<p class="MsoNormal"><span>Önceki yazımda varantlara bir giriş yapmıştım ve Alım varantını ev sahibine verdiğimiz kaparoya benzetmiştim. Bu benzetmeyi bu yazımda da kullanmayı sürdüreceğim ve varantlarda yatırım yaparken yatırımcının dikkat etmesi gereken konuları anlatmaya çalışacağım</font></span></p>
Albert KRESPİN
PİYASA YAPICILIĞI
Kaparo benzetmesinde, dayanak varlığı Ulus’daki daire olan bir ALIM hakkını 5.000 TL’den alıp 40.000 TL’ye satarak sadece 5.000 TL’lik sermaye riski alarak nasıl bir daireye yatırım yapabileceğimizden bahsetmiştim. Örnekte, bu kaparo sözleşmesini sizden alacak üçüncü bir yatırımcı olması gerekiyor. “Böyle bir yatırımcı bulamazsam ne olacak?” sorusu aklınıza takılmış olabilir. Bu soruya varantlarda kafanızı takmanıza gerek yok. Çünkü varantların en önemli özelliklerinden biri piyasa yapıcılığı faaliyetinin olması. Piyasa yapıcılığı sayesinde yatırımcı satın aldığı varantı geri satmaya geldiğinde piyasada başka alıcı olmasa dahi piyasa yapıcısına güncel fiyatlardan varantlarını satabilecek.
Bir diğer soru da varantlarda bir sefer satın aldıktan sonra vade sonunu bekleyip gerekip gerekmediği yönünde. Piyasa yapıcılığı burada da imdadımıza yetişiyor. Varantlar vade sonuna kadar tutmak için değil vade içinde kısa ve orta vadeli alım satım amacıyla kullanılan yatırım araçları. Piyasa yapıcı, varantın gerçekçi fiyatları civarında sürekli olarak alış ve kotasyonları vererek piyasanın oluşmasını sağlıyor. Bu aynı zamanda gerçekçi fiyatlar konusunda piyasası yönlendiriyor. Piyasa yapıcılığı başarılı bır varant piyasası için olmazsa olmazlardan.
Veri yayıncı ekranlarında gördüğünüz farklı renkli kotasyonlar piyasa yapcının her bir varant için hangi fiyat seviyesinde almaya ya da satmaya hazır olduğunu gösteriyor. Deutsche Bank varantlarında piyasa yapıcı dayanak varlıklarda değişim olduğu anda varant kotasyonlarını da güncelliyor. Bu şekilde yatırımcılar gün içindeki değişimlere de kaldıraçlı olarak katılma imkanı buluyor. Varantların günlük performanslarının artı ya da eksi %30’ları bulması tesadüf değil. Kaldıraç sayesinde dayanak varlıktaki %3-%4’lük performanslara varantlar bu kadar agresif tepki verebiliyor.
VARANT KODLARI
Varantlar ilk bakışta biraz garip gelebilecek beş harfli kodlardan oluşuyor. GADAA, KCDPR, ISDPR, OZDPP gibi. Bu kodlarda ilk iki harf dayanak varlığı temsil ediyor. GA – Garanti Bankası (GARAN), KC – Koç Holding (KCHOL), IS – İş Bankası (ISCTR), OZ – İMKB-30 (otuzun kısaltması) şeklinde. Ortadaki harf “D” ihraççıyı temsil ediyor. Şu anda piyasada sadece Deutsche varantları olduğu için bütün varant kodlarında “D” var. Son iki harf ise AA’dan OO ALIM varantlarını, PP’den ZZ’ye SATIM varantlarını temsil eden alfanümerik kodlar.
Varantların vade sonu (expiry), kullanım fiyatı (strike), uzlaşı yöntemi (nakit uzlaşı veya kaydi teslimat) gibi bir çok özelliği varantın uzun kodu içinde bulunuyor. Uzun kodlar ve varantlarla ilgili detaylı bilgiler veri yayın ekranlarında ve ihraççıların web sitelerinden erişebilecek halka arz sirkülerlerinde bulunabilir.
VARANTLAR NE ALIP SATIYORUM?
Varantlarda alıp sattığım “şey” önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi bir ALIM ya da SATIM hakkı. Kaparo örneğinde bu hak 5.000TL idi. Yatırımcı 100.000TL’lik bir evin getirisine 5.000TL ödeyerek ortak olabiliyordu. Biraz gerçek piyasadan durumu örneklemeye çalışalım. Piyasadaki en aktif varantlar GADAA, 13 Ağustos’da işleme başladığında günü 58 kuruştan kapatmıştı. Aynı gün GARAN (dayanak varlık) 7.15 TL’den işlem görmekteydi. Bu yazının kaleme alındığı 18 Ekim’de GARAN 8.80’de işlem görmekteydi. Bu yaklaşık 2 aylık süreçte Garanti Bankası (GARAN) hissesinin yaklaşık %23’lük bir performans gösterdiği anlamına geliyor. Aynı dönemde GADAA’nın fiyatı ise 1.16TL’ye yükseldi.
Bu örnek önceki yazımızdaki örneğe benzemekle birlikte aralarında önemli bir fark var. Burada vade içinde de yatırımcı beklentisinin gerçekleştiği görüp varantı gerçekçi fiyatlar civarında geri satarak bu pozisyondan çıkabilir. 100.000TL’lik bir Garanti Bankası pozisyonunun 123.000TL’ye ulaştığı bir dönemde, 100.000TL’lik GADAA pozisyonu 216.000TL’ye yükseliyor.
Burada önemli bir nokta yatırımcı 100.000TL’sinin tamamını varanta yatırdığı için parasının tümünü kaybetme riskini göze alıyor. Eğer Garanti Bankası değer kazanmak yerine değer kaybetseydi , GADAA değer kaybecekti. Vade sonuna yaklaştıkça GADAA 8,00TL’den ALIM hakkı verdiği için bu hakkın değeri Garanti Bankası’nın değeri düştükçe azalacaktı ve giderek sıfıra yaklaşacaktı.
Bu durum GADPP’de gözlemlenebilir. GADPP 7,50TL’den 31-Aralık-2010 tarihinde SATIM hakkı veren bir varanttır. Garanti’nin %23 değer kazandığı bu dönemde GADPP 93 kuruştan değer kaybederek 21 kuruşa kadar gerilemiştir. Garanti, GADPP’nin 7,50TL’lik kullanım fiyatının üzerinde seyretmeye devam ettikçe bu varantın değeri azalarak vade yaklaştıkça sıfıra gidebilir. Kısaca, aynı dönemde 100.000TL’lik bir GADPP pozisyonu 23.000TL’ye inmiştir, diğer bir deyişle %77 değer kaybetmiştir.
ZAMAN DEĞERİ KAYBI
Zaman değeri kaybı varantların içsel bir özelliğidir. Bir hak ancak hakkın geçerli olduğu dönem içinde değerlidir. Siz ev sahibine gidip evi size bir aylığına değil de bir yıllığına “opsiyonlamasını” isteseydiniz ev sahibi muhtemelen 5.000TL’ye bu opsiyonu size vermezdi. Belki 20.000TL belki de daha çok para isteyebilirdi. Zira bir ayda evin değerinin 100.000TL’den çok yukarılarılara gitme olasılığı görece olarak düşüktür. Bir yılda ise her şey olabilir.
Bu mantık bize şu sonucu getiriyor. Diğer tüm parametreleri eşit olan iki varanttan (veya haktan) daha uzun vadeli olanı daha pahalıdır. Bu gerçeği kabul ediyorsanız kaçınılmaz olarak şu sonuca da katlanmanız gerekiyor: Varantı aldıktan sonra elinizde tuttuğunuz her gün hiç bir şey değişmese dahi varantın değeri azalacaktır. Zira her gün vadeye bir gün daha yakınsınız. Veya her geçen gün varantın vadesi bir gün kısalıyor. Bu zaman değeri kaybı varantları alıp satarken gözönüne almanız gereken bir gerçektir. Bu konuda ileride daha çok detaylı şeyler söyleyeceğim.
VARANTLARIN RİSKLERİ
Varantlar sağladıkları “risk kontrollü yatırım” veya “kaldıraçlı yatırım” avantajlarının aksi tarafında bazı riskler taşırlar. Varantların bir vadesi vardır. Eğer vade içinde beklentiler gerçekleşmezse varantların değeri sıfıra inebilir. İkinci önemli risk de varantlarda kaldıraçın iki yönde de işlediği gerçeğidir. Eğer piyasa beklentilerinizin tersi yönde hareket ederse çok hızlı para kaybetmeniz mümkündür. Yine de varantlara yatırılan para kaybedebileceğiniz en yüksek paradır. Varantlarda teminat yoktur. Para kaybettiğiniz varant, eğer vade içinde dayanak varlık beklediğiniz yönde hareket ederse, size kayıplarınızı kısmen ya da tamamen geri döndürebilir.
Daha devam edeceğiz. Bir sonraki yazıda, varantların dayanak varlıklara nasıl tepki gösterdiğini ve varantlarla hangi tip yatırım stratejilerinin uygulanabileceğini örneklerle anlatacağım.
İŞLEM YAPMAK İSTEYEN YATIRIMCI NE YAPMALI?
Önceki yazımın tekrarı olacak ama en çok sorulan soruların başında bu geldiği için bu bölümü tekrarlıyorum. Yatırımcının yüksek kaldıraçlı olan ve fiyatı çeşitli parametrelere göre değişebilen bu ürünle ilgili yeterli bilgiyi almadan işlem yapmaması gerekir. Bilgi almak için yatırımcılar İMKB’de veya VOB’da işlem yaptığı aracı kurumuna veya bankasına başvurabilir.
Ayrıca yatırımcılar, Deutsche Bank’ın Türkçe olarak hazırladığı www.varant.db.com web sitesinden detaylı bilgilere ulaşabilir, eğitim materyallerini, ihraç sirkülerlerini, bugüne kadar yapılan seminerlerle ilgili sunumları ücretsiz olarak indirebilir.
Albert Krespin kimdir?
1991 yılında üniversite eğitimi için İzmir’den İstanbul’a gelen Albert Krespin, 1996’da Boğaziçi Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümünü bitirdi. 1998’de Koç Üniversitesi’nden MBA derecesi aldı. Aynı yıl o zamanki adıyla Bender Menkul Değerler’de (şimdi Deutsche Securities Menkul Değerler) analist olarak çalışmaya başladı. Yaklaşık altı yıl boyunca araştırma departmanında değişik sorumluluklar üstlendi. 2004 yılında Deutsche Securities’de Vadeli İşlem Departmanı’nı kuruluşunda bulundu. Deutsche Securities Menkul Değerler, VOB’un ilk üyesi oldu. VOB piyasasında satış görevini sürdürürken Türkiye’de bir varant piyasasının oluşması için Deutsche Bank ile beraber çalışmaya başladı. Yaklaşık dört yıllık bir çalışma sonrasında 13 Ağustos 2010’da İMKB’de ilk varantlar işlem görmeye başladı. Krespin, hali hazırda Deutsche Securities Menkul Değerler’de Türev Araçlar Direktörü olarak varant pazarının satış ve pazarlama sorumluluğu üstleniyor