsonun “nasıl her şey yolunda mı, her şey istediğiniz gibi mi?” biçimindeki samimiyetsiz ama rahat ettirici sorusuna verdiğim yanıttaki gibi: “Evet, balık biraz daha ızgarada kalsaydı, sanki daha iyi olurdu” diyerek derdimi söylerim. Karşımdakinin bu konuda pek bir şey yapamayacağını öğrenmiş olarak, o “oluyor böyle şeyler” anlamında sevimli hareketler yaparak başka bir masaya aynı soruyu sormak üzere yöneldiğinde yakasına yapışmadığımda,  “mutsuz olmama” fırsatı yakalamış olurum. Sıkıntıyı savuştururum.  Mutlu olmadığımız, ama bunun bizi mutsuz etmeye yetmediği durumlara örnekler çoğaltılabilir.

Mutluluk ve halinden memnuniyet gibi birçoğumuza anlam olarak pek de birbirinden farklı gelmeyecek kavramların bu yakınlığına yanaşan bir üçüncüsü var: keyif. Keyfe gelecek yazıda değinirim diyerek, mutluluk etrafında dolanmaya devam.

Ansiklopedi için bazı fikir çekirdekleri; üzerinde düşünülüp geliştirilecek:

1. Üzülmek değil üzüldüğü için üzülmek “arabesk”tir.

2. Başkasının mutsuzluğundan rahatsızlık duymak, buna kayıtsız kalamamak, mutlu olmanın bir ölçütü sayılmalıdır.

3. Birey olarak içinde olduğumuz toplumun ve parçalarının yaşantısı üzerinde bir etki yaratabildiğimiz ölçüde toplum demokratik biz de mutlu olabiliriz.

4. Mutluluk amaçlanarak elde edilecek bir durum sayılmaz. Yaptıklarımızın ve yaşadıklarımızın bir yan ürünüdür.

5. Parayla saadet olmaz. Daha doğrusu mutluluk satın alınamaz. Ama parasızlık ve yoksulluk mutlu olmayı zorlaştırır.

6. Özgür olmayan toplumlardaki insanların rahatlığını, mutluluk ile karıştırmayalım. Ayrıca rahat batması sendromunu da okurlara anlat.

Yankı YAZGAN kimdir? 

Psikiyatri uzmanlık eğitimi ise Marmara Üniversitesi’nde alan Dr. Yankı Yazgan, Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çocuk ve ergen psikiyatrisi alanında uzmanlaştı. Halen, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Profesör, Yale Child Study Center’da öğretim görevlisi olarak akademik çalışmalarını sürdürmekte olan Yazgan, çocuk/genç ve erişkin psikiyatrisi alanında uzmandır. Yazgan’ın tıp, nörobiyoloji ve psikiyatri alanında çok sayıda uluslararası bilimsel makalesinin yanı sıra ödül ve projesi vardır. 1979’dan bu yana çok sayıda gazete ve dergide, ekonomik hayata psikoloji ve beyin bilimleri açısından bakış, gündelik ilişkilerdeki davranışlarımızın fark etmediğimiz doğal kuralları ve beynimizin işleyişi temalarıyla yazmış olan Yazgan’ın, birçok yayınlanmış kitabı da bulunmakta.