Spor cafe/ Futbola dair

Galatasaray SK’nın eski sportif direktörü, spor yazarı ve yorumcusu, işadamı Bülent Tulun, günümüzde Türk futbol yönetimine yönelik eleştirel bakış açısını ŞALOM için kaleme aldı.

Spor
3 Kasım 2010 Çarşamba

Asrımızın en popüler ve kitleleri peşinden sürükleyen takım sporu olan futbol konumuz… Sosyo-ekonomik düzeyi belli bir kategoride olmayanlar başta, kimlik arayışı içinde olan gençleri bir bayrak altında toplayabilen bir aktivite... Çoğu zamanda bir spor dalı olmaktan çıkıp bir savaş ve çılgınlıklar manzumesi haline gelebiliyor.

19.yüzyılda primitif bir şekilde Britanya Adaları’nda ortaya çıkan bu sporun, sporluktan çıkıp ne derece bir dehşet ve endüstri haline dönebileceği herhalde o zamanlar düşlere bile sığmazdı.

Bu sporun temelinde yatan en önemli amaç genç ve yeteneklileri ortaya çıkarabilmek ve toplumsal spor kültürünü yaygınlaştırmaktı.

2008 Avrupa Şampiyonası finallerinde bir akşam Cenevre’de Arsenal Menaceri Arsene Wenger ile bir sohbetim olmuştu.

Kendisi uzun yıllardır son derecede geleneksel bir İngiliz kulübünün başında olmanın ayrıcalığı, zarafeti ve nezaketi ile etkileyiciydi. “Size Real Madrid’den teklif yapıldı, böyle büyük bir firmanın ve servetin teklifini neden kabul etmediniz,” diye sordum. Alışmadığımız türde bir cevap aldım. “Evet, kabul etmedim, Real Madrid yöneticilerine de şunu söyledim; ben bu kadar ünlü oyuncuyu yönetmeyi bilmiyorum” dedim...

Bu cevap kendi misyonunu ve karakterini çok iyi analiz edebilen bir kişinin kendinden emin cevabıydı.

Bu cevabın gerçeklerini Arsenal cephesinde görmekteyiz. Yaş ortalaması 22 olan Arsenal, İngiltere Premier Ligi’nde her sezon başa oynuyor. Sürekli her yıl 20 yaş altı üç dört oyuncu takıma monte oluyor ve harmoni bozulmuyor. Belki Arsenal her sene şampiyon olmuyor, Avrupa kupalarında sonuna kadar gidemiyor ama taraftarı mutlu ve keyifli. Kulübün borsalardaki hisseleri sürekli yükseliyor. Arsenal yönetiminden kimse de takım kadrosuna, transferlere oyun planına falan karışmıyor, çünkü onların görevi kulüplerini kârlı ve başarılı bir şekilde yönetmek.

Ülkemizde her şey yönetimlerin, takım üzerinde ne kadar etkili ve yetkili olmaları üzerine kurulu olduğu için, ne genç oyuncular konusunda başarılı olabiliyoruz ne de özellikle kulüp başkanları ve futbol şubesi sorumlularının(!) kişisel egolarının tatminini engelleyebiliyoruz. Bu arkadaşlar uzmanı olmadıkları bu teknik konulardaki ihtiraslarını mesela FİFA Menager Player gibi oyunlarla evlerinde kimseye ve hiçbir kuruma zarar vermeden oyalanabilirler...

Herkes bildiği işi yaparsa, sadece sporda değil her konuda çağdaşlaşmak çok daha hızlı ve efektif olacaktır...

Bülent TULUN