1860’dan beri 150 yıldır eğitim için savaşan bir kurum, Alliance İsraélite Universelle’in geçtiğimiz sonbaharda Paris’de gerçekleşen sergisi, geçtiğimiz hafta içinde Schneidertempel Sanat Merkezi’nde açıldı. Açılışta kurumun Başkan Vekili Roger Cukierman, Arşiv ve Kütüphane Müdürü Jean-Claude Kuperminc ve Arşiv Uzmanı Ariel Danan hazır bulundu
1860 yılında Fransa’da yaşayan altı genç ayırımcılıkla karşı karşıya kalmış dindaşlarını korumak ve öğretim, bilgi ve meslek yaşantılarını iyileştirmek amacıyla bir çağrıda bulundular. Böylece eğitim mücadelesinin ilk tohumları atılmış ve büyük bir ütopya yaşama geçirilmiş oldu.
Alliance’ın çalışmaları Yahudi değerleri ile 1789 Fransız Devrimi’nin insancıl, özgür ve pozitif ideolojisinden etkilendi. İlk olarak 1862 yılında Tetuan-Fas’da bir ilkokul açıldı. Pek çok hayırseverin katkıları ile I.Dünya Savaşı öncesine kadar Kuzey Afrika, Osmanlı İmparatorluğu, Balkanlar ve Ortadoğu’da okul sayısı 183’e ulaştı.
Alliance, 1930’lardan 1950’lere Nazilerin tüm varlıklarını talan etmesi, jeopolitik kargaşalar ve sömürgelerin bağımsızlıklarına kavuşmaları sonucu gücünü belli bir oranda kaybetti. Antisemitizm ile mücadeleye katıldı. Almanların çaldığı 650 sandık kitap ve arşiv daha sonra Amerikalıların Frankfurt yakınlarındaki Offenbach’ta kurdukları bir depoda bulundu. Ancak arşivlerin bir bölümü Rus işgali altındaki bölgelerde çalınarak SSCB’ye gönderildi.
Alliance’ın tarihçesinin ayrılmaz bir parçası varsa, o da hiç kuşkusuz eşsiz bir miras niteliğindeki kütüphanesidir. Bu kütüphanede 130.000 eser, 1.000 el yazması ve tarih öncesi belge, Kahire Sinagogu’na ait 7.000 parça, 12.000 fotoğraf ve 2 milyon arşiv dosyası yer alıyor. Hedef ise, yapım aşamasındaki sanal kütüphanenin oluşturulması.
1960 yılında Alliance, Fransa’daki eğitim sistemini yeniden gözden geçirdi ve temel ilkesinin “Yahudi düşüncesini aktarmak” olduğunu belirledi. Günümüzde ise Alliance hem Yahudilere, hem de Yahudi olmayanlara yönelik Yahudiliğin tanıtımı için çalışmalarına devam etmekte, ayırımcılığa ve önyargılara karşı durmaktadır.
Aktardığım bu bilgileri son derece değerli bir arşiv kitabı özelliği taşıyan ve Osmanlı-Sefarad Kültür Araştırma Merkezi, AIU, Gözlem Gazetecilik, Fakirleri Koruma Derneği’nin işbirliği ile Aylin Yengin tarafından çevirisi gerçekleştirilen, Gila Erbeş’in Yayın Yönetmenliğini yaptığı Türkçe ve Fransızca olmak üzere iki lisanda hazırlanan “150 yıldır eğitim için savaşan bir kurum: Alliance İsraélite Universelle” adlı kitap/katalogdan aldım.
Schneidertempel Sanat Merkezi’nde 6 Ocak günü gerçekleşen serginin açılışında, Dünya Yahudi Kongresi Başkan Vekili, AIU’nun Başkan Yardımcısı, CRİF Eski Başkanı Roger Cukierman, AIU Arşiv ve Kütüphane Sorumlusu Jean-Claude Kuperminc, Arşiv Uzmanı Ariel Danan,İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Moshe Kamhi ve eşi, Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, Prof. Dr. Esra Danacıoğlu, Hahambaşılık müşavirleri ve ilgililer hazır bulundu.
İlk söz alan ve eylül ayında Paris’de, AIU’nun merkezine yaptığı özel ziyaretinde, serginin Türkiye’de de gerçekleşmesinin kurumun hem toplumumuzda, hem de ülkemizde tanınmasında büyük yararı olacağını düşünen projenin mimarı Türkiye Yahudi Cemaati geçmiş dönem Başkanı Silvyo Ovadya; 1492’de İspanya’dan Osmanlı İmparatorluğu’na gelen Yahudilerin din eğitimi haricinde bir eğitim almadıklarını, Alliance’ın gelmesi ile 115 okulun açıldığını ve böylece Osmanlı ve Türk Yahudilerinin batılılaşmalarının sağlandığını, bazı Müslüman öğrencilerin de bu eğitim kuruluşlarında öğrenim gördüklerini ve 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın bunların arasında yer aldığını belirtti.
Ovadya, bazı basın organlarında, Alliance Okulları ile ilgili, kışkırtıcı faaliyetlerde bulunmak gibi nedenini anlayamadığı suçlamalara yer verildiğini, oysa bu kurumun Siyonizm ile görüş birliği içinde bulunmadığını ve her zaman faaliyette olduğu ülke yasalarına uyum içinde bir eğitim uyguladığına değindi. Birkaç yıl önce Fas’ı ziyaret ettiğinde kendisine Osmanlı İmparatorluğu’nda, Alliance Okullarında yetişen pek çok Türk öğretmenin sonradan bu ülkede görev gördüklerini anlattıklarını ve bu nedenle teşekkür ettiklerini açıkladı.
Silvyo Ovadya, bu serginin Türkiye’de pek ilgi görmemesinin nedenini, genelde toplumun, özelde Yahudi cemaatinin tarihine bağlı olmamasına, arşiv çalışmalarına ne Tunus ne de Fas Yahudileri kadar önem vermemesine bağladı ve bu durumun değişeceğini umduğunu söyledi. AIU’in dijital arşivinin bir kopyasının elde edilmesi için gerekli katkıların sağlanabileceğini belirten Ovadya, bu çalışmanın gerçekleşmesinde emeği geçen kurumlara ve özellikle panolardaki metinleri Türkçeleştiren Canan Delevi’ye, bilgisayar bilgisi ve azimli çalışması için Metin Delevi’ye, kısa bir süre içinde sergi katalogunu oluşturan Gila Erbeş ve Bella Parlakşimşek’e teşekkür etti.
Fakirleri Koruma Derneği Başkanı Alen Hananel; “Bu sergi sayesinde anne ve babalarımızdan, büyükanne ve büyükbabalarımızdan hep dinlediğimiz Alliance anılarını anımsamak ve bu tarihi paylaşmak bizlere nasip oldu. Doğu Yahudilerine Batı medeniyetini getirerek hayat kalitelerini geliştiren bu önemli kurumun geçmişini öğrenmekten, sergileyerek toplum ile paylaşmaktan mutluyuz” dedi ve bu organizasyonda emeği geçen herkesi kutladı.
Kurumun Başkan Yardımcısı Roger Cukierman, bir dönem Rothschild Bankası’nın Genel Müdürü iken özelleştirme projeleri kapsamında sık sık Türkiye’yi ziyaret ettiğini belirttikten sonra AIU’in 150. yıl etkinliklerinin kendileri için büyük önem taşıdığını ve Kanada, İngiltere, İsrail ve Fas’ta kutlamaların düzenlendiğini açıkladı.
Cukierman, bundan tam bir buçuk asır önce bir avuç aydının Fransız kültürü ile Yahudi kültürü arasında bir köprü oluşturarak özellikle Doğu ülkelerinin eğitimlerinin bu doğrultuda kalkındırma ve eğitme amacıyla yola çıktıklarını belirtti. Bu süre içinde İran, Irak, Fas, Tunus gibi ülkelerde bir milyon öğrencinin yetiştiğini Türkiye’nin ise özel bir konuma sahip olduğunu, 1860 yılında kurulan ilkokuldan sonra Alliance’ın varlığının 1925 yıllarına kadar devam ettiğini, laik cumhuriyetin Türkçe lisanında eğitimi zorunlu kılması üzerine faaliyetlerine son vermesine rağmen Türkiye’de bu okullarda öğrenim gören pek çok kimsenin diğer ülkelerde öğretmen olarak görev yüklendiklerini ve Türkiye ile Alliance arasında geleceğe yönelik projelerde bir işbirliği ortamının gelişmesinden memnun olduğunu ifade etti.
AIU Arşiv ve Kütüphane Sorumlusu Jean-Claude Kuperminc’ın Alen Hananel, Silvyo Ovadya, Moshe Kamhi ve Metin Delevi’ye AIU’in tarihini anlatan bir kitap, 150. Yıl Madalyası ve Kuruluş Çağrısı metnini sunarak bu organizasyonları düzenleyenleri tebrik etti.
“Geçmişini bilmeyen geleceğini de yönlendiremez” düşüncesinden hareketle ne yazık ki Silvyo Ovadya’nın kültürel değerlerin ortaya konması yönündeki olağanüstü çabasını takdir ederken “cemaatin tarihi ile ilgilenmediği” yönündeki sitemine de katılıyorum. AIU bir yandan Judeo-Espanyol lisanının ve bu lisanın beraberinde getirdiği kültürel değerin yitirilmesine neden oldu, diğer yandan da genelde eğitimsiz olan Osmanlı Yahudilerinin batılılaşmasına ve “Francofon” (Fransızca konuşan) bir cemaate dönüşmesine ön ayak oldu. Alliance okulları 1925 yılında Türkiye’de faaliyetlerine son verdiyse bile etkileri son otuz yıla kadar sürdü, pek çok genç bu okullardan sonra Fransız eğitimi almaya devam etti. AIU’in artıları ve eksileriyle tartışılması gereken ancak hem tarihimizde, hem de günümüzde büyük öneme sahip bir kuruluş.