İstanbul’da oryantal rüzgârı esti

29 Nisan - 3 Mayıs tarihleri arasında ‘TURKISH DELIGHT International Belly Dance Festival’ adıyla ilk oryantal dans festivali İstanbul’da, Ataköy Sheraton Oteli’nde gerçekleşti

Miryam ŞULAM Toplum
12 Mayıs 2010 Çarşamba

29 Nisan Perşembe akşamı Ataköy Sheraton Oteli’ne, İstanbul’da gerçekleşen ilk oryantal dans festivalinin açılışına davetliydik. Şık bir kokteylin ardından saat 21.30’da hepimiz salonda adımıza ayrılmış masalara geçtik.

Dünyanın birçok ülkesinden festivale katılan dansçıların farklı tarzdaki renkli performansları arasında;  Kobra Murat, Cemil İpekçi gibi yerli modacıların ve yabancı tasarımcıların bu gece için özel olarak hazırladıkları oryantal kostümler, değişik koreografili kısa defilelerle tanıtıldı. Salonu dolduran yerli/yabancı konukların, medyanın ve özellikle Japon turistlerin ilgisi görülmeye değerdi. Birçok İsrailli oryantalin yanısıra Amerikalı, Rus ve Mısır’lı dansçıların da sahneye çıktığı, temposu çok yüksek, zevkle izlediğim dans gösterileri ardı ardına geç saatlere dek sürdü.

Bu festivali organize eden, aynı zamanda da oryantal dans performansıyla büyük alkış toplayan, İsrail’in eski İstanbul Kültür Ataşesi Zali de Toledo’nun kızı Simona Guzman ile birlikte kısa bir söyleşi yapma şansına eriştim.

Bu festival kimin fikriydi?

Annem kültür ataşesi olduğundan, özellikle İstanbul’u uzun yıllardır çok iyi tanıyorum. New York’un yüz yıllık dans mekânı Fazil Studio, Gönül Türker’in yönetimindeki Beyoğlu’nda Leb-i Derya’nın bulunduğu tarihi binanın giriş katında hizmet vermeye başladı. Gönül Hanım, oryantalin önemli bir sanat dalı olduğu farkındalığını Türkiye’de daha büyük kitlelere yaymak istiyordu. Bu yüzden,  birlikte bir şeyler yapmak için beni aradı. Eşim Sam Guzman da bizim sohbetimize kulak misafiri olurken, ‘Neden bir Oryantal festivali yapmıyorsunuz?’ dedi. Bu fikri Gönül de ben de çok sevdik. Sam’in de desteğiyle bu müthiş organizasyon için işe koyulduk.

Bu organizasyonda rolünüz neydi?

Bu festivalin yapımcısıydım. Yani organizasyonla ilgili her türlü işle ilgilendim. Web sitesi, reklâm, öğretmenlerle temaslar, öğrenciler, kayıtlı katılımcılarla tek tek konuşmak ve tabii ki, işin bir de finans boyutu vardı. Gönül Türker ile ortak yaptığımız bu çalışmada Türkiye’deki tüm basın ve halkla ilişkilerden, reklâmdan, öğretmen seçimlerinden de o sorumluydu.

Festivalin amacı nedir?

Hedefimiz Oryantal dans’ın imajını, “sahnelerde sergilenen sanat performansı” başlığı altında yükseltmek, Oryantal sanatının altını çizmek ve Oryantal’in sadece gece kulüplerinde turistlere yönelik bir dans şekli değil, aslında her yaştan insanın ulaşabileceği ve özellikle profesyonel dansçı olmadan da öğrenilebilecek bir sanat dalı olduğunu Türk insanına göstermek istedik. Arzulayan herkes bu muhteşem dansa bağlanabilir ve onu bir dans terapisi şeklinde yorumlayabilir çünkü Oryantal dans sınıfına katılmak, grup terapisine katılmak gibi bir şey.

Mısır’da birçok oryantal dans okulu mevcut; Türkiye’nin de turistik, kültürel boyutta pek çok fikir ve önerisi olduğuna inanıyorum. Bu ülkede farklı stillerde dans eğitimi zaten mevcut. Örneğin açılışta performanslarına yer verdiğimiz Roman ve Kaşık dansları gibi. Biz bu festivali düzenlerken, Oryantal dansın geleneksel ve farkındalık taşıyan önemli boyutunu dünyaya yaymak amacına hizmet ettik.

Hayata geçirilmesinde kimlerin emeği geçti?

Öncelikle İsrail Konsolosluğu, bizim büyük emeklerle düzenlediğimiz Oryantal Festivali’ne hem Türk hem de yabancı basına bildirerek sonuna kadar destek çıktı.

Yapımcı yardımcısı olarak, uluslararası temaslar, teknik detaylar kızım Sharon’un sorumluluğundaydı. O yine benim sağ kolumdu. Burak Ballı bize yardım edebilecek basın ve yayın organları ve diğer Türk kaynaklarla iletişimi sağladı. Filiz Dursun, hem açılış gecesi defilelerinin koreografisini hazırladı hem de festival boyunca öğretmenlik yaptı. Sheraton Ataköy Oteli’nin sahibi Türkan Sönmez ile satış müdürü Fidan Onay ve tüm otel personeli her şeyin en iyi şekilde olması için 24 saat canla başla çalıştılar. Herkese ayrı ayrı teşekkürü borç bilirim.

Festivale ne kadar zamanda hazırlandınız?

Uzun çalışma saatleri içeren günler ve pek çok uykusuz geceyi de barındıran toplam sekiz ay çalıştık

Her sene yapmayı planlıyor musunuz?

Kesinlikle evet. Arzumuz ve çalışmalarımız bu festivalin geleneksel olarak her sene tekrar etmesine yöneliktir.

Katılımcı sayısı?

Yabancı turist ve Türk dans severlerle birlikte 100 kadar kişi katıldı. Ancak biz her sene bu sayının artacağına inanıyoruz.

Sponsorlarınız kimlerdi?

Finansal açıdan, sponsorlarımız olmadı ancak açılış gecesinde Türk şarap ve rakı firmaları bize yardım önerdiler. Ayrıca,  oryantal dekorasyon konusunda Tombak’tan yardım aldık.

Açılış gecesi, defilelerden bir tanesi de Cemil İpekçi’ye aitti. Festivali duyduğunda tepkisi ne oldu?

Cemil İpekçi çok açık fikirli ve ilginç biri. Onun gibi biriyle tanıştığınızda, aynı zamanda içinde yaşattığı ve bunu çok güzel bir şekilde etrafına yansıttığı renkli bir kişilikle de karşılaşıyorsunuz. Çok kibar ve gerçekten destekleyiciydi.

Festival’in açılış gecesinde, önce Pop Star’dan tanıdığımız Emel Yalçın ve Seçil Özcin ikişer şarkıyla sahne aldılar. Gece boyunca, dünyanın çeşitli ülkelerinden dans performanslarını sunanlar: Yousry Sharif Elena Lentini, Yasmina of Cairo, Fifi Ness, Zinnur Karaca, Eva Cernick, Natalia Becker, Birgül Beray, Serkan Tutar, Tamar Bar Gil, Asi Haksal, Simona Guzman, Serap Su, Kamile Akgül, Gül vered, Reyhan Tuzsuz, Gülnihal, Filiz Dursun, Naime, Hamsi Akatay ve gecenin en son performansı olarak sahne alan,  masalara çıkarak tüm seyirciyi dakikalar boyunca coşturan Ahmed El Khatib idi.

 

Oryantal dansı severlere duyurulur!  İkinci Turkish Delight Festivali 24 – 28 Eylül 2010 da tekrarlanıyor.  İlkini kaçırdıysanız, bu sefer yakalama şansınız var.