Kâşifleri yeni bölgelere taşıyan, bizlerden on katı güce sahip olmalarına rağmen bizlere boyun eğen, tekerlekli sandalyedeki insanların iyileşmesine hippoterapi yöntemi ile olanak sağlayan bu iyi ruhlu hayvanlar bize aynı zamanda emsalsiz bir spor da sunarlar...
Sakinlikten ve asabi davranışlardan hoşlanmayan atlara binebilmenin yolu onlar gibi düşünmekten geçer. Günümüzde bindiğimiz, müsabakalarda seyrettiğimiz atlar ‘Eguus Coballus’ adındaki atın atasından evrimleşerek bugünkü halini almıştır. 50 milyon yıldan daha uzun bir süre önce tilki boyutunda olan bu at şimdiki görünümü ile bizi kendine âşık etmeyi başarmıştır.
Uzun zaman önce Erzurumluların ve Bayburtluların cirit oynaması medyada boy gösteriyordu. Bugün ise cirit oyunlarının televizyon kanallarında yayınlandığına çok nadir de olsa tanık oluyoruz.
Peki, ata sporumuz olan cirit nedir? Sizi biraz tarihte yolculuğa çıkmak istiyorum. En basit dille anlatmam gerekirse cirit; gerçek bir savaş oyunu olup akıncıların düşmana saldırışı ve geri çekilişini içeriyor. İnsan ve atın hız, beceri, taktik ve takım ruhu ile birleşmesi estetiği, heyecanı yaratıyor.
Cirit nasıl oynanır?
Cirit oyununda iki takım 70 ile 120 metre genişliğindeki bir alanda karşılıklı olarak alanın en gerisinde 6’şar, 8’er veya 12’şer kişi olarak dizilirler. Sağ ellerine atacakları ilk ciridi, diğer ellerine yedek ve yetecek miktarda cirit alırlar. İki tarafın birinden bir atlı öne fırlar, karşı dizinin önüne 30-40 m kadar yaklaşır. Karşı tarafın oyuncularından birisinin adını seslenerek meydana davet eder. Sağ elindeki ciridi ona doğru savurur, sonra geri döner, atını kendi takımına doğru mahmuzlar. Karşı tarafın davet edilen oyuncusu hızla onu takip eder, elindeki ciridi geri dönüp kaçan karşı takım oyuncusuna fırlatır. Bu kez ilk oyuncunun çıktığı takımdan diğer bir ciritçi onu karşılar. İkinci takımdan çıkan, takımındaki yerini almak için süratle yerine dönmeye çalışır. Bu defa rakibi onu kovalar ve ciridini atar. Oyun böylece sürer. Cirit isabet ettiren ciritçi takımına bir sayı kazandırır. Eğer ciritçi attığı ciridi rakibine değil de ata isabet ettirmişse bir sayı kaybeder. Ciritçi karşı taraf oyuncusundan kendisini sakınmak için çeşitli hareketler yapar, atın sağına soluna, karnının altına, boynuna yatar.
Tabi geleneğe göre ciritte ölüm olaylarının doğal karşılanması ve düşmanlık yaratmaması gerekiyor. Ciridin yol açtığı yaralanma ve ölümler üstünde de oldukça durulmuş. Hatta Evliya Çelebi de ciritte dört dişini kaybettiğini yazar. “Cirid meydanında hakire latife yüzünden bir cirid atup yüzüme isabet edüp dörd aded dişlerim boğazıma dıkup Defterzade efendimiz hayli müteellim olup dörd dişimin kısasına karşılık bir kise cerime ve bir küheylan esb-i fetah bile cerime verüp sulh olduk” Seyahatname,1999 II. Kitap,188
Ne atın, ne binicinin canı yanıyor...
Cirit oyununda tehlike yaratmaması için, eskiden hurma ve meşe ağacından 70–100 cm. uzunluğunda; 2,3 cm. kalınlığında yapılan ciritler, sonraları kavak ağacından yapılmaya başlandı. Sopaların uçları silindir şeklinde kesilerek yuvarlatılır, kabukları yontulur, isabet halinde delicilik özelliğini ortadan kaldırmak için bu şekilde tedbir alınır.
Cirit atı yetiştiriciliği Çat (Erzurum), Karlıova (Bingöl), Iğdır, Siverek (Urfa), Uşak, Erzincan, Manisa, Malatya’da yapılmaktadır.
Cirit atları cidago (bel yüksekliği) yüksekliği 150cm civarında büyük atlardır. Cirit atları Arap ırkıdır. Sonraları 1878 Rus Savaşı için Bağdat’tan Erzurum’a gelen Muavin kabilesinin Arap atları ile Anadolu atlarının karışımı olan Hınıs atları cirit için yetiştirilmiştir.