Bu ülkede gerçekten bir din savaşı olsaydı, şu an herkes birbirini yerdi. Aslında atı ve Amerika’yı arkasına alan İsrail, Üsküdar’ı çoktan geçmiş? Büyük Arap dünyasının yapamadığını 60 yılda yapmış. Çölde yaşanır bir ülke oluşturmuş. Şimdi de istediği gibi at koşturuyor
http://dyedbird.blogspot.com/2009/02/tel-aviv-de-yasayan-bir-turk-ten.html
Güncel
DIŞ POLİTİKASINI ‘BARIŞ’ ZEMİNİNE OTURTAN ‘DEMOKRASİ GÜCÜ’ TÜRKİYE, ‘SAVAŞ LOBİSİNİ’ RAHATSIZ EDİYOR
Bütün göstergeler, İsrail’in ‘faşist eğilimli’ başbakanı Benyamin Netanyahu ile 2009 Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında ülkesindeki muhalefete acımasız güç kullanan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın birbirlerinin varlığından memnun olduklarını göstermektedir.
Eğer, Mavi Marmara, menziline varabilseydi, bu, bir demokrasi gücünün sivil inisiyatif ile çağdışı askeri bir ablukayı kırabileceğini gösterecek ve radikal fırtınalar esen bir coğrafyaya çağdaş demokrasinin rüzgarını taşıyacaktı. Ne, Mavi Marmara’nın kanlı bir askeri pusuyla durdurulması, ne de Ortadoğu’da tırmanan radikal eğilimler ‘plansız sonuç’ olarak değerlendirilemez. Mavi Marmara’da esas olarak demokrasi kaybetti, kazanan ise ‘savaş lobisi’ oldu. Dış politikasını ‘barış’ zeminine oturtan ‘demokrasi gücü’ Türkiye, ‘savaş lobisini’ rahatsız ediyor. Varlıklarını savaş sloganlarına dayandıran radikaller ve silah tüccarları...Türkiye’yi pek sevmiyorlar!..
Ardan Zentürk
http://www.stargazete.com/gazete/yazar/ardan-zenturk/israil-iran-garip-ittifak-289790.htm
İSRAİL ULTRA-ORTODOKS YAHUDİLİĞİNİN SOSYAL VE SİYASİ KONJONKTÜRÜN ETKİSİNDE HİÇ OLMADIĞI KADAR RADİKAL BİR ÇİZGİYE KAYMAKTA
Böylesine dinî bir otorite oluşturmuş olan Ovadia Yosef'in siyasi bir meselede bu kadar kesin ve keskin bir dil kullanması üzücü ve önemli. Bu, İsrail ultra-Ortodoks Yahudiliğinin sosyal ve siyasi konjonktürün etkisinde hiç olmadığı kadar radikal bir çizgiye kaymakta olduğu anlamına geliyor. Oysa Ovadia Yosef 1990'lı yıllarda İşçi Partisi'nin Filistin Kurtuluş Örgütü ile yapmış olduğu Oslo Anlaşmaları'na destek vermişti. Haham Ovadia Yosef, insan hayatı kurtarmak için (buradaki kastı Yahudilerin hayatlarıydı elbette) topraktan vazgeçilebileceği hükmünü vererek geleneksel Dindar Yahudiliğin sınırlarını barışçı bir çizgiye doğru zorlamıştı. 1997 yılında halefi olarak görülen ve zamanın Sefarad Hahambaşısı olan Eliyahu Bakşi Doron'un (onun da asıl adı Hamza idi) Türkiye'ye gelip Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi ile görüşmesine, daha sonra Kahire'de toplanan hahamlar ve imamlar kongresine katılmasına da izin vermişti. Ama o zamanlar partisinin başında Arieh Deri adında pragmatik bir lider, bir işadamı bulunuyordu. Deri, HaMaran Ovadia Yosef'i dinin şartlarının gerektiğinde esnetilebileceğine inandırmıştı.
Kerim Balcı
http://zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1021766&title=din-ve-siyaset-ovadia-yosefin-soyledikleri
ACABA SİMON PERES, SUÇLULUK HİSSETTİĞİ İÇİN DEĞİL DE HAKSIZLIĞA UĞRADIĞI İÇİN BAĞIRA BAĞIRA KONUŞMUŞ OLABİLİR Mİ?
Bugün Başbakan’ın Davos’ta tarihe geçen sözlerine dayanarak,
“En çok bağıran kim” diye soracak ve buna göre bir “suçlu” arayacak olursak...
Yanıt belli!
Acaba bu duruma Sayın Başbakan ne diyor?
Yoksa... Davos’ta söylediği o sözlerden dolayı pişman mı?
Acaba Simon Peres, suçluluk hissettiği için değil de haksızlığa uğradığı için bağıra bağıra konuşmuş olabilir mi?
Hâlâ, “Böyle bir şey olmaz... Bağırması suçluluk kompleksinden” diyorsa...
Kendisi neden bağırıyor?
Mustafa Mutlu
NE DİPLOMASİ NE BAŞKA ARAÇ YATIRIMLARIN YERİNİ ALAMAZ. İSRAİL DE İŞTE BUNU YAPIYOR KISACASI...
İsrail'in Romanya yatırımları işte bu boyutlarda. Bu yatırımlara ilaveten Romanya'dan kaçıp İsrail'e yerleşen Romen Yahudilerinin 2. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında el konulan mallarını geri alma gayretleri de var. Bu çerçevede, yapılan 200.000 kadar iade talebinin 9.000'inin kazanıldığı ve bunların çoğunun Romen Yahudilerinin eski malları olduğu söyleniyor. Kısacası, İsrail bu yolla da Romen ekonomisinde yer ve zemin kazanıyor.
Bu ilişkilere ilaveten 30.000 kadar İsrail vatandaşının aynı zamanda Romen vatandaşı olduğu ve bunların bu sayede Avrupa Birliği'nde serbestçe hareket ettikleri de önemli bir husus olarak ortada dururken yaklaşık 200.000 Romen vatandaşının da İsrail'de göçmen işçi olarak çalışmakta olduğu, bunun da ilişkilerin gelişmesinde önemli rol oynadığı da söylenebilir.
İsrail-Romanya ilişkileri ve bundaki İsrail yatırımlarının rolü ve payı kısaca anlattığım şekilde. İsrail Romanya'daki gelişen ve çeşitlenen yatırımlarıyla bu ülkede güç ve nüfuz kazanıyor; bunu başka Balkan ülkelerinde de yapıyor elbette. Esasen başka ülkelerde gerçek gücü kazanmanın en önemli boyutu da yatırım gücü elbette. Ne diplomasi ne başka araç yatırımların yerini alamaz. İsrail de işte bunu yapıyor kısacası...
Fikret Ertan
http://zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1021452&title=israilin-romanya-yatirimlari
ÇOK ŞÜKÜR ÜLKEMİZDE HASTALIKLI VE BAĞNAZCA BİR YAKLAŞIM OLAN YAHUDİ KARŞITLIĞI FAZLA VE ÖLÇÜSÜZ DEĞİL…
Zira Yahudi halkı dünya görüşü ve kendine yönelik kendi algılarında meydana gelen değişimlerden fazlasıyla etkilenen ve bunları uzun süre yaşayarak içselleştiren bir ruh haline sahip… Yani etkilenmeleri kolay, etkilenme süreleri uzun ve sürekli kafalarında oluşturdukları olumsuz senaryoları maalesef her olayda fazlasıyla abartılı…
Bu görüşlerin ve olumsuz etkilenmenin İsrail halkının sadece bir kısmına ait olduğunu söylemek mümkün değildir… Etkilenme sağcısı, solcusu ve hemen her eğilime sahip kesimlerce tüm derinliğiyle yaşanmaktadır… Yani bu psikolojisinin tüm Yahudileri ilgilendiren ve genelleme yapılabilecek bir psikoloji olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bunun ispatı sağ eğilimli Jerusalem Post, sol eğilimli Haaretz gazetelerinin bu konuya aynı şekilde bakmalarından anlaşılabilir… Özellikle dini bakımdan son derece tutucu bir yaşam tarzı benimsemiş kesimlerce bu duygunun daha yoğun olduğu da ifade edilebilir…
Nitekim ülkemizde yaşayan ve sayıları yirmi binden fazla olan Yahudi cemaati mensuplarının bu süreçte ne kadar yoğun bir tedirginlik yaşadıklarını hepimiz gördük. Çok şükür ülkemizde hastalıklı ve bağnazca bir yaklaşım olan Yahudi karşıtlığı fazla ve ölçüsüz değil… İnsanlar İsrail ile olan sorunlarımızda Yahudileri hedef görecek kadar cahil değiller… Her iki şeyin farklı olduğunu biliyorlar fakat genel manada Yahudi psikolojisinin zihinlerdeki normal durumu çok ciddi oranlarda aşınmış durumda… Neredeyse ülkemizde Yahudi aklının kendi kendisini kaybettiği düşüncesi hakimiyeti sağladı.
Ülkemizde uzun yıllardır yaşamakta olan Musevi cemaati yetkilileri son derece sağduyulu, ölçülü, nezaket sahibi ve Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda çalışan insanlar… Devlet yetkililer özellikle Ak Parti hükümetinin Musevi cemaatiyle olan ilişkileri çok sağlam ve olumlu temeller üzerine inşa edilmiş durumda…
Recai Yahyaoğlu
http://www.aktuelpsikoloji.com/artikel.php?artikel_id=1012
BUNA RAĞMEN YAHUDİLER TÜM MÜSLÜMANLARIN TOPLAMINDAN NASIL ÇOK ÇOK DAHA GÜÇLÜLER
Avrupa’nın ‘ortaçağda’ banyosuz, helasız, ilimsiz, irfansız, fukaralık içinde debelendiği uzun süreçte, İslam’ın sayılamayacak kadar ilim öncüleri vardı. O nedenle bu yazı bir Müslüman’a daha çok dokunuyor. Sonra gelsin nedenler, niçinler, amalar... Sözü uzatmayayım, işte bahsettiğim yazı:
Dünyada yalnızca 17 milyon Yahudi, 1 milyar 400 milyon Müslüman...
Buna rağmen Yahudiler tüm Müslümanların toplamından nasıl çok çok daha güçlüler. Nedenini hiç merak ettiniz mi?
Güneri Cıvaoğlu
http://www.milliyet.com.tr/ucurum/guneri-civaoglu/siyaset/yazardetay/26.08.2010/1281049/default.htm
Netten Okumalar
İSRAİL - TÜRKİYE ÇATIŞMASI - SELİN SÜAR
http://www.azizm.com/index.php?option=com_content&task=view&id=510&Itemid=44
TEL AVİV' DE YAŞAYAN BİR TÜRK' TEN GERÇEKLERİ ANLATAN BİR MEKTUP
http://dyedbird.blogspot.com/2009/02/tel-aviv-de-yasayan-bir-turk-ten.html
HANGİ TÜRKLER İSRAİL'E GÖÇ ETTİ
http://odatv.com/n.php?n=hangi-turkler-israile-goc-etti-2508101200
KUDÜS'ÜN HABERİNİ YAPMAK, DENGEYİ TUTTURMAK
http://www.bbc.co.uk/turkce/izlenim/2010/06/100611_fooc_jerusalem.shtml