Zebulon Simentov sinagogda en iyi yere oturuyor. Ancak bu avantajının olumsuz bir yanı da var: çünkü o Afganistan’ın son Yahudi’si. 800 yıllık bir geçmişe sahip, bir zamanlar 40 bin kişiyle temsil edilen Yahudi cemaatinden geriye sadece bir kişi kaldı.
Zebulon Simentov’un Afganistan’dan kımıldamaya hiç niyeti yok. İsrail’de yaşayan eşi ve yetişkin iki kızı ile buluşmayı reddediyor.
Simentov; “Ailem sürekli beni arayıp, burada ne yaptığımı sorguluyor. İsrail’e gitmemi, onlarla yaşamamı istiyorlar” demekte. Eski bir halı taciri olan Simentov kendisine bu konuda yöneltilen soruları “Tanrı benim burada kalmamı istiyor” şeklinde yanıtlıyor.
Biri 14, diğeri 16 yaşında olan iki kızını son kez 12 yıl önce İsrail’i ziyareti sırasında gördü. Ancak Simentov, 400 yıllık tozlu dua kitapları ile dolu eski dolapların bekçiliğini yapmaktan mutsuz değil. Tatil günlerini Avrupa ve ABD’den gelen turistlerle geçiren Zebulon Simentov, farklı ülkelerden Yahudilerin yaptıkları bağışlarla geçimini sağlıyor.
Afganistan’da Ortaçağ’a uzanan Yahudi varlığı 19. yüzyılın ortalarında 40 bin kişilik bir nüfusa ulaştıysa da 1870’lerde antisemitizm nedeniyle inişe geçti. 1948’de İsrail devletinin kurulması göçü hızlandırdı.
Afganistan başkentinin tek sinagogu olan Simentov’un sinagogu, kentin dar sokaklarının birinde, girişinde yer alan Davud Yıldızı ile göze çarpıyor. Mekânın içinde birkaç kırık lamba ile tavanında vantilatörler bulunuyor. Simentov gizlenmek zorunda olmadığını belirtiyor. Afganlardan söz ederken, “Burada herkes benim kardeşim. Burada veya İsrail’de bulunmamın hiçbir farkı yok” demekte.
Tabii ki ABD’nin Afganistan’a müdahale ettiği 2001 yılından önce, Taliban döneminde koşullar böyle değildi. Simentov dört kez Taliban tarafından tutuklandı ve tutuklu bulunduğu dönemlerde dayak yedi.
“Taliban sorundu. Herkesin hayatına giriyor, karışıyorlardı. Şimdi ortadan yok oldular, durum değişti” diyen Zebulon Simentov’un bu ifadesinden Afganistan’da kalıp son sinagogu korumaya devam etmeye kararlı olduğu anlaşılıyor.