Arap ülkelerinde yayılmakta olan halk hareketleri bölgede eski dengeleri altüst eden köklü bir değişimin işaretini veriyor. Sami Kohen, bu değişimi Şalom için değerlendiriyor
Tunus ile başlayan, Mısır ile devam eden ve Cezayir’den Yemen’e kadar yayılma istidadını gösteren “halk hareketleri”, geniş Ortadoğu coğrafyasında artık işlerin eskisi gibi devam etmeyeceğini gösteriyor.
“Arap sokakları”ndaki kitlesel eylemler, Ortadoğu’daki statükonun çöküşünün ve yeni bir düzenin oluşumunun habercisi…
Bölge şimdi tarihi bir dönüm noktasında. Gerçekten çeşitli Arap ülkelerinde görülen gösteriler münferit, basit ve geçici bir sosyal kaynaşmanın çok ötesinde, “devrim”niteliğinde köklü ve yaygın bir toplumsal hareketin sinyalini veriyor…
***
Gelinen noktada olup bitenlerin nedenlerinin –ve olası sonuçlarının – objektif biçimde değerlendirilmesine ihtiyaç var.
1. Bu hareket adeta bir ‘tsunami’ gibi beklenmedik şekilde patladı, ama bunun ‘dip dalgaları’ belliydi. Halkı sokağa döken nedenleri anlamak zor değil: Uzun yıllar süren otoriter rejimler, baskılar, işkenceler… Yoksulluk ve sefalet… Yolsuzluklar, adaletsizlikler… Sonuçta kendisini ifade edemeyen geniş halk kitlelerinin öfkesinin ve umutsuzluğun had safhaya gelmesi… Ve sonunda toplumsal patlama…
2. Bu hareketin özelliği toplumun çeşitli kesimlerinin ortak tepkilerini ve amaçlarını yansıtmasıdır. Bu hareketin içinde yoksul da var, orta sınıf da, genç de, yaşlı da, sağcı da, solcu da… Amaç yönetimdekilerin gitmesi, demokratik ve ekonomik reformların yapılması. Yani bu insanların istediği şey, ‘ekmek ve özgürlük’…
3. Bu hareketlerin bir başka özelliği de – örneğin Soğuk Savaşın son döneminde Doğu Avrupa’da görülen durumun aksine – sivrilmiş bir lideri veya bir organizasyonu olmadan da, spontane bir şekilde yayılmasıdır. Tunus’ta ve Mısır’da yüz binlerce insanın Facebook ve Twitter aracılığı ile sokaklara döküldüğü görüldü. Yani artık bu tür toplumsal hareketler, iletişim teknolojisinin imkânları ile hızla yaygınlaşabiliyor ve rejimlerin kısıtlamalarını da aşabiliyor.
4. Bu hareketlerin boyutları, yıllanmış baskıcı rejimlerin ve dolayısıyla statüko’nun daha uzun zaman süremeyeceğini gösteriyor. Tunus’ta eski rejim çöktü. Mısır da aynı yolda. Herhalde ‘domino etkisi’ daha birçok Arap ülkesinde kendini hissettirecek. Bütün mesele eski rejimlerin yerini nasıl bir ‘yeni düzen’in alacağıdır.
5. Beklentiler eski dönemin kötülüklerinin (yoksulluk, yolsuzluk) son bulmasıdır. Ortak istek ve umut bu olmakla beraber, bunun ne ölçüde gerçekleşeceği belli değil. Kısa vadede geçiş döneminin dahi nasıl gelişeceğini kestirmek çok zor.
6. Mısır başta olmak üzere Arap ülkelerinin çoğunda en köklü ve örgütlü hareket İslamcı kesimdedir. Yeni demokratik düzende bu kesimin seçimlerde daha güçlü olarak ortaya çıkması ihtimali büyüktür. Bu ortam bölgede İslam’ın giderek siyasileşmesine ve etkinliğini arttırmasına yol açacaktır.
***
Bu gelişmelerin daha uzun vadede bölgesel, hatta küresel güç dengelerini de etkileyeceğini şimdiden tahmin etmek zor değil. Yani bu transformasyon uluslararası ilişkilerde de önemli değişikliklere yol açacaktır. Özellikle ABD ve İsrail için, bu değişiklik ciddi sıkıntılar yaratabilir.
ABD ve Batı Ortadoğu’da yıllardan beri işbirliği içinde olduğu rejimlerin ‘sonunun başlangıcı’ noktasına gelindiğini anlamakta herhalde gecikmeyecek ve bölgedeki yeni realitelere ayak uydurmaya (dolayısıyla yeni yönetimlerle iyi geçinmeye) çalışacaktır. Başkan Obama’nın Mısır’daki olaylar karşısında aldığı tavır bunu gösteriyor.
Durum İsrail için de daha karmaşık ve zor. Yeni ortamda İsrail kendisini daha güvensiz ve yalnızlaşmış hissedecektir. İsrail liderlerinin de yeni durumlar karşısında stratejilerinde yeni düzenlemeler yapması gerekecektir.
Kısacası Ortadoğu yeni bir dönemin eşiğinde. Bu değişimin nedenleri belli. Ama sürecin daha uzun vadede nasıl şekilleneceği belirsizliklerle dolu…
Sami KOHEN kimdir?
Türk basınında dış politika ve uluslararası ilişkiler konusunda bir duayen sayılan Sami Kohen, 55 yıldan beri Milliyet Gazetesi’nde çalışıyor. Uzun yıllar gazetenin Dış Haberler Servisinin editörülüğünü yürütmüş olan Kohen, halen “Yorum” başlıklı köşesinde, dış konularla ilgili yazılarını sürdürüyor. Sami Kohen’in Türkiye ile ilgili yazıları yabancı basında da yer buluyor.