Nükleer programı yüzünden Birleşmiş Milletler’in yaptırımlarının hedefi olan İran, Ortadoğu’nun elektrik santrali olarak kullanılacak ilk nükleer reaktörünü geçtiğimiz hafta resmen açtı
Basra Körfezi kıyısında, Buşehr şehrine 17 km mesafede bulunan ilk nükleer enerji santrali İranlı ve Rus yetkililerin katıldığı resmi törenle geçtiğimiz hafta açıldı.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi, Buşehr nükleer santralindeki en önemli ve son testin başarıyla tamamlandığını açıkladı. Salihi, santralin hizmete açılmaya hazır olduğunu ve eylül-ekim ayında elektrik üretimine başlamayı planladıklarını söyledi.
Buşehr Santrali’nde İran’ın olan VVER-1000 tipi basınçlı hafif su reaktörü 915 megavat elektrik üretecek. Bir kamyon nükleer yakıt BM gözetiminde reaktöre alınırken iki hafta içinde 80 ton uranyum yakıtına eşit 163 yakıt çubuğunun reaktör çekirdeğine sokulması planlanıyor. Santral iki ay içinde şehirlere elektrik verecek.
İran’ın nükleer silah üretmesinden endişe duyan batı dünyası santralin açılışına Rusya’nın projeye desteği nedeniyle genel olarak sessiz kaldı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Darby Holladay “Buşehr reaktörünün sivil enerji için tasarlandığını ve silahlanma riskini artırmadığını kabul ediyoruz. Bu reaktör, nükleer enerji için İran’ın kendi uranyum zenginleştirme programını geliştirmeye ihtiyaç duymadığını kanıtlıyor” dedi. İsrail ise santrale yakıt verilmesinin “tamamen kabul edilemez olduğu” belirtti.
İran elektrik üretiminde dünyada 19’uncu, tüketiminde ise 20’nci ülkesi. Tahran’ın planı 20 yılda 40 bin megavatlık ek enerji kapasitesi yaratarak, oluşacak enerji fazlasını doğalgaz olarak ihraç edip zenginleşmek. Yaklaşık 1000 megavatlık Buşehr bu yolda önemli bir adım.
Türkiye, İsrail, Suriye, Mısır ve Cezayir gibi birçok bölge ülkesinin araştırma amaçlı nükleer reaktörü var; ancak bunlar elektrik arzında kullanılmayan küçük reaktörler. Sadece Pakistan ve Endonezya bu kapasiteye sahip, fakat reaktörleri İran’ınki kadar büyük değil. Irak’ın Fransız yapımı Osirak nükleer reaktörünü ise 1980’de İran hava saldırısıyla vurup zarar vermiş, İsrail de tamamen yok etmişti.
İlk olarak Şah Muhammed Rıza Pehlevi’nin petrol bağımlılığından kurtulmak için ortaya attığı santralin inşaatı, 1975’te Alman enerji devi Kraftwerk Union (Siemens) tarafından başlatılmıştı. Santral için İran’la anlaşma imzalayan Almanya, 1979’daki İslam Devrimi’nin ardından anlaşmayı tek taraflı iptal etmişti.
Tesis 1980’li yıllar boyunca İran-Irak savaşı yüzünden atıl kalırken İran, aynı santral için 1994’te Rusya ile anlaşma imzaladı. Projeyi 1999 yılında bitirmeyi taahhüt eden Moskova, 11 yıllık gecikmeye teknik nedenleri mazeret gösterse de, asıl nedeninin Batı’nın baskısı ve siyasi gerekçeler olduğu belirtiliyor.
“Uranyum zenginleştirmeye devam edeceğiz”
Amerika’nın, “İran’ın, ilk nükleer santralinde Rusya yakıtını kullanması, ayrı bir nükleer programa ihtiyacı olmadığının ispatıdır” sözüne, İran dışişleri bakanından yorum geldi.
Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs, gazetecilere verdiği röportajda, “Eğer İran’ın nükleer programı, iddia ettikleri gibi barışçıl amaç içinse, Buşehr Nükleer Santrali’nin Rusya’nın verdiği yakıt ile çalışması, uranyum zenginleştirmesine gereksinim duymadıklarının ispatıdır. Amerika’nın görüşü bu yöndedir,” dedi.
Ancak, İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki ülkesinin yarı resmi haber ajansı Fars’a “Eğer Amerika, İran Parlamentosu’nun verdiği karara daha fazla dikkat etmiş olsaydı, İran hükümetinden, nükleer santralden 20.000 megawatt nükleer enerji üretmesi istendiğini fark ederdi,” açıklamasını yaptı.Açılışı yeni yapılan Buşehr nükleer santralinin, 1.000 megawatt enerji üretmesi planlanıyor.