Bu hafta ağımıza takılanlar...

Comics endüstrisinin başlangıcından beri baştaki insanlar hemen her zaman Yahudi olmuştur bu doğru. İlk yazarlar ve çizerler ve hatta günümüzdekilerin bir kısmı Yahudi’dir. Hatta isimlerini ve soyisimlerini değiştirenler bile olmuştur. (…) Çizgi roman diye bir sanatın vardığı noktayı ve aldığım estetik hazzı düşününce… “Şalom” diyebiliyorum ancak :)

İzak BARON Diğer
26 Mayıs 2010 Çarşamba

Güncel           

ERDOĞAN, İSLAMİ EĞİLİMLİ BAĞIMSIZ BİR POLİTİKA İZLEYEREK BATI’NIN VE İSRAİL’İN STRATEJİK VE EKONOMİK ÇIKARLARINI ZEDELEMEYE BAŞLADI

Bence bu tuzağın arkasında AKP’yi iktidardan düşürmek veya zayıflatmak isteyen ve muhtemelen Türk ajanlarla çalışan bir dış ülkenin istihbaratı var. Erdoğan Batı ve İsrail için iyi bir haber değildir.

Erdoğan’dan önce Türkiye her konuda Batı’nın politikalarını izleyen uysal bir uydu idi. Erdoğan, İslami eğilimli bağımsız bir politika izleyerek Batı’nın ve İsrail’in stratejik ve ekonomik çıkarlarını zedelemeye başladı. Gücü ve kendine güveni arttıkça bu politikanın dozunu yükselteceği, Türkiye’yi daha da İslamlaştıracağı izlenimi verdi. Bu gidişle Türkiye İran gibi Batı’nın (ve İsrail’in) başına bela olabilirdi.

Erdoğan’ın Tahran’a gidip ABD’nin İran’a uygulatmak noktasına geldiği son ambargo kozunu yörüngesinden çıkartmaya çalışması bunun olası olduğunun en son örneğidir.

Vee. Neden bandın en hassas bölümleri çıkarıldı? Bence Baykal başını kaldırmaya kalkarsa yayımlayıp onu iyice rezil etmek için.

Dediğim gibi. Herkesten fazla bir şey bilmiyorum. Sadece vahşi bir spekülasyon.

Metin Münir

http://www.milliyet.com.tr/baykal-i-kim-neden-tuzaga-dusurdu-/metin-munir/ekonomi/yazardetay/20.05.2010/ 1240137/ default.htm

ŞİMDİ ANLADINIZ MI, İSRAİL’İN NEDEN ISRARLA, HEDEFLERİNE AMERİKAN YÖNETİMİ ÜZERİNDEN VARMAYA ÇALIŞTIĞINI?

...Ve dünya ekonomisi: Bir İsrail saldırısı halinde İran’ın, dünya petrolünün ana sevkiyat noktası olan Hürmüz Boğazı’nı kapatacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bölgedeki Amerikan donanması bu ablukayı delse bile, petrol fiyatının en az 200 Dolar düzeyine çıkması da bekleniyor. Bu, zaten krizde olan dünya ekonomisi açısından ‘büyük felaket’ anlamına geliyor.

Şimdi anladınız mı, İsrail’in neden ısrarla, hedeflerine Amerikan yönetimi üzerinden varmaya çalıştığını?

Kartların giderek İran’ın elinde toplanmaya başlaması, bu arada, Türkiye’nin Brezilya ile birlikte tarihinin en köklü diplomatik ataklarından birini bu konuda gerçekleştirmesi önemlidir.

Bakmayın ortalıkla yaratılmaya çalışılan havaya, Ankara ‘diplomasi pokeri’nde sağlam elle oturuyor...

Ardan Zentürk

http://www.stargazete.com/gazete/yazar/ardan-zenturk/israil-iran-i-vurur-mu-264409.htm

İSRAİL BU ANLAŞMADAN MUTLU DEĞİL, OLMASI BEKLENEMEZ VE ÖDÜ KOPUYOR

İsrail tabii en önemli oyuncu bu konuda. Bu anlaşmadan mutlu değil, olması beklenemez ve ödü kopuyor. Daha da kötüleşecek. Çünkü Türkiye, İran meselesinden sonra İsrail’in bu konuda üzerine gidecek. İsrail konusunu, İsrail nükleer silahları olarak da okuyacağız, ABD’deki dengeler açısından da okuyacağız, İsrail iç dengeleri açısından da, Amerika'da İran anlaşmasını yorumlayan bazı gazetelerin dili mânasında da göreceğiz.. Şimdi bu İsrail gerçekten garip bir ülke. Samimi söylüyorum çok ilginç buluyorum. Bu kadar olay oluyor, tam da şimdi, hâlâ oturup 'İran'la savaş çıkarsa' simulasyonu yapıyorlar. Yapılmaz mı? Her ülke yapar. Ama bunu ayın 16'sında yapıyorlar. Her ülkeyi de bir önemli adama vermişler, onlar yönetiyor. İşte eski diplomatlar veya eski generaller falan... Türkiye'yi kim yönetti acaba?

Nedret Ersanel

http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=165395

BİZİ YOK ETMEYE KASTEDENLERE GELİNCE KOLLARDAN BİRİNİN BU KADAR UZUN VE GÜÇLÜ OLMASI, BİZE BEDEL ÖDETMEYE KALKANLARA GELİNCE İSE DİĞER KOLUN BU KADAR KISA VE ZAYIF OLMASI NASIL AÇIKLANABİLİR?

Şin Bet’in Gazze’deki humustan tutun da Bir Zeit’teki Noam Chomsky olayına kadar hayatımızın her anındaki mevcudiyetine göz yummak artık imkânsız bir hal aldı.

Şin Bet’in bu kadar faal olmasının bir açıklaması olmalı. Bizi yok etmeye kastedenlere gelince kollardan birinin bu kadar uzun ve güçlü olması, bize bedel ödetmeye kalkanlara gelince ise diğer kolun bu kadar kısa ve zayıf olması nasıl açıklanabilir?

Bu hafta başında, Ramallah yakınlarındaki bir köyde Aysar Zaban sırtından vurularak öldürüldü. Aysar Zaban 15 yaşındaydı; arabalara bir daha taş atamayacak. Tetikçi hâlâ aranıyor ama yakalanma ihtimali yok.

Nereden mi biliyorum? Cevap çok basit. Suç işlemiş hiç bir yerleşimci şu ana kadar yakalanmadı. Yerleşimcilerin yol açtığı yüzlerce terör olayı yaşandı ama suçlular elini kolunu sallayarak geziyor şimdi. İpucu var, delil var ama adalet yok.

Kanun ve nizamın temsilcileri kendi güvenliklerini düşünüp olayları uzaktan izlerken; mermiler atılıyor, ağaçlar yerle bir ediliyor, tarlalar ateşe veriliyor, pencere camları tuzla buz ediliyor ve aileler soykırıma maruz kalıyor. Asker ve polisler işi kavramış durumdalar zira üstlerinin haleti ruhiyesi tüm vaziyeti ortaya koyuyor.

Yossi Sarid

http://www.ekopolitik.org/public/news.aspx?id=4777&pid=46

ERDOĞAN "BU İŞ PRİM YAPTI" DİYEREK İSRAİL'E OLUR OLMAZ TAVIR ALMAYA BAŞLADI

Ancak ‘büyük deha’ Davutoğlu, "her şeyin bir sınırı var" uyarısında gecikince, Erdoğan "bu iş prim yaptı" diyerek İsrail'e olur olmaz tavır almaya başladı. Oysa İsrail'i ABD'nin ihtiyaçlarına uygun bir noktaya getirmek konusunda Beyaz Saray'ın elindeki tek araç Erdoğan değildi, İsrail'in iç dinamikleri de harekete geçirilmişti, arada diş göstermesine karşın, İsrail'in şahin kanadı Obama'dan gelen mesajı almıştı. Amerikan basınında ‘Türkiye yüzyılı’ değerlendirmeleri yerini ‘güven vermiyor’ suçlamasına bırakıverdi. Erdoğan ise ezberlediği repliğe devam etmekle meşguldü!

Kemal Okuyan

http://www.yeniortam.org/arada1225.html

ABD, KENDİSİNE LÜZUMSUZ YERE ZARAR VERMEYE BAŞLAYAN BİR İSRAİL’İN TÜRKİYE TARAFINDAN BİRAZ ‘EHLİLEŞTİRİLMESİ’Nİ Mİ İSTİYOR?

Böyle bir ‘eksen ülke’ şimdiye kadar biraz Türkiye, ama esas olarak İsrail idi. Fakat İsrail, ırkçı yerleşim politikasıyla ve artık vahşileşmiş şiddetiyle bir yandan kendisini, diğer yandan da ABD’yi çukura sürüklemeye başladı; artık hegemon devlet için güvenilir değil. Şunu da ilave edeyim sırası gelmişken: Eğer bugün Türkiye, Yahudi lobisi ve ABD desteği gibi devedişi misali unsurlara rağmen İsrail’e posta atabiliyorsa, bu belki de ABD’nin, kendisine lüzumsuz yere zarar vermeye başlayan bir İsrail’in Türkiye tarafından biraz ‘ehlileştirilmesi’ni istediğindendir? Yani, netice-i kelâm, şu andaki uluslararası sistem Türkiye için müsait.

Baskın Oran

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=998226&Date=25.05.2010&CategoryID=42

Netten Okumalar

SUPERMAN 70 YAŞINDA

Comics endüstrisinin başlangıcından beri baştaki insanlar hemen her zaman Yahudi olmuştur bu doğru. İlk yazarlar ve çizerler ve hatta günümüzdekilerin bir kısmı Yahudi’dir. Hatta isimlerini ve soyisimlerini değiştirenler bile olmuştur. Bunun listesi bile mevcuttur internette. Bu bakımdan bir art niyet aramak da mümkün, Ankara’da tüm simitçilerin Çorumlu olması gibi bir hemşehricilik kayırma da.

Hangisi doğru bilmiyorum ama çizgi roman diye bir sanatın vardığı noktayı ve aldığım estetik hazzı düşününce… “Şalom” diyebiliyorum ancak :)

http://cizgiromanokurlariplatformu.blogspot.com/2008/06/superman-70-yasinda.html

EDEBİYAT SAVAŞLARI – 2. CEPHE

1930 Sonrası Peyami Safa'nın Rengi ve Peyami Safa – Aziz Nesin Çatışması)

Türk edebiyat savaşları birinci cephesi akşam dinlencesine çekildiği vakit, çatışmanın seyrini değiştirecek bir gelişme olur. Almanya'da 5 Mart 1933'te yapılan seçimler sonucunda Adolf Hitler ve Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP) iktidara gelir. Hitler ve yandaşları çok geçmeden (sadece 25 gün sonra) Yahudilere karşı şiddetli bir kampanya başlatırlar. Onlara saldırırlar, onların dükkân ya da mağazalarını yağmalarlar, hatta bu itiş kakışta ölenler bile olur.

 Bu karmaşanın bütün dünyayı etkilemesinin yanı sıra, Türkiye'de de yeni bir Nazi sempatizanlığı oluşur. Önce biraz ondan söz edelim.

http://www.btasahnesi.net/yazilar/hf/hf11/edebiyatsavaslari-2.htm

TARİHÎ BİR VARAKA (BELGE, DOKÜMAN)

 

Ürkek İsmet İnönü ve onun yönetimindeki hükûmetin direnmesine rağmen, doğrudan Atatürk’e yazılan, bu sâyede de Nazi zûlmünden kaçan Yahudi ilim adamlarının çağdaş Türkiye üniversitelerini kurmasına vesîle olan bir büyük dâhînin mektubunu mekâna koyacağım.

 

Doğramacıgillerden değildi onlar, 12 Eylül’e rağmen hâlâ Türkiye’de üniversite varsa, bu Yahudiler’e çok şey borçluyuz.

 

http://www.keremdoksat.com/2010/05/01/tarihi-bir-varaka-belge-dokuman/

 

Yanlış Fikirler ve Gerçekler

Yanlış Fikir: 11 Eylül’de saldırıya uğrayan İkiz Kuleler’de çalışan hiçbir Yahudi o gün işe gitmedi. Dolayısıyla terör saldırısında bir tek Yahudi ölmedi.

Gerçek: 11 Eylül saldırılarında yaklaşık 250 ilâ 400 arasında Yahudi öldü. Beş tânesi İsrail vatandaşıydı. Zâten o gün bir tek Yahudi işe gitmemiş olsa, bütün dünyanın dikkatini çekerdi. Protocols of Zion belgeselinde bu konuda ele alınmıştı. Anti Defamation League adındaki organizasyonun ulusal yöneticisi Abraham Foxman şöyle konuşmuştu: “İstanbul’daki bir arkadaşımdan telefon aldım. Arkadaşım bana Türk gazete manşetlerinde 4000 Yahudi kurtarıldı yazıyor dedi. Ben de neden bahsettiğini bilmiyorum dedim”. Daha sonra saldırının ikinci günü İsrail konsolosluğundan bir yetkilinin açıklamasından bahsetti. Yetkili şunları söylemiş: “İsrail’den 4000’e yakın telefon aldık. İnsanlar yakınlarını merak ediyorlar”. Yâni 4000 rakamı oradan geliyor. Böyle tutarsız şeylere inanmak gerçektende Müslüman toplumunun itibârını çok zedeliyor. Belgeselin yapımı sırasında Filistin asıllı Amerikalılar’ın yaşadığı sokakta çekim yapıldı. Bir gence sorulunca cevap olarak “Eve, tek bir Yahudi’nin o gün işe gitmediğine inanıyorum” diye cevap verdi. Oradan geçmekte olan 50 yaşlarında Filistinli bir bey “Böyle röportajları niye bu topluluğu temsil edebilecek birinle yapmıyorsunuz. Bu gençler kafalarına göre konuşuyorlar” diye sitem etti. Aynı soru ona da sorulunca “Hayır, İkiz Kuleler’de çalışan Yahudiler’in o gün işe gitmediği safsatasına inanmıyorum” dedi.

Böyle mantıksız şeyleri belki de İslâm karşıtı insanlar uyduruyor ve Müslümanlar’ın saçma komplo teorisi gibi gösterip bize mâl ediyorlar şeklinde de yorum yaptı. Buna rağmen Filistin asıllı gençler o gün Yahudiler işe gitmedi ve bir tek Yahudi ölmedi inancını dile getirmekte maâlesef ısrar ettiler.

http://www.keremdoksat.com/2010/05/23/ugur-alkan%e2%80%99dan-yanlis-fikirler-ve-gercekler/