Dünyanın en büyük fuarı Consumer Electronics Show, her yıl olduğu gibi bu yıl da Ocak ayının ilk haftası ABD’de gerçekleşti. Bu yıl CES’e damgasını vuran ürün ise tabletler oldu
Bu sene de Ocak ayının ilk haftası içinde, dünyanın en büyük fuarı olma unvanını elinden bırakmayan CES (Consumer Electronics Show) fuarı için Las Vegas’daydım. Seyahatimi son dakikada planlamış olmamın verdiği uzun aktarmalı uçuşların sonrasında, fuarın açılışından bir gün önce Las Vegas’a vardım.
Bu seneki amacım, fuarın yanı sıra, dünyanın en büyük şirketlerinin tepe yöneticilerinin yaptıkları konuşmaları dinlemek ve hem sektörün gidişatı hem de yenilikleri birinci ağızdan dinliyor olmaktı.
Teknoloji sayfasının ilk sayısını tamamıyla CES 2011’e ayırmış olmama rağmen, aldığım tüm notların sığmayacağını hesaba katarak, güncelliğini devam ettireceğini düşündüğüm bazı konuları ileriki sayılara saklıyorum.
Bu seneki şovda, gelenek olduğu üzere bazı şirketler yoktu, ancak ağırlıkları oldukça fazla hissediliyordu. Bu şirketlere (Google ve Apple) birazdan değineceğim.
Krizin yaraları sarılıyor
Amerika’nın 2008’deki krizin yaralarını yavaş yavaş sarmaya başladığının bir göstergesi de bu şov oldu. Dört gün süren şovda toplam 2.700 adet şirket, 30.000’i yabancı olmak üzere, 130.000’i aşkın ziyaretçiye yeni ürün ve hizmetlerini sergilediler.
Bu seneki şovda öne çıkan tek bir şey neydi derseniz tek cevap tabletler olurdu. Apple’ın, bundan sadece on ay önce yarattığı segment, tek kelimeyle inanılmaz bir şekilde sektör tarafından kucaklanmış ve neredeyse her üretici kendi tabletini üretmiş. Buna bağlı olarak da, 2011’de Türkiye’de de daha çok duymaya başlayacağımızı düşündüğüm Android de şova damgasını vuran ikinci teknoloji idi.
Şovun başladığı 6 Ocak tarihinden bir gece önce, Microsoft CEO’su Steve Ballmer’ın açılış konferansı ile başladı 2011 CES. Ballmer, konuşmasının büyük bölümünü yaptıkları, daha küçük bir bölümünü ise yapacaklarına ayırdı. İtiraf etmem lazım ki, Microsoft’un sunumlarından ve standından geçen senelere göre daha fazla etkilendim. Bence bu seneki fuarın kazananlarından ilki Microsoft olacak gibi duruyor. Gelin kısaca Microsoft’un yeniliklerine bakalım.
XBOX: Önceki yazılarımdan biliyorsunuz, oyunlarla pek aram yok, ama endüstriyi biraz takip ediyorum. Bu alandaki üç oyuncudan biri olan Microsoft, Sony’nin Playstation ürününün ardından geliyor. (Diğer oyuncu da Nintendo). Sony’nin geçtiğimiz haftalarda duyurduğu Move adındaki, vücudun hareketlerini aLGılayanjoystick’lere misilleme olarak Microsoft, hiç bir cihaz kullanmadan, tüm vücudun kullanılabildiği Kinect’i tanıttı ve ilk 60 günlük satış hedefi olan 5 milyon satışı, %60 aşarak 8 milyon olarak gerçekleştirdiklerini duyurdu. Oldukça eğlenceli ve etkileyici sunumların yapıldığı alan büyümeye devam edecek gibi görünüyor.
WİNDOWS PHONE: Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, iPhone’dan daha iyi değil... Ama Microsoft çok fazla kafa patlatmış ve yeni mobil işletim sistemine oldukça enteresan özellikler eklemiş. Samsung standında kurcalama şansı bulduğum telefonun ekranı çok etkileyici ve ekran geçişleri de oldukça başarılı idi. Windows servisleri ile (Hotmail, Live vs.) çok iç içe oluşu, benim gibi Google servislerini kullanan birisi için çok kullanışlı olmasa da, tüm dünyada çok taraftar bulabileceği kesin. Örneğin, telefon kilitli iken de çalışabilen ve anında fotoğraf çekebilmeyi sağlayan kamera tuşu, kullanıcıya hiçbir anı kaçırmaması konusunda çok iyi bir tecrübe yaşatacak bir özellik ve uzun bir deneyim analizi sonucunda ortaya çıkabilecek bir özellik. Akıllı telefonların önemli özelliği olan uygulamalar tarafında henüz Microsoft yolun başında, toplamda 5.500 adet uygulaması var, ama uygulama geliştiriciler burada da işi sıkı tutacaktır, eminim. (Apple’da 300.000+ uygulama, Android’de 150.000+ uygulama mevcut)
SoC (System on Chip): Windows, sektör için çok önemli bir gelişme olarak Intel’in başını çektiği, x86 mimarisi olarak bilinen, PC tabanlı bilgisayarlara ilave olarak, ARM işlemcileri de destekleyeceğini duyurdu. Bu, özellikle Windows 7 için tabletlerin yolunu da açmış gibi duruyordu, zira tüm işletim sistemini artık bir çip üzerinde çalıştırmak mümkün hale gelecekti. Bununla ilgili bir kaç prototip gösterildi ancak benim fikrim, tablet için masaüstünde kullanılan bir işletim sisteminin uygun olmayacağı yönünde. Hep birlikte göreceğiz.
Tüm bunlara ilave olarak, Microsoft’tan çok daha cesur bir hareket ile iOS ve Android platformları için MicrosoftOffice geliştirmeye başladıklarını duymak isterdim doğrusu. Açıkçası, bu durum gerçekleşinceye kadar tabletlerin çantalarımızdaki tek bilgisayar olmaları çok mümkün gözükmüyor.
3D fırtınası devam ediyor
Geçen sene olduğu gibi, bu sene de üç boyutlu televizyonlar, fuarın önemli bir bölümünü oluşturdu ancak gözlükler ile seyretme zorunluluğu ve içeriğin fazla olmaması, bu televizyonların oturma odalarına beklenen süratte girmesini önledi. Bu televizyonlara en büyük rağbet, oyun üreticilerinden geldi, Sony standında yer alan ‘Call of Duty’ Üç boyutlu demosu izleyenleri gerçek bir savaşın içine sokuyordu adeta. Üç boyutlu televizyonlardaki gelişmenin, gözlüğe olan ihtiyacı ortadan kaldırmak olacağını gören tüm üreticiler bu yönde bir takım ataklar yapmış, ama kimse ‘olmuş’ bir ürün gösteremedi. Toshiba ve Mitsubishi standlarında gördüğüm televizyonlar, önümüzdeki sene göreceğimiz ürünlerin habercisi gibiydi.
Panasonic ve Sony de hem video kamera, hem de fotoğraf makinelerine üç boyutlu çekim yapma özelliği kazandıran objektif seçeneklerini ekleyerek içerik tarafındaki eksikliği gidermek konusunda önemli bir adım attılar. Sony standında yer alan, içinde projektör bulunan video kamerası da ilginç ürünlerden biriydi.
Ekran teknolojisinde iki yenilik de LG ve Samsung’dan geldi. Samsung, standında kıvrılabilen OLED ekranları tanıttı. LG de 2,3 mm. kalınlığında televizyonları bu sene içinde piyasaya çıkaracağını duyurdu. Her iki ekran teknolojisi de birçok yeni kullanım alanı yaratacaktır eminim.
LG ve Samsung hakkında ilginç bir diğer not da, elektronik cihazlara ilave olarak iki firmanın da beyaz eşya ve ev teknolojileri konusundaki mükemmel ürünleri idi.
Fuarın ikinci kazananı da, tartışmasız Google’ın mobil işletim sistemi Android’di. Neredeyse her standda bir Android işletim sistemli ürün görmek mümkündü. Önemli bir not, şu anda piyasada bulunan tüm cihazlar, Android’in 2.x versiyonlu, cep telefonu uyumlu versiyonunu çalıştırıyorlar. İlk kez bu fuarda Google, Honeycomb adını verdiği 3.0 versiyonu ile tabletlere yönelik bir tasarımı tamamladığını duyurdu ve Motorola XOOM Tablet ile görücüye çıktı. XOOM, fuarın en başarılı ürünü seçildi ve bence iPAD’e gerçek anlamda ilk kez bir rakip çıkmış oldu.
BlackBerry standında, beklendiği gibi Playbook’un tanıtımını yaptı. Son derece başarılı gözüken Playbook’un en çok zorlanacağını düşündüğüm iki konudan biri, cihazın yalnızca Wi-Fi desteği ile gelmesi. Buna ek olarak, cihazın BlackBerry telefonların internet bağlantısını da paylaşabileceği konuşuluyor. Satılmış olan iPad’lerin %70’ine yakınının 3G özellikli olduğunu düşününce çok akıllı bir karar gibi gözükmüyor. İkinci konu da uygulama pazarı, bilindiği gibi bu tip akıllı aletler ancak uygulamalar ile bir anlam ifade ediyor ve kısıtlı olabilecek bir kullanıcı kitlesi için uygulama üretmek, yazılım geliştiriciler için çok enteresan olmayabilir.
Android ile telefon çıkaran Samsung, LG, Sony Ericsson ve Motorola gibi markaların yanı sıra, Huawei gibi Telekom operatörlerine OEM telefon üreten firmalar da yer alıyordu. (Turkcell T10 telefonu Huawei tarafından üretiliyor)
Fuara damgasını vuran bir diğer alan da enerji tasarrufu ve elektrikle çalışan arabalar idi. Ford, CEO’su Alan Mulally tarafında ilk kez bu fuarda, yalnızca elektrikle çalışan Ford Focus’u duyurdu ve basının büyük ilgisiyle karşılaştı. Bu konuya da ileriki sayılarımızda değineceğiz.
Fuarda olmamasına rağmen, varlığı hissedilen Apple, fuarın birinci günü AppStore uygulamasının Mac bilgisayarlarda kullanılan versiyonunu tanıttı. Fuarın sonlarına doğru da, Amerika’da bugün kadar sadece AT&T ile çalışan iPhone’un Verizon versiyonunu duyurdu. Amerikalı teknoloji meraklıları için çok önemli olan bu haber ile iPhone kullanmak isteyen kişiler artık AT&T’nin yavaş bağlantı hızlarına mahkûm kalmak zorunda olmayacaklar.