‘FİKİR ÜRETİP, tasarlıyoruz’

İki genç kız: Karen Sason ve Gökçe Türkel.

Karen, Mimar Sinan Endüstri Ürünleri Tasarımı mezunu… Gökçe Türkel ise, Dokuz Eylül Üniversitesi Grafik mezunu… Her ikisi de İtalya Milano IED’de Ambalaj Tasarımı Master programını bitirdi. Bir süre iş tecrübesi edindikten sonra birlikte GK İSTANBUL'u kurdular.

Nasıl bir araya geldiniz?

İtalya’da tasarım, moda, yeni fikirler, eğlence, farklı tarzlar derken ortak hayallerimiz bizi birbirimize yakınlaştırdı. Master programından sonra, Türkiye’ye dönünce hayallerimizin başlangıç noktası olan GK İSTANBUL'u kurduk. Böylece yeni fikirler ile genç bir oluşum olarak GK İstanbul Tasarım hayata geçti.

Ne kadar zamandır GK İstanbul var?

Yaklaşık bir buçuk yıldır beraber çalışıyoruz.

Ne gibi işler yapıyorsunuz?

Tasarım ofisiyiz. Çizgi altı işler yapıyoruz. Fikir üretip, tasarlıyoruz. Amacımız ambalaj tasarımı ve illüstrasyon alanında çalışmak ve bu alanlarda özelleşmek. Bu şekilde daha başarılı işler ortaya çıkaracağımızı düşünüyoruz. Ambalaj tasarımının önemi Türkiye’de daha yeni yeni anlaşılmaya başlanıyor. Ambalaj üretimi de yaygın hale gelmeye başladı. Üretim aşamasını da takip ettiğimiz için tasarım kadar üretim de bizim için çok önemli.

Ambalaj, ürünün tüketici tarafından satın alınmasında en etkili öğelerden biri. Bu yüzden iyi bir ambalaj tasarımı ürünün tercih edilmesi ve tüketilmesi için yaşamsal öneme sahip. Türkiye’de ‘ambalaj tasarımı’ tanımı yeni açıklanmaya başladı. Ambalaj tasarımı sadece ürünün üzerindeki etiket değil aslında ürünün kendisini kaplayan veya saklayan yapıyı da içerir. Şarabın sadece etiketi değil şarabın cam şişesi de bir ambalaj tasarımıdır. İkinci boyut, üçüncü boyutla beraber ambalaj tasarımını oluşturur. Tasarlarken malzeme, kurum kimliği, ürün, renk, hedef kitle gibi önemli anahtar kelimeleri incelemek zorundayız. Diğer uzmanlık alanımız illüstrasyon (hikaye resim), bizim en çok çalışırken zevk aldığımız tasarım alanlarından biri. Bir kuruma ait veya bir konuyla ilgili çizim yapıyorsak, o kurumun kimliğiyle veya konuyla bizim tarzımız birleşerek çok farklı tatlarda çizimler ortaya çıkabiliyor. Çocukça, naif, kurumsal, samimi, mekanik v.b tarzlarla kuruma ve o konuya özgü daha önce yapılmamış olanı grafiksel olarak resmediyoruz.

Bir kurumsal kimlik oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz?

Kurumsal kimlik, kurumun kendini ifade etme şeklidir. Kurumsal kimlik bir firmanın sektörel varlığını oluşturmak, güçlendirmek ve rakiplerinden ayrılmasını sağlamak için en önemli unsurdur. Kurumsal kimlik tasarımı içinde, amblem, logo, personel kıyafeti, araç üstü giydirme, antetli kâğıt - zarf, tabela, web sitesi, ambalaj tasarımı gibi unsurların hepsi yer alır. Yani kurumsal kimlik kurumun imzasıdır. Bu önemli imzayı oluştururken kurumun değerlerini ve yapısını inceledikten sonra hedef kitle, yapı, ilgili olduğu alan, renk, algı gibi anahtar kelimelerle çalışıyoruz. Eğer bu kuruma ait bir ambalaj tasarımı ise bununla ilgili daha farklı konuları inceliyoruz. Tasarlanacak ambalaja ait yeni bir marka oluşturmak için kurum kimliği, renk, içerik, hedef kitle, malzeme, satılacak yer, taşınma şekli, ölçü gibi unsurları inceleyerek tasarım sürecine başlıyoruz.

Türkiye’de tasarıma sizce nasıl bakılıyor? Değer veriliyor mu?

Türkiye’de tasarıma değer verilmeye yeni başlanıyor. Globalleşme ve dünyanın yakınlaşmasının etkisi çok büyük. Bütün tasarım disiplinleri kendi içlerinde özelleşse bile birbirine yakınlaşıyor. Ambalaj ve moda, moda ve grafik, endüstri ve ambalaj gibi… İşlevselliğine göre ve şartlarına göre Türkiye’de tasarım alanlarının önem sırası değişebiliyor. Türkiye’de tasarımın daha önemli ve değerli hale gelmesi için tasarımcı ve özellikle üreticiye büyük roller düşüyor. Bunun için biraz zaman, eğitim ve yenilikçi süreçler gerekiyor.

Gelecekle ilgili planlarınız neler?

Gelecekle ilgili o kadar çok hayalimiz var ki... Birkaçından bahsedelim. Çok büyümeden küçük ama güçlü ve sağlam bir yapıda kalmak… Keyif aldığımız şeyi iş olarak yapmaya devam etmek, ambalaj ve illüstrasyon alanında özelleşmek istiyoruz. Hayatın her alanına tasarımı taşımak, her döneminden zevk almayı öğrenmek ve dünyayı gezmek, farklı ürünler tasarlayıp üretmek, yenilikler ve yeni fikirler getirmek, dünyada yapılması gereken şeyleri yapmak, görülmeyeni görebilmek, duyulmayanı duyabilmek, çalışırken ve yaşarken gülebilmek ve huzurlu olmak...