Şahin bir barış savaşçısı RICHARD HOLBROOKE

İnsanın ne kadar yaşadığı değil nasıl yaşadığı önemlidir derler. Balkan buldozeri lakaplı ABD’li diplomat Richard Holbrooke bu cümleyi doğrular nitelikte bir hayat yaşadı

Sento ALMALEH Diğer
29 Aralık 2010 Çarşamba

İnsanın ne kadar yaşadığı değil nasıl yaşadığı önemlidir derler. Balkan buldozeri lakaplı ABD’li diplomat Richard Holbrooke bu cümleyi doğrular nitelikte bir hayat yaşadı

Tam yedi kez Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen Richard Holbrooke, ara dönemler olsa da 1962’den 2010 yılındaki ölümüne kadar ABD Dışişleri Bakanlığı’nda çalıştı. Görevde olduğu yaklaşık yarım yüzyıllık dönemde çok önemli pozisyonlarda bulundu ve Amerikan diplomasisini etkileyen önemli isimlerden biri oldu. Zaman zaman başkanlık kampanyalarında yer aldı ve Hillary Clinton kampanyasında olduğu gibi bazen Dışişleri Bakanı olmaya çok yaklaştı. ABD’nin tek süper güç olmasının da etkisiyle, 1990 sonrası ABD diplomasisine ‘şahin’ bir bakış açısıyla, yani güç kullanarak ve baskı uygulayarak, dünyada barışa hizmet edilebileceği fikrini aşıladı.

Kennedy’nin izinden

1941 yılında Alman Yahudisi göçmen bir ailenin çocuğu olarak New York’ta doğan Holbrooke, ABD’nin en prestijli üniversitelerinden Brown Üniversitesi’nde tam burslu olarak okudu. Kennedy’nin Vietnam Savaşı nedeniyle gençlerden ülkeye hizmet etmelerini istemesiyle ile ilgili konuşmalarından etkilenerek 1962 yılında okuldan mezun olduktan birkaç hafta sonra dışişleri bakanlığında çalışmaya başladı.

Genç ve başarılı diplomat

Dışişleri bakanlığındaki ilk görevi Vietnam oldu. Bu ülkede aldığı sorumluluklarda o kadar başarılı oldu ki daha sonra Beyaz Saray’da oluşturulan ve Vietnam ile ilgili uzmanlardan oluşan kurula henüz 24 yaşında olmasına rağmen davet edildi. 1969 yılındaki Paris Barış Görüşmeleri’ni yürüten grupta da yer aldı. 1970 yılında kendi isteğiyle Fas’taki Barış Gücü birliklerinin direktörü olarak atandı ve iki yıl bu görevde kaldı. 1977 yazında ABD Başkanı Jimmy Carter’ın seçim kampanyasında yer aldı ve Carter’ın zaferinin ardından 36 yaşında -bu göreve getirilmiş en genç kişi olarak-  Doğu Asya ve Pasifik’ten Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı oldu. 1981 yılında görevi sona erdiğinde Çin’le olan soğuk savaştan, Endonezya’daki Doğu Timur problemine kadar birçok sorun hakkında tecrübe kazanmıştı. On iki senelik bir aranın ardından Holbrooke, 1993’te ABD Başkanı Bill Clinton tarafından Almanya’ya büyükelçi olarak atandı. Göreve geldiğinde iki Almanya’nın birleşmesinin üzerinden sadece birkaç yıl geçmişti. Holbrooke birleşik Almanya ile ABD’nin ilişkilerini tekrar organize etti ve bu hassas dönemden sorunsuz geçilmesini sağladı. Bu arada NATO’nun genişlemesiyle de yakından ilgilendi. 1994–1996 yılları arasında Avrupa ve Kanada’dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcılığı sırasında ABD diplomasisinin NATO genişlemesi ve Bosna Savaşı ile ilgili politikalarını belirleyen isim oldu. 1999’dan 2001’e kadar ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi olan Holbrooke, 2009 yılında ABD Başkanı Barack Obama tarafından Afganistan ve Pakistan Özel Temsilci olarak atandı.

‘Balkan Buldozeri’

ABD Dışişleri Bakanlığı’nda başarılı bir kariyere sahip olmasına rağmen Richard Holbrooke’un geniş çaplı tanınması 1995’te Bosna Hersek’teki iç savaşı bitiren Dayton Anlaşması’ndan sonra oldu. Holbrooke’un bu görüşmelerdeki başarısı ilginç olarak onun 1992’de Bosna’ya gerçekleştirdiği biri özel diğeri ise Uluslararası Mülteciler Kurulu üyesi olarak gerçekleştirdiği iki gezi sayesinde oldu. Bu gezilerinde Bosna’daki insanlık dramına ilk elden şahit oldu ve o kadar etkilendi ki bu savaşın ne olursa olsun bitmesi gerektiğine karar verdi. Hatta o sıralarda Washington ve Bosna’da görevli dışişleri bakanlığındaki iş arkadaşlarına gönderdiği mesajında “Bosna, Avrupa’daki Amerikan diplomasisi için bir sınav niteliğindedir. Bundan dolayı ne koşulda olursa olsun burada başarılı olmak zorundayız” diye yazdı. Bu, geçmiş deneyimleri yüzünden Bosna Savaşı sırasında NATO ve ABD’nin Sırplara normalden çok daha sert davranmasına neden oldu. Hatta bu sert politikalardan dolayı NATO uçakları, tarihinde ilk defa sıcak çatışmaya girerek uçuş yasağı bulunan bölgede seyreden Sırp uçaklarını düşürdü.

Bosna için barışa duyduğu özlem ve başarılı olma zorunluluğu onu liderlere karşı sert tutum izlemeye kadar itti. 1995’te ABD’nin Ohio şehrine bağlı Dayton kasabasında bir araya getirdiği Sırp, Hırvat ve Boşnak liderlere “Anlaşmadan buradan çıkmak yok!” diyerek onları barışa zorladı ve Bosna’daki barışın en büyük mimarı oldu. Richard Holbrooke’un bu kararlılığı Bosna’daki iç savaşı beklenenden erken bitirdi ve bu sayede her üç tarafta da yüzbinlerce insanın hayatı kurtulmuş oldu.

Barışa yönelik uyguladığı bu sert politikalar ve bu politikaların başarıya ulaşması ona ‘Balkan Buldozeri’ lakabının takılmasına neden oldu.

Yazarlıktan bankacılığa çok yönlü bir hayat

Hayatı boyunca ABD Dışişleri Bakanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunan Holbrooke, bu görevler dışında 1972–1976 yılları arasında ‘Foreign Policy’ adlı dergide yönetici editörlük ve Newsweek Dergisi’nde editör yardımcılığı yaptı. 1981–1985 arasında Lehman Brothers adlı finans kuruluşunda üst düzey danışmanlık, aynı zamanda Public Strategies adlı danışmanlık şirketinde yönetim kurulu başkan yardımcılığı yaptı. Holbrooke ayrıca 1985’ten 1993’e kadar ise Lehman Brothers’da yönetici direktörlüğü görevinde de bulundu. Bu dönemde ABD’nin Savunma eski Bakanı Clark Clifford’un anılarının kaleme alınmasına da yardım etti. Bu kitap 1991 yılında yayınlandı ve çok satanlar listesine girdi. 1998’de ise “Bir Savaşı Bitirmek” (To End a War) adıyla Dayton Barış Görüşmeleri sırasındaki anılarından oluşan kitabı piyasaya sürdü. New York Times kitabı yılın en iyi on bir kitabı arasında gösterdi.

Aort damarındaki yırtık nedeniyle yatırıldığı George Washington Üniversitesi Hastanesi’nde 14 Aralık 2010’da hayatını kaybeden Richard Holbrooke gazeteci yazar Kati Marton ile evli ve iki çocuk babasıydı.

Ölümünün ardından ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın “Amerika en ateşli şampiyonunu ve en kendini adamış adamını kaybetmiştir” dediği Holbrooke öldüğünde isminin başına, dergi editörü, yazar, barış gücü direktörü, bankacı gibi birçok sıfat yazmak mümkün oldu.