Bamidbar kitabının ilk peraşası olan Bemidbar Sinay Behukotay peraşasının hemen ardından gelir. Rav Hayim Palaçi bu gelişin bir tesadüf olmadığını aslında Bemidbar Sinay peraşasının aslında Tora’nın alınışının bir başka göstergesi olduğunu açıklar. Behukotay peraşasında yer alan berahalarda bizlere vaadedilen aslında bu dünya için gereksinimlerimizin karşılanacağıdır. Hâlbuki bu haftaki peraşada aslen ruhani anşamda Tanrı’nın bizleri Kendisine yaklaştırdığını ve bu sebeple de bir kez daha saydığını ifade etmektedir. Genellikle bu peraşanın Şabat Kala gibi Tora’nın alınmasının arifesinde okunması ise Bene Yisrael’in bu sayımla ruhani anlamda daha da yüceltildiğini ifade eder.
Prof. Nehama Leibowitz ise bu sayımın diğer sayımlardan olan farkının tarih ve yer betimlemesinin yapılması olduğunu not eder. Midraş Tanhuma bununla ilgili olarak bir öykü anlatmakta ve Tanrı’nın bizlere vermiş olduğu önemi anlatmaktadır.
Sayısının kendisi tarafından bile bilinmediği kadar çok bir varlığa sahip olan bir iş adamı yaşamında sıkıntılı anlar geçirmektedir. Yapmış olduğu iki evlilik de hüsran ile sonuçlanmış her iki eşi de onun için yaşamı çekilmez hale sokmuşlardır. Onlardan ayrılma isteği o kadar ileri plana çıkmıştır ki adam bu iki eşi ile yaptığı evliliklerini tarihini bile hatırlamak istemez. Derken günün birinde bir arkadaşı ona son derece eğitimli ve görgülü bir kişiyi tanıştırır. Ayrıldığı diğer iki eşinin aksine bu kız tam bir hanımefendi olabilecek özelliklere ve eğitime sahiptir. Bir süre sonra adam bu kızla evlenmeye karar verir ve son derece mutlu bir yaşam sürdüğü bu evliliğinin tarihini her zaman hatırlar.
Benzer bir şekilde Tanrı iki nesle yaklaşmak istemesine rağmen bu iki nesil de O’nu hayal kırıklığına uğratmışlardır. Mabul nesli sonunda yok edilmiş bundan ders almayarak saçma hareketlere girişen Dağılma nesli de insanlık için tan bir başarısızlık örneği sergilemişlerdir. Ancak bunların hemen ardından gelen ve dünyanın kuruluşunun 1948. yılında doğan Avraam gelecek için büyük umutların temelini atmıştır. Tanrı yakınlaşmak ve Tora’yı vermek istediği neslin diğer iki nesilden son derece farklı olduğunu görür. Bu nesil Avraam, Yitshak ve Yaakov’un çocuklarıdır. Onlar Tanrı’nın istediğini mutlaka yapacaklardır. O halde Ketuba’da nasıl evliliğin kesin tarihi ve yeri belirtilmişse bu peraşanın başında Bene Yisrael’in Tanrı’ya daha da yakın durdukları tarih ve yer açıkça belirtilmiştir. Bu hareket Tanrı’nın bizi bezim de Tanrı’yı seçtiğimizin bir göstergesidir.
Tseror Amor adlı kaynak burada sorulması gereken soruyu açıkça sorar. Bu antlaşmanın yapıldığı tarih 2449 yılının İyar ayıdır. Yani Tora’nın alınışının üzerinden yaklaşık on bir ay geçmiştir. Eğer bir ketubadan söz ediyorsak orada yazılması gereken tarih Tora’nın alınışı olan 6 Sivan 2448 olmalıdır. Tarih gecikmesinin sebebinin izahı nasıl yapılabilir?
Bu haklı sorunun cevabı da aslında açıktır. Mısır esaretinden çıkışın amacı Sinay dağında Tora’nın alınmasıdır ve bu zaten gerçekleşmiştir. Şimdi Bene Yisrael kendilerini farklı bir seviyeye çıkarmak üzeredirler. Bu seviye belli kampların, belli bayrakların, belli bir düzenin olacağı, meleklerin ve Tanrı’nın bizzat eşlik edeceği bir düzene geçiştir. Şehina’nın Mişkan ile merkezde bulunacağı dört yönde üçer kabilelik dört kampın olacağı ve her kampın bir meleğin nezaretinde olacağı bir düzene geçilmek üzeredir.
Aynı kaynak Bene Yisrael’in dört kamptan oluşmasının nedenini şöyle irdeler: Dört yön aslında dünyanın dört bir tarafını simgeler. Dünyaya bu şekilde Bene Yisrael tarafından güç verilmekte destek sağlanmaktadır.
Doğu tarafta Yeuda kabilesinin kampı vardır: Yeuda Yahudi kraliyetinin dolayısı ile ışığın simgesidir. Işığın doğudan yükseldiği bilgisi doğrultusunda Yeuda kabilesinin yeri de doğu olmalıdır. Bu kampın diğer iki kabilesinden biri olan Yisahar Tora bilginlerinin yetiştiği kabiledir. Bu nedenle ışığın en fazla bulunduğu kabilelerden biridir ve doğuda olmalıdır. Burada bulunan bir başka kabile olan Zevulun da Tora bilginlerine maddi kaynak sağlayan bir kabiledir. Yisahar kabilesi Tora öğrenip bilginleri yetiştirirken Zevulun kabilesi de ticaret yaparak onlara maddi anlamda destek olmaktadır. Bu yüzden onlar da doğuda yer almalıdırlar. Bu kampın meleği ise Zohar Akadoş’a göre URİEL adlı melektir. Meleğin ismi de ışığı çağrıştırmaktadır.
Güneyde Reuven kabilesinin kampı bulunur. Bila olayında yanlış yapan Reuven daha sonra çok sağlam bir teşuva yapar. Bu kabile nesillerine bu yüzden iyi bir teşuva örneği oluşturur. Güneyde bulunan bu kamp bereketli yağmurların gelişini ve teşuva sayesinde dünyaya berahaların gelmesini sağlayan kamptır. Burada savaşçı bir kabile olan Gad kabilesi de yer alır. Reuven kabilesinin ruhani gücü ile Gad kabilesinin siyasi gücü bir arada hem anlamlı hem de merhamet dolu bir gücü simgelerler. Her ikisinin arasında bulunan Şimon kabilesi ise hem Yaakov’dan hem de Moşe’den gerekli berahaları alamamış bir kabiledir. Yaakov Şehem olayından, Moşe ise Şitim’de meydana gelen olaydan dolayı Şimon kabilesine kırgındır. Şimon ruhani gelişimini tamamlayabilmek için Reuven kabilesinin merhamet özelliği ile Gad kabilesinin gücüne gereksinim duymaktadır. Onun için de bu iki kabilenin arasında bulunur. Merhametin ve iyiliğin simgelendiği melek olan MİHAEL Zohar Akadoş’a göre bu kampın meleğidir.
Batıda ise Efrayim kampı bulunur. Batı tarafta kar, soğuk, sıcak, dolu gibi bazen olumlu bazen de yıkıcı olan güçlerin varlığı egemendir. Tanrı bu yönde Rahel annemizin neslinin yer almasını istemiştir. Olumsuz kaynaklı güçler Rahel sayesinde olumlu tarafa doğru dönecektir. Bu kampta yer alam Menaşe kabilesi yetser ara’ya karşı son derece iyi savunucuların yer aldığı bir kabiledir. Tanrı’nın Şehina’sının yer aldığı doğrultu olan Binyamin kabilesi de bu kampa ayrı bir anlam katar. Binyamin Tanrı’nın en sevdiği kişilerden biridir ve yaşamını günahsız olarak tamamlamıştır. Zohar Akadoş bu kampın meleğinin güç meleği olan GAVRİEL olduğunu anlatır. Yetser ara ile savaşmak güç gerektirir. Meleğin ismi ve görevi de bu doğrultuya çağrışım yapar.
Kuzeyde Dan kampı yer alır. Kuzey karanlığın bulunduğu yöndür. Dan kabilesi Hakimler devrinde avoda zara yaparak (Miha’nın heykeline tapınarak) ruhani karanlığa neden olmuşlardır. Aynı zamanda Yarovam ben Nevat bu şehre altın buzağılardan birini koymak sureti ile derin ruhani bir karanlığa neden olur. Bu yönden gelecek olan karanlığın Dan mensuplarını uyarması ve kötü alışkanlıklarından vazgeçerek yaşam yolunu seçmeleri için Tanrı Dan kabilesinin bu yönde olmasına karar vermiştir. Aşer kabilesi bu kampta yer alır. Menora’nın yakılması için gereken zeytinyağı Aşer kabilesinin topraklarında bulunan zeytinlerden elde edilir. menora karanlığa karşı aydınlık anlamına gelir. Aşer de Dan üyelerinin karanlık alışkanlıklarına bir ışık getirmesi amacını güder. Bu kampta yer alan Naftali kabilesi Tanrı’nın maddi anlamda beraha verdiği ve büyük bir maddi berahaya sahip olan kabiledir. Bu kabile Dan kabilesine yardımcı olmayı da görev bilir. Bu kampın Zohar Akadoş’a göre meleği ise sağlık meleği olarak bilinen REFAEL adlı melektir. Dan’ın neden olduğu olumsuzlukların tedavisine çağrışım yapar.
Bütün kampların ortasında yer alan Levilerin kampı ve Mişkan ruhani anlamda önderliğin bulunduğu yerdir. Bütün kabileler Tanrı’nın emri, isteği, koruması ve kutsallığı altında hareket eder. Bene Yisrael’in kampı Keduşa’nın ta kendisidir. Bu Keduşa Bene Yisrael sayesinde dünyanın dört bir tarafına dağılmakta dünya bu Keduşa’nın verdiği destekle varlığını sürdürmektedir.
İzmir’de bir tanıdığım Bamidbar kitabını baştan sona okuyunca bu kitabın fazla bir şey vermediğini ifade etmiş ve “fazla vaktiniz yoksa bu kitabı okusanız da olur okumasanız da” şeklinde bir söz kullanmıştır. Tora Şebihtav Tora şebeal pe ile birlikte okunduğunda ve öğrenildiğinde aslında her satırın ve her harfin hatta her taamın özel bir değeri olduğunu bizlere öğretir. Tora alınmasının bayramı olan Şavuot’tan hemen önceki Şabat olan Şabat Kala’da bu gerçeğin bilincine varmak ve Tora’yı öğrenmek, yaşamımızın anlamını birkaç kat daha arttıracaktır. Tanrı bizlere çok iyi bir Tora vermiştir. Mişle bu konuda şunu bilincimize not etmemizi ister:
“Ki lekah tov natati lahem, torati al taazovu – sizlere iyi bir doktrin verdim. Tora’mı bırakmayınız.”