Yeni yılın ilk haftası geride kalırken, piyasalara ilişkin akıllardaki soru işaretlerine net bir cevap bulunmuş değil. Geçtiğimiz hafta ABD’den gelen haberlerin olumlu olmasına rağmen, Euro Bölgesinden gelen bilgiler, Avrupa için endişeleri arttırıyor
Yunanistan, Portekiz ve İrlanda ekonomilerine ilişkin olumsuz görünüm ve bu ülkelerin CDS oranlarının geçen hafta rekor seviyelere ulaşmış olması, İspanya ve İtalya’nın da sıradaki ülkeler olabileceği endişesi Euro bölgesindeki görünümü hiç de hoş kılmıyor.
ABD tarafında ise geçen haftanın gündem maddesi olan, ADP özel sektör istihdam verisinin beklentilerden iyi gelmesi ve işsizlik oranının yüzde 9,7’den yüzde 9,4’e gerilemesi, ABD piyasalarında ekonominin gidişatına ilişkin olumlu beklentileri güçlendiren etkenlerdi. Bu verilerin hemen ardından Fed’in Haziran ayına kadar sürdürmeyi planladığı 600 milyar dolarlık tahvil alım programını (QE2) gerekirse yavaşlatabileceği düşüncesi de henüz çok erken olsa da, dillendirilmeye başlandı.
Euro Bölgesi ve ABD’de geçen hafta yaşanan bu gelişmelerin en önemli yansıması da tabii ki, ‘bizce tüm piyasa katılımcılarının birinci sırada izlemesi gereken endeks olan’, EUR/USD paritesinde gerçekleşti. Hafta başında 1.3425 seviyesindeki direncini geçemeyen parite ABD’den gelen olumlu istihdam verilerinin doları güçlü tarafta olması sebebi ile, haftanın son gününde 1.30 seviyesinin altına inerek, kapanışını 1.2907 seviyesinden gerçekleştirdi. Euro’nun haftalık değer kaybı -%3,5 olarak gerçekleşmiş oldu.
Yurtiçi piyasalarda ise hisse senedi tarafında haftaya olumlu bir başlangıç yapan IMKB100 endeksi 70.000’ni hedefleyip, haftanın en yüksek seviyesi olan 69.725’e kadar bir yükseliş gerçekleştirdi. Perşembe ve Cuma günü ise bu seviyeden gelen satışlarla, ki bu satışları realizasyon olarak nitelendirebiliriz, haftayı 68.500 desteğinin üzerinde, yüzde 4’e yakın bir primle 68.770 seviyesinden kapattı. VOB tarafında da 82.100 seviyelerinden haftaya başlayan Şubat vadeli endeks 30 kontratı, Perşembe günü en yüksek 86.275 seviyesini gördü ve bu seviyeden gelen kâr satışları ile haftayı 85.200 seviyesinden yaklaşık 3000 puanlık bir artışla kapamış oldu.
USD/TRY tarafında ise, ABD istihdam verilerinin dolar güçlü tarafta olması ve bunun EUR/USD paritesi üzerinde yaptığı aşağı yönlü baskıya paralel olarak yukarı yönlü hareketler gerçekleşti. Geçen haftanın başında önemli gördüğümüz 1.5620 seviyesi Cuma günü geçildi ve kapanış 1.5670 seviyesinden gerçekleşti.
BU HAFTA İÇİN BEKLENTİLER NELER?
Bu hafta için piyasanın dikkat edeceği gündem maddeleri olarak Avrupa ekonomilerine ilişkin haberler ve özellikle İspanya ve Portekiz’in borçlanma ihaleleri yakında takip edilecek. Ayrıca haftanın son günü olan Cuma günü açıklanacak olan ABD’deki ÜFE ve TÜFE verileri piyasının dikkatle takip edeceğe veriler olacak.
Yaşanacak gelişmeler ışığında EUR/USD paritesinde bu hafta için 1.29 seviyesi ilk destek olarak takip edilebilir. Sonrasında ise 1.2720 – 1.2730 bölgesi destek olarak takip edilebilir. Eğer hafta içinde İspanya ve Portekiz’in sorunsuz borçlandıklarını görebilirsek parite 1.3000 – 1.3030 seviyelerine doğru yukarı yönlü bir tepki yapabilir.
Yurtiçinde piyasalara bakacak olursak, IMKB100’de geçen hafta hedeflenen ancak henüz görülemeyen 70.000 seviyesinin bu hafta tekrar görülmek isteneceğini düşünüyoruz. Ancak bu seviyenin kırılıp kırılmayacağı, piyasanın bu seviyede göstereceği reaksiyon Ocak ayı projeksiyonumuz açısından önemli olacak. 70.000 seviyesini geçen bir IMKB100’ün yeni zirvelere doğru yönelebileceğini düşünüyoruz.
VOB tarafında da Şubat vadeli endeks kontratında geçen haftaki raporlarımızda sık sık tekrar ettiğimiz 86.500-87.000 bölgesinin önemli bir direnç olduğunu düşünüyoruz. Piyasa bu bölgeyi hafta içinde görmek isteyecektir. Ancak hemen tek seferde bu seviyenin kırılacağını beklemiyoruz. Şayet bu seviyenin hızlı bir şekilde kırıldığını görücek olursak ta, bir önceki zirvemiz olan 92.000 ler hedefimize girmiş olacaktır.
Aşağı tarafta ise 84.000 seviyesinin altı ise satış yönlü bir piyasa görünümü oluşturacaktır.