Bugün dünyamız her zamankinden daha fazla barışa ihtiyaç duyduğu bir dönem geçiriyor. Yaşam, artık yüzyılımızda tüm insanlar için barış ve mutluluk yuvası olacak bir dünyayı hakça kardeşçe ve özgürce paylaşılmayı hak ediyor. Gelişen teknoloji bilimsellik ve doğal kaynakların bölüşümü de öyle.
Niçin hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamayalım?
“Hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz, aynı gezegenin üzerindeki yol arkadaşlarıyız ve aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz” – Aunius Aurelius Simachus
‘Peres Peace House - Peres Barış Evi’ işte aynı gökyüzünün konuklarına evrensel bir barışın olanaklı olabileceğini sembolize edebilmek için yapıldı.
İsrailli şair/yazar Yehuda Amichai’nin ‘Sonsuz Şiir’ adlı dizeleri, Peres Barış Evi’nin duvarlarını şu sözlerle süsler:
Çağdaş bir müzede / Eski bir sinagogda / Sinagogun içinde / Ben,
Kendi içimde / Yüreğim / Yüreğimin içinde / Bir müze / Bir müzenin içinde / Bir sinagog / İçinde o / Ben,
Kendi içimde / Yüreğim / Yüreğimin içinde / Bir müze,
Müzemin içinde / Sonsuz bir barış…
Yaşam içinde barış ve sevgi; öncelikle kendi içinde başlar insanın, önce yakınlarına, ailesine, dost ve arkadaşlarına sonra topluma oradan da tüm dünyaya ve evrene yayılır. Yeterki özümüzdeki o barışa ait olalım ve onla yaşamayı yüzleşmeyi ve solumayı öğrenelim.
Barış bize kendi kollarını sonsuza dek açık tutacaktır.
‘Şimon Peres Barış Evi’nin bu açık yüreği, tüm insanlığı kucaklamak ve evrensel barışı varlığıyla simgeleyerek bekliyor.
İsrailli şair/yazar Yehuda Amichai, 1924’de Almanya’da Wurstzburg’da doğdu ve
25 Eylül 2000’de Kudüs’te öldü.
1936 yılında ailesiyle birlikte Filistin’e göç etti. Almanca doğal dili olduğundan İbranice okuma yazmayı göç sonrası öğrendi. İkinci Dünya Savaşı’nda İngiliz ordusunda Yahudi tugayında savaştı; ayrıca 1948 Arap-İsrail Savaşı’nda İsrail güçlerinde görev yaptı. İbrani Üniversitesi’nde Kutsal Metinler ve İbrani Edebiyatı okudu, öğretmenlik yaptı. Yazdığı şiirler dolayısıyla İsrail’de ‘Kudüs şairi’ olarak ünlendi. 1982’de İsrail Şiir Ödülü’nü aldı, 1986’da Amerikan Sanatçılar ve Yazarlar Akademisi ona ‘Evrensel Barış Ödülü’ verdi ve onur üyeliğine seçildi.
Yaşamını Yehuda Amiahi gibi barışa adamış olan Şimon Peres adına yaptırılan barış evinin tasarımı İsrailli Mimar Yoav Messer ile Massimilano Fuksas’ın ortak yapıtı.
Monolitik bir kaide üzerinde yerleştirilen bu özgün bina, heykel kıvamında insanlığa barışı sorgulatıyor.
Merkezi bir boşluk içinde, biri inen biri çıkan iki büyük rampanın ulaştığı oditoryum biçimli salonu, barışın dengesini ve hedefindeki insanlık mutluluğunun evrenselliğini simgeliyor. Çeşitli aktiviteler için kullanılan üç katlı mekânlar, stüdyolar toplantı salonları ve idari ofisleri kapsamakta. Kalan altı katlı ve her biri 600’er metrekarelik alanı kapsayan, Peres Vakfı toplantı odaları, çocuklar için bir rekreasyon alanı, 200 kişilik oditoryum, bir basın toplantısı salonu, hizmet alanları ve on ayrı sivil toplum kurumu için ofis olanaklarını kapsıyor. Beton ve camın blok etkisinin plastik bir yorumla simgeleştirildiği yapı; barışın hassas dengelerle ama yürekle hissedilebilen bir olgu olup gerçekleştirilebilmesinin insansal varlığın karşılığı olabileceği anlatmak ister gibi duruyor. Yoav ve Fukas’ın barış düşüncesi, cephe yüzeyindeki açık ve koyu katmanların, sabrı, tekrarı ve yılmadan çaba gösterilmesi gereğinin karşılığıdır adeta. Ortadaki merkez kütüphane, yaşamın sanal karmaşasına karşı, somut ve elle tutulur tinselliğin ve bilimselliğin sembolizmidir.
Hayfa’da inşa edilen ‘Peres Barış Evi’nin inşaatı bir yıl sürdü ve açılış töreni, geçen hafta yapıldı. Merkez, barış için kâr amacı gütmeyen, özelde Filistin ve İsrail adına, genelde tüm insanlığın barış düşüncesine ithaf edildi. ?2500 metrekarelik bu heykel görünümlü yapı, Akdeniz’e inen basamaklı bir plaza gibi duruyor. Onun düzensiz şekilli yeşil beton ve cam tabakaları gece binadan yansıyan ışığıyla bir fener misali toplumları barışa yönlendirmek ister gibi parıldıyor adeta.
Barış belki evrensel bir ütopya, ama tüm insanlığın amacı ve mutluluk aracı olmalıdır.
BU YÜZYILIN ORTALARINDA Bu yüzyılın ortalarında birbirimize döndük Yüzlerimizin yarısı ve dolu gözlerle Eski Mısır’dan bir sahne gibi Bir an, öylece. Saçlarını okşadım Geldiğin yöne doğru, Çağırdık birbirimizi, Bilinmez kentlerin adını söyler gibi Yol boyunca Kimsenin uğramadığı kentler misali. Şarap gibi İnsanları içiyor dünya ve sevilerini, Unutmak için. Unutamıyor Ve Filistin tepelerinin etekleri gibi Huzur bulacağımız bir zaman için. Çölün tozları kapladı Üzerinde yemeye zamanımız olmayan masayı, Fakat parmağımla Adının harflerini yazabildim tozlara Barış adına. Yehuda Amichai