%100 üniversite başarısı ile UÖML

Ulus Özel Musevi Lisesi Lise son sınıf öğrencileri her sene olduğu gibi bu sene de Üniversite Giriş Sınavı’nda %100 başarı elde ettiler. Gençler, çevrelerinden aldıkları fikirler, ailelerinin tecrübeleri ve öğretmenlerinin bilgilerini harmanlayarak en doğru seçimi yaptılar

Sibel KONFİNO Toplum
11 Ağustos 2010 Çarşamba

UÖMO Eğitim Koordinatörü Röne Kaspi öğrencilerin, bu zorlu dönemde hangi kriterleri göz önünde bulundurarak seçimlerini yaptıklarını bizlerle paylaştı. Bu bağlamda Kaspi, toplumumuzda “%100 başarı ne demektir? Çocuklar hangi oranlarda devlet ve özel üniversitelere giriyorlar?” şeklinde akıllarda oluşan soruları da cevaplandırdı.

“Ortalama olarak her sene öğrencilerimizin  % 60’ı devlet üniversitelerine ve özel üniversitelerin burslu bölümlerine yerleşiyor. % 40, % 45’i ise özel üniversitelere kaydını yapıyor. Bu seçimi yaparken ailelerin imkânları da çok önemli bir rol oynuyor. Unutulmamalı ki bizim okulumuzda okuyan öğrencilerin %35’i bursludur. Bazı aileler imkânları kısıtlı olduğu için devlet üniversitelerini tercih ediyor. Bazıları ise burslu olarak özelde okutmayı, farklı imkânlardan yararlanmalarını doğru buluyor. Ancak bütün bu çocuklarımız aldıkları puanlarla isteseler devlet üniversitelerine de yerleşebilirler.

Özel üniversitelerin yurtdışındaki üniversitelerle ortak programları son zamanlarda oldukça revaçta. Çift diploma verme, yurtdışına gönderme, Erasmus programları ve sundukları birçok kulüp, etkinlik, iş imkânları ve tabii ki sağladıkları fiziksel imkânlar yani kütüphaneleri, bilgisayarları öğrencileri çok cezbediyor. Öğrenciyi takip ediyorlar, birebir çalışıyorlar. Fakat devlet üniversitelerinde maalesef derse girmeyen hocalar bile var. Bunlar duyuldukça tabii ki özel üniversitelere daha fazla rağbet oluyor. Ayrıca üniversitelerin farklı bölümleri de çok moda oldu. Örneğin Yazılım Mühendisliği, Yönetim Bilişim Sistemleri, Sosyoloji, Mekatonik, Moda Editörlüğü gibi. Bu seçenekler her üniversitede olmadığı için dolayısıyla seçimler değişebiliyor.

45 öğrencimiz mezun oldu fakat bunların içinde 4 öğrencimiz ikinci elemeye girmediler çünkü yurtdışından üniversitelere kabulleri geldi. Bir öğrencimiz İngiltere, 3 öğrencimiz Amerika’ya gidiyor; biri de İsrail’e gitmeyi planlıyor.

Öğrencilerimizin yarısından fazlası İstanbul’un seçkin devlet üniversitelerine girmeye hak kazanırken, bunların 13 tanesi 1,5 milyon öğrencinin arasından ilk 20.000’e girerek büyük başarı elde ettiler. Tabi ki öğrenciye tercih yaptığı esnada çok fazlada müdahale edemiyorsunuz. Çünkü bu onun kendi hayatı ve kendi seçimi. Ama şunu da söylemeliyim ki, son yıllarda özel üniversiteleri tercih etme eğilimi söz konusu.”

Peki onlara nasıl yardımcı oluyorsunuz?

Onlara ilk olarak üniversiteleri gezmelerini tavsiye ediyoruz. Onlar da bunu yapmaya başladılar. Çift anadal programlarını, yurtdışı imkânlarını, hangi hocaların çalıştığını, iş hayatı ya da kariyerle ilgili hangi bağlantıları kurduklarını, lisan durumlarını, yaz stajı imkânlarını öğrendiler.

Ardından, geçtiğimiz hafta okula gelmeye başladılar. Kendilerine göre bir istek sıralaması yaptılar ve bizler de Türkiye’deki sıralamaya göre tercihlerini belirledik. Fakat bu yıl biliyorsunuz ki 2010 kitapçıklarında sıralamayla ilgili problemler vardı. Mecburen 2010, 2009 ve 2008 kitapçıklarını birlikte kullanarak tercihlerine yardımcı olduk.

Okul dışındaki öğrencilere de destek verdik.

Bu başarıda okulun etkisi ne orandadır?

Okulumuzdan çok başarılı sonuçlar çıkıyor. Bu da lisemize olan talebi arttırıyor. İlköğretim sonrası kolejleri, Anadolu liselerini kazanıp bu okullara gitmeyen, başarı bursuyla  okulumuzda okuyan öğrenciler var. Elde edilen %100’lük başarı tamamen çocuklarımızın, velilerimizin ve öğretmenlerimizin özverili çalışmalarının sonucudur.

Bir de unutmayalım ki bugün bu büyük bir yarış. Aileler iki sene, üç sene çocuklarını özel derslerle ve dershanelerle yetiştiriyorlar. Bu imkânı bulamayan bir sürü çocuk var bu okulda. Dolayısıyla bir yıllık dershane ve okuldaki öğretmenlerinin desteğiyle bu duruma gelen öğrencilerimiz de göz ardı edilmemeli.

Cemaat Başkanı Sami Herman da UÖMO’nun başarılarını yakından takip ediyor. Kendisinden yorumlarını rica ettik

Ulus Musevi Lisesi mezunlarının, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da Üniversite Giriş Sınavında aldıkları başarılı neticeleri duymak, okul yöneticilerini olduğu  kadar, cemaat yöneticilerini ve beni de mutlu etti doğal olarak.

 Ulus Musevi Lisesi’nin, eğitim standartlarının yüksek olduğunu, öğrencilerin  çeşitli sanat, sosyal ve spor aktiviteleri ile okulumuzda  hayata  çok yönlü ve özenle  hazırlandıklarının   esasen hepimizin farkındayız. Çağdaş boyutlara verilen önem, öğrencilerimizin hayatta kişisel gelişmenin müspet unsurlarından biri olarak kabul edilen  ilginç ‘hobiler’  edinmelerine, okullarını daha çok sevmelerine ve mutlu birer insan olarak yetişmelerine de  katkıda bulunuyor.

Bununla birlikte, ülkemizde kontenjan sorunu nedeni ile, özellikle gözde fakültelere ve branşlara devam edebilmek için üniversite giriş sınavlarında başarılı neticeler alınmasının önemi  ve önceliği de hiç ihmal edilemez. Bu nedenle, okul yönetimleri, aileler  ve kamuoyu  nezdinde liselerin üniversite giriş sonuçları en önemli başarı kriteri haline gelmektedir.

Öğrencileri hayata ne kadar iyi hazırlasa da, giriş sınavlarında başarılı olamamak kanımca hiçbir lise için kolay kabul edilebilecek bir durum değildir.

Ulus Musevi Lisesi’nin sağladığı kaliteli ve çağdaş eğitimin yanı sıra, giriş sınavlarında elde ettiği  başarı bu açıdan çok anlamlıdır.

46 mezunumuzdan  12’si, Türkiye genelinde  sınava giren  toplam  1,5 milyon öğrenci arasında ilk 20.000’e girme başarısını göstermiştir.

 Bir başka deyişle, 12 öğrencimiz ülkemizin en başarılı  ilk % 1,4  lise mezunu arasında yer alarak ailelerini ve okullarını da   gururlandırmıştır.

Ayrıca tüm mezunların bir üniversiteye girebilmiş olmaları da sevindiricidir.

Benim gönlüm, lisemizin giriş sınavlarındaki başarı çıtasının her sene biraz daha yükselmesi ve mezunlarımızın tümünün arzu ettikleri fakülte ve branşlara devam edebilecekleri puanlara erişmeleridir.

Okulumuzun eğitim kadrosunun, sistem, vizyon ve hedeflerinin, öğrencilerimizin istikrarlı, istekli  çalışmaları ile uyum içinde birleşerek, önümüzdeki yıllarda bu  temennilerimin de gerçekleşeceğine  inanıyorum.

Türkiye sıralamasında yüksek başarı elde eden üç öğrenciye sınava hazırlık sürecini ve yapacakları tercih ile ilgili düşüncelerini sorduk:

LARA TALVİ:

Sınava hazırlanmak gerçekten zorlu bir süreçti. Sınav sistemimin bir anda değişmesi hem hazırlanma sürecinde hem de tercih döneminde bizleri çok zorlasa da okulumuz sayesinde bu iki süreci de olabildiğince başarılı atlattığımızı düşünüyorum.

İlk olarak özel üniversiteleri tercih etmeyi planlıyorum. Buna karar verirken iyi yabancı dil eğitimi veren, yurtdışı olanakları olan, staj imkânı sağlayan, beni iş hayatına hazırlayacak bir üniversite olmasına dikkat ediyorum.

IŞIK ZAKUTO:

Bu sene benim için oldukça zor ve yorucu geçti. Dershaneye gitmemin yanı sıra YGS için matematik, LYS için tarih dersi aldım. Sene başından beri okulda ve evde kendi eksiklerime göre yaptığım çalışma ile bütün sene düzenli çalıştım. 

Yaptığım puan ve isteklerim doğrultusunda birinci tercihim devlet üniversitesi ve daha sonra özel üniversitelerin burslu bölümlerini tercih etmeyi düşünüyorum.

YUMI İBRAHIMZADE:

Severek, sıkılmadan çalışmanın önemini zaten her zaman vurgulayan bir insanım. Çünkü bir sınava çalışmak için insan hayattan soyutlanmamalı. Bu yüzden gitar çalmak, photoshop yapmak ve kitap okumak gibi hobilerimden vazgeçmeden sadece dershaneye giderek çalıştım sınava. Böylelikle yıl içinde hayatımı esir almış bir sınav çalışması havasına hiçbir zaman kapılmadım. Bu çalışma döneminde ailem her zaman benim arkamda oldu.

Var olan bütün üniversitelerden istediğim alanları kazanabiliyorum. Tercihim de devlet üniversitesi olacak. Özel üniversitelerdeki imkânlar tabi ki tartışılamaz: öğrencilerle daha çok ilgileniyorlar ve üniversite sonrasında iş imkânları için çok yardımcı oluyorlar. Fakat bu üniversitelere parayı veren de girebiliyor, tam burs kazanan da. Ancak devlet üniversitesinde herkes aynı seviyede bir puan yapıp oraya giriyor. Bu yüzden ülkenin her tarafından seninle aynı seviyede insanlarla arkadaşlık etmiş oluyorsun. Bunu tercih ediyorum, çünkü çalışan ve farklı olmayı becerebilen insan aradığı işi zaten bulabilir ve hayatında başarılı olabilir.