Geçen hafta çarşamba günü Hizbullah yanlısı 11 bakanın Lübnan kabinesinden istifa etmesiyle hükümet düştü. Lübnan hükümetini düşürmeye götüren kriz şu anki Başbakan Saad Hariri’nin babası, eski başbakan Refik Hariri’nin 2005’te suikasta uğraması ile ilgili BM soruşturması ile başladı. BM soruşturmasının Hizbullah’ı suçlayacağı yönünde haberlerin çıkması ile kriz en tepe noktasına ulaştı ve hükümetin düşmesine neden oldu. Hükümeti düşen Lübnan Başbakanı Hariri ise hafta içinde yaptığı görüşmelerde ABD, Fransa ve Türkiye’den destek aradı fakat pazartesi Lübnan Parlamentosu’nda yapılan görüşmelerden sonra Lübnan Parlamentosu yeni hükümet kurulması çalışmalarını erteleme kararı aldı. Yine pazartesi gerçekleşen başka bir gelişme ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Şam’da Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Katar Emri Şeyh Hamad Bin Halife El Tani ile buluşarak Lübnan hakkında görüşmesi oldu. Toplantı sonrası yapılan basın açıklamasında Lübnan’daki taraflar arasında Suriye ve Suudi Arabistan tarafından yürütülen arabuluculuk çalışmalarının destekleneceği, buradan somut bir sonuç çıkana kadar yeni bir hükümet kurma yönündeki çalışmalara ara verilmesi kararının olumlu karşılandığı bildirildi.
Hizbullah Lideri Nasrallah ise hükümetin düşmesinden sonra yaptığı açıklamada BM soruşturması ile ilgili olarak Saad Hariri’yi kendilerine verdiği sözleri tutmamakla suçladı. Kanunlara ve demokrasiye uygun bir şekilde hükümetten çekilme kararı aldıklarını ve silah kullanmadıkları da vurguladı. Ayrıca hükümetini düşürdükleri Lübnan Başbakan Saad Hariri’ye yeni hükümet kurmak için destek vermeyeceklerini de sözlerine ekledi.
Hizbullah’ın Lübnan’daki en kuvvetli askeri güç olması, hatta Lübnan Ulusal Ordusu’ndan daha güçlü olması, suikasta uğrayan Refik Hariri’nin Sünni, Hizbullah’ın Şii olması nedeni ile Lübnan’da yeni bir mezhep savaşının başlayacağından endişe duyuluyor. Fakat Nasrallah’ın genel olarak sakin bir şekilde konuşması ve Hizbullah’ın demokratik ve kanuni çerçevede muhalefet yapacağını bildirmesi endişeleri azalttı.
ABD ise Hizbullah’ın hükümetten ayrılışını adaletten kaçmak için yapılan bir manevra olarak yorumladı. ABD Lübnan Elçisi Maura Connelly BM soruşturmasını bağımsız ve uluslararası bir adalet süreci olarak değerlendirdi ve Lübnan içi veya dışından gelen politik baskılara göre sonucun değişmeyeceğini söyledi.