Naso Tanrı, karı koca arasında huzur için, Kendi İsmi’ne gösterilecek saygıdan vazgeçer

Kavram
20 Mayıs 2010 Perşembe

Bene Yisrael’e konuş ve onlara şöyle: Herhangi bir adamın karısı yanlış bir yol tutturmuşsa ve ona ihanet ettiğine dair şüphe söz konusu ise... Koen bu bedduaları parşömene yazar ve yazıları acı suyun içinde siler.

(Bamidbar 5:12-23)

Bir sota (kadının zina yaptığından kuşkulanılması) vakasının en olağandışı yönü, Tanrı’nın İsmi’nin silinmesi ile sonuçlanan süreçtir. Tanrı’nın İsmi’nin silinmesi, Tora yasakları içinde en önde gelenidir.

Koen, Bet Amikdaş sınırları içinde, silinebilir bir mürekkep kullanarak Tora’nın sotayı konu alan bölümünü parşömene yazardı. Ardından Tanrı’nın İsmi’ni silmek için parşömenin üzerine acı bir su dökerdi.

Buradan çıkarılacak ders, şudur: Tanrı, karı koca arasında huzur olabilmesi için, Kendi İsmi’ne gösterilecek saygıdan vazgeçer ve İsmi’nin silinmesine göz yumar.

Cuma akşamı evine geç dönen ve kocasını bu yüzden kızdıran kadın hakkında bir öykü vardır. Kadın, büyük Rabi Meir Baal aNes’in verdiği Tora dersine katıldığını açıklasa da, öfkeli kocası ancak bir şartla derslere katılmasına izin verir: Öğretmeninin gözüne tükürmesi gerekmektedir. Korku içindeki kadıncağız komşularına sığınır ve durumu açıklar. Olup bitenler, en sonunda Rabi Meir’in kulağına gider.  

Rabi Meir bir sonraki ders sırasında kadınların oturduğu bölüme yaklaşır. Aniden gözüne bir ağrı saplanmış gibi yapar ve kadınlardan birinden, gözüne üflemesini rica eder. Kocasının hışmına uğrayan kadın, eşi ile barışma ve evine geri dönme fırsatını yakaladığını anlamıştır. Öne atılır ve Rabi’nin dediğini yapar ama anlaşılan üflemek yeterli olmamıştır çünkü sözüm ona acılı göz rahatlayıncaya kadar, Rabi’nin gözüne yedi kez tükürmesi gerekmiştir. “Şimdi kocana geri dönebilirsin” der sonunda Rabi Meir, şaşkınlıklar içindeki kadına. 

Bu aşağılayıcı durum, Rabi Meir’in öğrencilerinin canını çok sıkmıştır. “Tora ve liderlerinin hak ettiği saygı bu mudur?” diye söylenirler isyankâr bir tavırla.

“Meir, Tanrı’dan önemli olabilir mi?” der Rabi, öğrencilerine. “Tanrı, şalom bayit (evdeki barış, huzur) uğruna, Koen’e Kendi kutsal İsmi’ni silme talimatını vermedi mi? Bir yuvanın birliğini korumak, beni küçük düşürmez.”

Bilgelerimiz “Göklerde barışı yaratan...” dizesinde sözü geçen şalomun önemini vurgular. Bu dizede, sulardan yapılmış olan gökler ile ateşten yapılmış olan yıldızlar arasında olması gereken uyuma atıfta bulunulmaktadır. “Gökleri perde gibi yayar, saray odalarını suların üzerinde kurar” (Teilim 104) ve “Övün O’nu, ışıktan tüm yıldızlar” (Teilim 148) dizeleri de aynı anlamdadır. Göklerdeki karşıt unsurlar, birbirlerinin sınırlarına saygı gösterir. Bu barışçıl birliktelik olmasaydı, evren varlığını sürdüremezdi.

Aynı şekilde, Tanrı -Yaratılış’ın esas amacı olan- insanı yarattığı zaman, barışı sağlama uğruna hem yeryüzünden bir unsur, hem de göklerden bir unsur kullanmıştır. Tanrı’nın dünyevi malzemeden ne şekilde yararlandığını “Tanrı, adamı toprağın tozundan şekillendirdi” (Bereşit 2:7) pasukunda görürüz. Semavi madde konusunda Tora şöyle yazar: “Ve burun deliklerine bir yaşam nefesi üfledi” (Bereşit 2:7). Toprağın tozu ile göksel ruh uyum içinde varlıklarını sürdürmekte ve insanın yaşamasına olanak tanımaktadır. Nefret ve kıskançlığın ne olduğunu bilmeyen Yaratılış’ın bu unsurları bile barışa ihtiyaç duyuyorsa, insanoğlunun gerçek şalom arayışından asla vazgeçmemesi gerektiği açıktır.

Yahudi geleneği, tarih boyunca barışa duyduğumuz özleme tanıklık eder. Nihai geula günlerinde, Maşiah’ın amblemi şalom olacak.

“Dağlarda iyi haberler getiren ve barışı duyuranın ayakları ne güzeldir” (Yeşayau 52:7). Bu dize de şalomun Yahudi yaşamındaki yerini vurgular. Maşiah’ın dünyaya barışı getirmesini hepimiz hak edelim.

(Reşit Hohma)

A BRIDGE TO HEAVEN

A Collection of Classic Kabbalistic

Commentaries on the Torah / Rabbi Yosef Gabay

ÇEVİREN: ESTREYA SEVAL VALİ