Düşün…
Kim üzebilir seni senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu, sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar yıpratır, sen izin vermezsen
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Herşey sende başlar, sende biter…
Yeter ki yürekli ol,
Tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevgisini…
Tek care sensin, ya da çaresizsin!(1)
Sevgili Guy, benim güzel küçümencik oğlum. 30 Ekim’de 11. Ayını bitirdin. Tek başına bir - iki dakika boyunca dimdik dengede durabiliyorsun, sonra en yakın yere tutunup ayakta oyun oynamaya devam edebiliyorsun. Hayata dolu dizgin atılmana az buçuk bir zaman kaldı.
Hayat dediğin, doğmak, gelişmek, büyümek, yürümek, konuşmak, koşmak, yarışmak; Bunların tümü doğa kanunu olan şeyler. Yani iki ay önce, üç ay sonra, sonuç olarak her doğan büyüyor, ilk adımını atıyor, ilk sözcüğünü söylüyor. Bir süre sonra ise herkes eşit şartlara kavuşuyor.
Canım çocuk, hayatta önemli olan ne biliyor musun? İçindeki yaşama sevgisini ve coşkusunu alabildiğine çoğaltmak ve hayatının her boyutuna katabilmek. Yaşama sevincini yitirdiğin anda tüm enerjini, gücünü, dengeni ve giderek sağlığını yitirirsin. Etrafında hazır duran, seni mutlu etmeye yetecek küçük ve büyük unsurların hiçbirini görmez olursun, kıymetini bile ayrımsayamazsın.
Canım Guy, bu hayatı başından son anına değin, adlı adınca mutlu ve dengeli geçirmek istiyorsan; yaşama zevkini asla kaybetmemeye çalış. Biliyor musun, öyle birşey olduğu zaman, ilk başta en çok sevdiklerin seni terketmeye başlarlar. Senin bu haline katlanamadıklarından olsa gerek ıssız bir adaya çevirirler seni.
Seni senden başka kimse üzemez zaten. İzin verdiğin kadar seni kanatırlar. Delik deşik ederler. Eğer ruhunun zırhını sağlam tutarsan, senin yaşam ışığını kimse karartamaz.
Guy David herşey sende başlar, sende biter… Yeter ki yürekli ol. Hayatta karşına çıkacak hiçbir engel veya kötülük seni tüketmesin. Sakın teslim olma. Dimdik ayakta dur. Şimdi dengede durmaya çalışıp da kendi kendine ayakta durabildiğin gibi, gelecekte iç dengeni sağla ve sakın yıkılma.
Kendini sev oğlum. Burada “kendini sev” dediğimi sakın bencillikle karıştırma. Asla bencil olma, öyle olabileceğinin düşüncesi bile beni kahreder. Kendini sevmek farklı bir şeydir. Eğer kendine değer verirsen, başkalarından da aynı geriye dönüşü alırsın. Saygıdeğer olursun. Çünkü kendine değer verdiğin zaman, omuzların ve başın dik durur. Kendine güvenin artar, etrafına saygın titreşimler yayarsın. Biliyor musun böyle insanları herkes sever. Böyle insanların pınarlarından herkes kabını doldurmak ister.
Demek ki etrafına doğru titreşimler yaymak senin elinde. Renkli çiçeklerle bezenmiş bir bahçenin etrafında daima arılar uçuşur, polenlerinden bal yaparlar.
Guy senin renkli bir bahçe olmanı diliyorum. Senin nimetlerinden bal üreten arıların çoğalmasını istiyorum.
Bazı insanlar etraflarına yaydıkları kötü enerjilerle en çok sevdiklerinin bile hücrelerine sinerler. Onların enerjisini adeta vampir gibi emerler. Elemden, kederden, mutsuzluktan beslenirler. Kendilerini kurban belleyip, seni de kurban etmek isterler.
Hayatlarında yaşadıkları açmazları, dertleri, üzüntüleri öylesine yüklenirler ki, kendilerini karanlık odalara hapsederken, en çok sevdiklerini de bu dehlizlere çekerler.
Ne mutlu olabilirler, ne de yakındakilerinin mutluluğuna sevinebilirler. Sakın Guy, böyle insanların seni emmesine ve posanı çıkarmasına izin verme.
Onlara yapman gereken görevlerini yap, ama içine girmelerine izin verme. Onların kederlerini yüklenme. Kendine bir korunma kalkanı oluştur. Üzerine düşeni yaparken; gözle görünmeyen ama ruhunu taze tutacak olan mutlulukları, hobilerini, sevdiğin şeyleri düşün. Bu sıkıntılı anlarda, bir durak sonra karşına çıkacak olan haz istasyonlarını hayal et. O zaman yakalanacağın asit yağmurlarından delinmeden çıkabilirsin.
Herkes yaşamında karşısına çıkan iyi ve kötü şeyleri kendi yaratır. Kişiler her zaman ektiklerini biçerler. Hasat zamanı ya bereketli olur, ya da hüsranla sonuçlanır.
Guy sakın bindiğin dalları kesme, rüzgar ekip fırtına biçme.
İyilik tohumları ek, iyi niyet ve sevgiyle sula, hayattayken cenneti yaşa.
Artık neredeyse gelenek haline getirdiğim gibi, sana yine Mevlana’dan birkaç bilgelik dizesi aktarmak istiyorum.
“Ey yiğit, yazgıya bahane bulma,
Yükleme kendi suçunu başkasına,
Suçunu görüp, dönüp de etrafında kendinin
Kendindendir, gölgeden değil çektiklerin.
Ne yaptın da sana dönüşünü görmedin?
Ne ektin de ektiğini biçemedin?
Eylemlerin ruhundan ve bedeninden doğar.
Çocuğun gibi sonra, gelip eteğinden tutar. (2)
Canım Guy’cığım sana çok sağlıklı ve mutlu bir hafta diliyorum.
Yakında görüşmek üzere öpüyorum.
Babaannen Sara.
02.10.2010
1) F.W. Nietzsche
2) Mevlana (Divan-ı Kebir)