<p class="MsoNormal"><span>Sezonun bitimine sadece dört yarış kala, Fernando Alonso, ben dahil bir çok F1 takipçisinin tahminlerini boşa çıkarabilecek bir performans ortaya koyarak genel klasmanda ikinci sıraya yükseldi. <?xml:namespace prefix =" o" ns =" "urn:schemas-microsoft-com:office:office"" /></font></span></p>
İzzet ANCEL
Formula 1’de sezonun bitimine dört yarış, diğer bir değişle bir pilotun alabileceği tam yüz puan var. Bu açıdan bakıldığında Alonso’nun şampiyon olma ihtimalinin şansa kaldığını söylemek anlamsız olur. İspanyol pilot sezon arasından önce başladığı yükselişini, aradan sonra da devam ettirerek beş yarışta üç galibiyet, bir ikincilik elde etti ve liderlik yarışından uzak kaldığı bir dönemin ardından genel klasmanda ikinci sıraya kadar yükseldi. Belçika Grand Prix’sinde yarış dışı kaldığını da düşündüğümüzde performansının takdir edilmesi gerekir.
Monaco’nun ardından en yavaş yarış olarak bilinen Singapur’da heyecanın çok beklenmediği söylenebilir. Bunun gibi geçişin zor olduğu pistlerde asıl avatajın sıralama turlarında kazanıldığı güşünüldüğünde, Alonso bu yarışa avantajlı başladı ve yarış boyunca da liderliği elinden bırakmayarak beklenen bir galibiyete imza attı.
Kobayashi ve Senna’nın yarışın ortasında yaşadıkları kazanın ardından piste giren güvenlik aracı yarışa tekrar bir heyecan gelmesine neden oldu. Hatta bu kaza genel şampiyonanın gidişatını bile değiştirdi denebilir. Başarılı bir pit stop stratejisiyle McLarenlar’ın önüne geçmeyi başaran Webber, güvenlik aracının pisti terk etmesinin ardından kendisini geçmek üzere olan Hamilton’a temas etti ve İngiliz pilot bu temasın ardından yarış dışı kaldı. Bu yarıştan puan almadan ayrılmak, tabi ki Hamilton’un, sezonun bitimine az bir zaman kala şampiyonluk mücadelesinde büyük bir avantajı kaybetmesine neden oldu.
Geçen sezonun şampiyonu Button ise takım arkadaşının yarış dışı kalmasıyla beraber yarışı başladığı yerde dördüncü olarak bitirdi. Alışık olduğumuz az riskli sürüş tarzı ile zaten geçişe fazla el vermeyen yarıştan on iki puanı alabildi.
Şampiyonluğun diğer adayları Red Bull takımı pilotları ise yarışı kazamanasalar da takım olarak alabilecekleri en iyi sonuca ulaştılar. Sebastian Vettel yarışın tamamını Alonso’nun hemen arkasında geçirip çok az bir farkla ikinci olsa da yarış boyunca başarılı bir sürüş ortaya koydu ve elde ettiği puanlarla genel klasmanda Hamilton’un bir puan gerisinde dördüncü sıraya yerleşti. Webber ise Hamilton’a yerini kaptırmayarak üçüncü sırada bitirdiği yarışın ardından on bir puan farkla klasmanda liderliğini sürdürdü.
Sezonun sonunda yarışın kızışması elbette izleyenlere keyif veriyor. Bu sezon zorluklara rağmen istikrarını koruyan Webber gerçekten şampiyonluğu kazanabilecek kalitede olduğunu gösterdi. Çok fazla eleştiri almasına rağmen Vettel de yarıştan hiç bir zaman kopmadı ve sezonun en hızlı araçlarından birini kullanmanın avantajını kullanarak son dönemece en az üstündekiler kadar avantajlı girdi. Hamilton ise aracının daha hızlı olduğu bir haftadan puan almadan ayrılarak şampiyonluk yolunda büyük kayıp yaşadı. Button alışılagelmiş tarzı ile hala önündeki dörtlünün takipçisi olsa da, geçen sene özellikle sezonun sonunda gösterdiği sakin istikrarın bu sene ona şampiyonluk için yeterli olmayacağı açık gözüküyor. Tekrar konu başlığımıza dönersek, Alonso kayıplardan gelip bu dönemde şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olarak bu sezona asıl heyecanı kattı diyebiliriz. Fakat hala kesin tahminler yapmak mümkün değil. Sezon sonu beklenmedik başka sürprizler getirebilir de...