Son birkaç sezondur taraftarın ve basının diline doladığı ‘gönüllerin şampiyonu’ saçmalığı nihayet bitti. Bir yanda borç rakamlarını düşürebilmek için içsel birleşimini gerçekleştiren ve borç yükünü sanal dahi olsa indirmeye çalışan Galatasaray; diğer yanda 100 milyon Euro’luk kadrosu ile lige son sürat başlayan ve son 11 hafta kalesinde gol görmeyen Fenerbahçe; ortada ise geçen senenin mirasını yemeğe çalışan bir Beşiktaş… Son olarak ise son 25 senedir İstanbul takımlarının arasından çıkamayan bir lig şampiyonluğu…
Ve 16 Mayıs akşamı tıpkı Arjantin’de olduğu gibi 25 sene sonra yurdumun yeşil sahaları da yeni bir Anadolu Kaplanı doğurdu. Bursaspor’un bu başarısı geçtiğimiz senelerde ligin son 3-4 haftalarında soluksuz kalan ve daha önceleri taşıma şerefini yaşamadıkları ve taşıyamadıkları Şampiyonluk tacından korkulmaması gerekliliğini Sivas ve Kayseri takımlara bir kez daha hatırlattı. Ertuğrul Hoca ve talebeleri inancın ve yüreğin başarının temelini oluşturduğunu bir kez daha kanıtladılar. Şimdilik yer yeşil-gök beyaz, bu renk armonisinin artması dileği ile…
Fenerbahçeli futbolcuları ve camiası ise geçtiğimiz Pazar akşamı maçların 90 dakika olduğunu ve maçların hakemin son düdüğü çalması ile son bulduğunu dört yıl sonra tekrar hatırladılar.
İki kupanın da Anadolu takımlarına gitmesi üç büyüklerin ileriki tarihlerde başlayacak olan transfer döneminde daha dikkatli davranmaları gerektiğini de bir kez daha gözler önüne sermiş oldu…