Delikanlı genç arkadaşların son zamanlarda binbir zorlukla kazanmakta oldukları paralarının harcamasını yaparken, hiçbir sorumluluk hissetmemeleri, yarınını düşünmeden har vurup, harman savurmaları, bilhassa bunu yapanların varlıklı aile çocuklarının olmaması toplum için üzücü olmaktadır.
Bir moda çıkmaya görsün, hemen her gencin üstünde. Kısa fasılalarla reversiz, geniş paça, reverli pantolon modası arka arkaya çıktı. Her biri 400 lira olduğu halde modaya uymayan genç yok gibi. Haftalığı 300 lira olan gencin takım elbisesi, spor ceketi en lüks ve pahalı mağazalardan.
Patronunkinin ise ismi duyulmamış bir toptancı konfeksiyon kreasyonundan. Daha ucuz, belki daha kaliteli ama işçisi rağbet etmez, zira emsallere çalım yapacak akabinde de 2-3 hafta öğlenleri bir tost ile iktifa edecek.
Zamanımızda bir erkek berberinin ücreti, kadınınkilerden de pahallı. Saç sakal derken 30 lira tutuyor. Siz belki Tahtakale’de de 2,5 liralığı var oraya git diyeceksiniz. Ama ben de belediyeden aldığı tarifenin bütün satırlarını eksik tatbik edip hesabı 30 liraya çıkarandan bahsedeceğim. Ücret bu kadar yüksek olduktan sonra kalfaya 5, şayet traş eden her zamanki kalfa değilse her zamankine de traş etmediği halde 5 lira, bir de cekette olmayana saçları fırçalayana 2,5 lira bahşiş veren delikanlının yanında bahşiş vermediğiniz veya az bir şey verdiğinizde durumu tahayyül edin. Dahası var: 30 ayakkabı boyayacak bir kutu boya-cila 5 lira olduğu halde, bir lostra salonunda ayakkabı boyama tarifesi 100 kuruş, kasa 150 kuruş alır. Buna da peki. Şimdi gençlik yeni moda çıkardı ayakkabıyı boyayana da 2,5 lira bahşiş. Durun daha bitmedi; temiz pak bir lokanta gidiyorsunuz, alelade bir lokanta tarifesinin birkaç misli pahallı fakat bilerek giriyorsunuz ve hesap en az 60 lira, %15 garson, %15 işletme vergisi hesap tutarı 80 lira. Hem de altında matbu olarak bu hesaptan fazla ödemeyiniz yazılı olduğu halde genç, yanındaki masalara nazire kabilinden verdiği 100 liranın üstünü de almaz. Bu hareketin yanında içiniz burkularak 10 lira bahşiş bırakıyorsunuz fakat garson tatmin olmamış olacak ki, gençlere giderken yaptığı teşrifatı size yapmıyor.
Çoğunlukta gençler yaptıkları bu harcamaların yanında eve bir katkıda bulunmayı düşünmüyor. Bilakis daha hafta başından ödünç alma çabasında. Batıda bir ailenin bütün fertlerinin çalışması gayet normal ise de Ortadoğu’da daha doğrusu Türkiye’de bu fikir henüz yeni yeni benimsenmektedir. Halen bir ailenin 4-5 hatta 7 mensubunu geçindirmekle yükümlü olan aile reisleri vardır ve çalışan çocuklarından hiç faydalanamamaktadır. Buna göre gençliğin bu tür harcamaları biraz düşündürücü değil mi? Burada sorumluluğun büyüğü bu davranışlarını bilip engel olmayan anne ve babaya düşer. Ne yapalım başa çıkamıyoruz diye kestirip atmak bu davayı halletmez. Bilakis çocukların istikbale adım atmaya hazırlandıkları bu gençlik döneminde perişan olmalarına katkıda bulunulmuş olur.
Gençlerin Köşesi / Leon Berk