Alkışlanmayı, “ben başardım!” demeyi hepimiz çok seviyoruz ancak mesele “hep beraber başardık” demekte…
Geçtiğimiz haftalarda Hahambaşılıkta Eğitim ve Gençlik Komisyonu’nun girişimiyle cemaatin birçok dernek ve kurumunun katıldığı bir toplantı düzenlendi. Toplantının konusu ister aynı ister farklı kulvarlarda olsun cemaatin gelişimi için çalışan derneklerin birbiriyle iletişimini arttırıp aynı amaca yönelik projeleri bir çatı altında birleştirmekti. Toplantı sonlarına doğru saatin geç olması nedeniyle çoğunluk ayrılmak zorunda kalırken, herkesin birbirini dinlemesi için en azından bir adım atılmış oldu…
Değişen hayat şartları, iletişim teknolojilerindeki ilerleme, sosyal medyanın artan gücü derken her gün yatağımızdan kalktıktan akşam eve dönene kadar yüz binlerce mesaj saldırısına uğruyoruz. Bu mesajların bir bölümünü kısa sürede unuturken araştırmalara göre ancak en fazla % 10’luk bir kısmı zihnimizde yer etmeye hak kazanıyor. Günümüz reklamcıları, pazarlamacıları da, bu % 10’luk dilime girebilmek için birbirinden değişik yollarla yarış içindeler. Peki, cemaat kurumlarımız hedef kitlelerine seslenmede ne kadar başarılı olabiliyor dersiniz? Aynı hedefe giden kurumlarımız nasıl bir işbirliği içindeler? Tepkisiz bir topluma dönüşmede ne kadar pay sahibiyiz?
Sizlere aklıma gelen birkaç örneği yorumsuz olarak verip, doğruyu beraber bulalım istiyorum. Öncelikle geçtiğimiz aylarda bir gençlik derneğimiz Eskişehir turu düzenledi, aynı tarihlerde de okul mezunlarının düzenlediği farklı kitleye hitap eden bir Eskişehir turu vardı. Bu turlardan sadece bir tanesi gerçekleşti, acaba her iki kurum konu hakkında hiç konuştular mı? 2 Mayıs Hahambaşı seçimleri günü bildiğim kadarı ile ‘Weekend For Us’, ‘U-MMUD’ ve birlikte cemaatte en az dört ayrı etkinlik vardı. Ben dahil, seçim yapmakta zorlandık. Peki ya yurtdışından davetli gelen konuşmacılara ne diyelim? Acaba onlardan her kurumumuz eşit şekilde faydalanabiliyorlar mı? Gençlik derneklerimizde durum nasıl dersiniz? Bir derneğin gençleri çekme oranı tehlikeye düştüğünde, diğer derneğin başkanı ile kafa kafaya verip nerede hata yapıyoruz diyorlar mı? Bu sene gündeme beraber şu konuyu alalım ya da tiyatrodan dansa bir ortak çalışma yapalım fikri hiç oldu mu? Sürdürebilirlik için nasıl bir çalışma içindeler? Bana sorarsanız geçen günlerdeki toplantı bile artık formalarımızın tek olduğunun bir mesajını vermekteydi. Alkışlanmayı, “ben başardım!” demeyi hepimiz çok seviyoruz ancak mesele “hep beraber başardık” demekte… Bu cemaate gönül vermek kişisel bütün beklentileri evde bırakıp, sadece bir sorumluluk duygusu ve takım ruhu ile “buradayım” demektir. Başaramayacağınızı hissettiğinizde emin olun bunu yapacak birileri mutlaka vardır…
Sizlerle aylar evvel paylaştığım Purim kutlaması örneği aslında hepimize birer mesajdı. Biz kendimizi temsil edemez, kitlemize ulaşamazsak, bu mesaj kirliliğinde birileri mutlaka ulaşacaktır. Cemaatin yeni yönetiminin geçmişe göre daha sosyal toplum için toplumla olma hedeflerini geçtiğimiz aylarda öğrenmiştik. Bu bağlamda bilgilendirme toplantıları önem taşıyor. Siz de aklınızdaki fikirleri çözümleri yanınızda bu toplantıya getirirseniz hep beraber doğruyu bulmada katkınız olur. İçinde bulunduğumuz zaman birbirimizi eleştirmek yerine asıl sorunlarımız olan asimilasyon, antisemitizm, yoksulluk, eğitim gibi konularda tüm kurumların kenetlenerek çözüm aramasını gerektirmektedir. Gelin yazın sıcağına hayatın yoğun temposuna rağmen daha iyi bir gelecek için bilgilendirme toplantısında hep beraber yeni yönetimin arkasında duyarlı bir toplum olarak orada hazır bulunalım…