Red Bull hızlı Ferrari yükselişte

İzzet ANCEL

Bu yılın başından beri söylediğim şeyleri tekrar etmeme pek gerek yok. Red Bull sezonun başından beri en hızlıydı ve tatile girdiğimiz şu dönemde, belki de sezonun başından beri bulunması gereken konuma yükseldi. Özellikle son Macaristan Grand Prix’de aldığı puanlarla beraber takım olarak birinci sıraya yükselirken, Mark Webber de Hamilton’u geçerek klasmanda en tepeye yerleşti. Bunun dışında özellikle McLaren’da son haftalarda gözle görülen bir düşüş görülmekte. Düşüşten ziyade Red Bull ve Ferrari’ye göre daha yavaş kalma demek daha doğru olur sanırım. En son Macaristan’da vites kutusu problemi nedeniyle yarış dışı kalan Hamilton, yerini Webber’e kaptırıp büyük bir avantajı kaybetmiş oldu. Geliştirmenin yapılamadığı bu dönemde aracın Ferrari ve Red Bull’a göre geride kalması şampiyonluğun en büyük adaylarından olan takım için çok da iç açıcı sayılmaz.

İngiltere’de takım olarak puan alamamalarının ardından Ferrari takımında da ciddi bir yükseliş söz konusu. Hâlâ sıralamada Red Bull ve McLarenlar’ın gerisinde olsalar da puan sisteminin değiştiği ve elde edilecek bir double’nin 43 puan getirdiği bu senede 4-5 yarış sonra sıralamanın nasıl olabileceğini tahmin etmek güç. Alonso da son yaptığı açıklamalarda şampiyonluk şanslarının son iki yarışla beraber arttırmış olduğunu fakat elbette geride olmanın üzerlerinde baskı yaratacağını söyledi.

Ferrari ile ilgili olarak daha fazla gündemde olan daha doğrusu kendi başına bir gündem yaratan bir konu daha var. Ferrariler’in double yaptığı Almanya Grand Prixi’nde Massa, Alonso’nun önünde giderken telsizden anlamsız bir “Alonso senden daha hızlı” mesajı geldi ve bundan birkaç dakika sonra da aslında mesajın o kadar anlamsız olmadığı Massa’nın açık bir şekilde Alonso’ya yol vermesiyle beraber anlaşıldı. Takım emri midir, değil midir; yasak mı yoksa yasal mıdır diye kafa şişirmek pek istemiyorum. İşe mantıklı açıdan bakılırsa Massa genel sıralamada takım arkadaşının bile oldukça gerisinde kaldı denebilir, bunun dışında birinci ve ikinci pilot arasında geçtiğimiz seneler gibi 1-2 puan yerine yedi puan olması da bu durumu daha anlaşılır kılıyor. Başka bir açıdan bakıldığında da Alonso gerçekten Massa’dan hızlıydı en azından geçişin bir iki tur öncesine kadar ve belki de takım Red Bull pilotlarının İstanbul’da yaşadıklarına benzer bir felaketten kaçınmak da istemiş olabilir.

Fakat ne olursa olsun, dönüp geriye baktığımda Ferrari’nin rakipsiz olduğu o 2002 yılını düşündüğümde, bir yerden sonra sıkıcı olmaya başlayan sezona dair aklıma öncelikle gelen şey Schumacher’in Barichello’yu son düzlükte takım emriyle geçmesi ve benim için o seneki Ferrari’nin, Schumacher’in başarısını bu komik durumun ne kadar anlamsızlaştırdığı oluyor. Sezon sonunda olur da Alonso ucu ucuna şampiyon olabilirse belki o zaman bu durum daha anlamlı gelir ama şu anda bakıldığında Ferrari gibi bir takımın, özellikle daha önce bu kadar tartışılan bir olaydan sonra aynı utanç verici pozisyona düşmesi üzücü tabi. Üzücü olup olmaması ne kadar önemli tartışılır fakat bu durumun Ferrari için üzücü olduğu kadar imaj zedeleyici olduğu bir kesin.

Geçen hafta sonuna ilişkin değinmek istediğim bir başka konuda ise yine 2002’deki olayın aktörleri başroldeydi. Schumacher arkasından kendisini geçmek için hamle yapan eski takım arkadaşı Barichello’yu, alabileceği bir puanı kaptırmamak için pit çıkış duvarına mıhlamak üzereydi ki Barichello son anda kaçabildi. Daha sonra telsizden yaptığı anonsta Barichello’nun ne kadar sinirlendiği daha da ötesi ne kadar korktuğu belliydi. Schumacher daha sonra yatıştırıcı açıklamalarla durumun farkında olmadığını ve üzgün olduğunu belirtti. Geri döndüğü ilk sezondaki beklentileri karşılayamamasını aracına bağlayabiliriz belki fakat bu gibi olaylar efsane pilotun adına gölge düşürüyor.