The New York Times Gazetesi’nin tecrübeli dış haberler yazarı Thomas L. Friedman, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’yu saran isyan dalgalarını değerlendirirken İsrail’in de ‘örnek ülke’ olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor
“Gelecekte tarihçiler Tunuslu bir sokak satıcısının arabasına el konulmasının Arap/Müslüman dünyasında böyle bir isyan fırtınasını nasıl tetiklediğini anlatmakta zorlanacak,” diyor New York Times yazarı Thomas Friedman, şimdiye kadar iki liderin koltuğunu kaybetmesine ve diğerlerinin de reform için adımlar atmasına neden olan isyanlar hakkında. Tunus’tan yayılmaya başlayan bu dalga için şimdiye kadar birçok sebep belirtildi. Yükselen gıda fiyatları alevi ilk yakan kibrit, internet ve sosyal ağlar ise yayılmasına neden olan rüzgâr oldu. Diktatörlerin halka söz hakkı vermeyen, baskıcı yönetim şekli, gıda fiyatlarının yükselmesi, artan işsizlik gibi nedenlerde isyanların ‘haklı’ sebepleriydi. Oysa tecrübeli yazar, bugünlere gelmede görünenin, bilinenin ardında çok farklı sebeplerin de etkin olduğunu söylüyor. Hatta bunların başında İsrail’in geldiğini savunuyor. İşte Friedman’ın 1 Mart tarihli makalesinden bazı satırbaşları:
Mısır’da yaşananları yerinde gördükten sonra bu toplu isyan hakkında ‘çok da bariz olmayan nedenler’ başlığı altında kendi tahmin listemi oluşturuyorum. İşte benim listem:
Obama faktörü: Aslında Amerikalılar yaptıkları radikal şeyin kıymetini bilemedi; göbek adı Hüseyin olan bir Afrika kökenli Amerikalıyı başkan koltuğuna oturtmayı. İnanıyorum ki Obama’nın 2009’daki Kahire konuşmasını dinleyen - sadece sözleri değil konuşanın kendisini dinleyen - Arap gençlerin aklından geçen düşünceler şöyle oldu: ‘Duruma şöyle bir bakalım. O genç, ben de gencim. O siyahî, ben de siyahîyim. Onun göbek adı Hüseyin, benim de adım Hüseyin. Onun dedesi Müslüman, benim de dedem Müslüman. O Amerika Birleşik Devleti’nin başkanı. Ben ise kendi geleceği için hiçbir oy hakkı olmayan işsiz bir gencim,’ Bu düşünceleri isyanları pompalayan güçler arasına koyalım.
Google Earth: Mısır, Tunus ve Bahreyn’de yaşananlar için facebook tüm krediyi toplasa da Google Earth’ü de unutmamak lazım. Google Earth, Bahreyn siyasetinde kendini hissettirmeye 2006 yılında başladı. Bahreyn’de özellikle evlenmek ve ev inşa etmek isteyen Şiiler arasındaki en önemli mesele toprağın eşit dağıtılmaması. 27 Kasım 2006’da, meclis seçimlerinin hemen öncesinde The Washington Post, Bahreyn’den kaleme alınan şu haberi yayınladı:
‘Anne babası, dört kardeşi ve onların çocukları ile aynı evde yaşayan Mahmud, Google Earth’de Bahreyn’e bakıp inanılmaz büyüklükteki arazileri gördüğünde çok sinirlendi. Bu kadar geniş araziler varken, çoğunlukla fakir Şiilerin, nüfusun yoğun olduğu bölgelerde küçücük evlere sıkıştırılması onu isyan ettirdi. “Biz de güney bölgesindeki birçok aile gibi, 17 kişi küçük bir evde yaşıyoruz. Ancak Google’da al-Khalifaların (yönetimdeki Sünni aileler) ne kadar geniş topraklarda yaşadıklarını ve kaç tane sarayları olduğunu gördük.”’ Bahreynli aktivistler tüm halkın Google Earth’den Bahreyn’e bakmalarını istediler; hatta özel bir kullanıcı grubu kurup üyelerine kraliyet saraylarına ait özel fotoğraf karelerini gösterdiler.
İsrail: Arap televizyon kanalı El Cezire’nin İsrail’i takip eden çok geniş bir ekibi var. İşte El Cezire aracılığıyla Arap dünyasına ulaşan bazı haberler: İsrail’in eski Başbakanı Ehud Olmert, bir Yahudi Amerikan bankerden para dolu bir zarf aldığı için istifa etmek zorunda kaldı. İsrail mahkemesi, önceki Devlet Başkanı Moşe Katsav’ı, eski çalışanlarının ifadesine dayanarak iki tecavüzden suçlu buldu. Ve birkaç hafta önce İsrail, genelkurmay başkanı olacak General Yoav Glant’ın atamasını son dakikada durdurdu. Çünkü İsrailli bir çevreci grup ortaya attığı iddia ile hükümet soruşturması başlamasını sağladı ve General Galant’ın evinin yakınlarındaki bir arsayı haksız olarak ele geçirdiği ortaya çıktı. (Galant’ın evini de Google Earth’de görebiliyorsunuz)
Özellikle bu son haber Mısır’da bazılarının bıyık altından gülmesine neden oldu. Çünkü Mısır’da yönetime yakın isimlerin adının geçtiği arsalarda, bir gecede inanılmaz kârların elde edildiği satışlar, geçen yıl Kahire’nin de gündemini oluşturuyordu. Ancak yanı başındaki ülkede, en tepedeki liderlerin bile yolsuzluktan adalet karşısında çıktığını görünce, insan fark edemeden duramıyor.
Pekin Olimpiyatları: Çin ve Mısır, tarihte emperyalizmin kurbanı olmuş ve özellikle 1950’li yıllarda büyük fakirlikle yüz yüze kalmış iki büyük medeniyet. Hatta o dönemde Çin, Mısır’a kıyasla çok daha fakirdi. Ancak bugün Çin dünyanın en büyük ikinci ekonomisini yarattı, Mısır ise halen yabancı yardımlarına muhtaç. Sizce, Mısırlı gençler 2008 Pekin Olimpiyatları’nın muhteşem açılış törenini seyrederken ne düşündüler? Çin Olimpiyatları Mısırlı gençlere ülkeleriyle ilgili bir şeylerin yanlış olduğunu söyleyen başka bir alarm ziliydi. Bu zili, Amerika ya da batı çalsaydı inanın bu kadar etkili olmazdı.
Selam Feyyad faktörü: Filistin Özerk Yönetimi Başbakanı Selam Feyyad, son üç yılda, Arap dünyasına yeni bir hükümet şekli getirdi. ‘Feyyadizm’ diye adlandırdığım bu hareket şunu söylüyor: Beni performansımla değerlendir; hizmetlerimi nasıl verdiğimle, çöpleri nasıl topladığımla, ne kadar yeni iş olanakları yarattığımla değerlendir. Sadece batıya ve İsrail’e karşı nasıl direndiğimle değil. Her Arap bundan kendileri için bir şey çıkartabilir.
Çinliler özgürlüklerinden vazgeçtiler ama karşılığında ekonomik büyüme ve dürüst bir hükümet kazandılar. Araplar ise özgürlerinden vazgeçtiler ve karşılığında Arap-İsrail savaşı ve işsizlik elde ettiler. Tüm bunları topladığımızda sonuç neye varıyor? Birçok güçlü etkenin bir araya gelerek geniş kapsamlı bir değişikliğe yolu açmasına…”
Tecrübeli yazar aslında çok büyük bir değişimin sadece başında olduğumuzu iddia ediyor ve Amerika için de çok önemli bir uyarı dile getiriyor; “Eğer çok kısa bir zaman için enerji politikamızda ciddi bir değişiklik yapmaz isek Amerika’nın iyi günü veya kötü günü, Suudi Arabistan’ın 86 yaşındaki kralının bu yeni değişime ne kadar iyi adapte olacağına bağlı olacak.”