Uzun yıllar konut sektöründe görev almış Vivian Levi ile tecrübeleri ışığında inşaat ve konut sektörünün geleceğini ve sorumlusu olduğu ParkOne Projesi’ni konuştuk
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1963, İstanbul doğumluyum. Evli ve bir çocuk sahibiyim; Fransızca-İngilizce-İbranice biliyorum. Bu sektörde önce İstanbul Sapphire’de satış danışmanlığında bulundum; daha sonra da Eria Partners’da müdür yardımcılığı yaptım.
İnşaat ve emlak sektörünün son yıllardaki gelişmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
2005-2006 yıllarında yüksek satış rakamlarını gören konut sektörü, 2010’da yaşanan toparlanma sürecinin ardından, (2009’daki küresel krizin ardından 2010’u dünyada en iyi yöneten ülke olmamız sebebiyle) 2011 yılında 2010’dan daha iyi olacağının sinyallerini yılın ilk ayında verdi. 2010 yılında gerçekleşen konut satışlarının adet olarak kriz yılı olan 2009 satışlarının altında kaldığına ancak bu durumun uygulanan teşvikler ve 2010’da gerçekleşen markalı konut satışlarının tapu işlemlerine yansımamış olmasından kaynaklandığına dikkat çekiliyor. 2010 yılında gerçekleşen satışların büyük bir kısmının fiili tapu işlemi ile 2011 verilerine gireceği öngörülüyor.
Bu gelişmenin önümüzdeki yıllardaki seyri hakkında neler öngörüyorsunuz?
Konut sektörü 2011’de rekor kırar mı ya da 2008 krizi öncesine döner mi tartışılır. Ama 2010 yılı son çeyreğinde inşaatına başlanan yeni konut sayısı 636 bine ulaştı. GYODER’in Raporu’na göre 2010 yılında dalgalanmalara rağmen tüketicilerin konut satın alma eğilimi artış gösterdi. 2010 yılında artış gösteren konut satın alma eğilimi 2011 yılında da devam ediyor.
Gazetelerden, İstanbul’un birçok bölgesinde birbirinden farklı özelliklerde projeler olduğunu görüyoruz? Size göre hangi özelliklerdeki projeler alıcılarına daha büyük getiri sağlayacak?
2010 yılında yaşanan ucuz konut dönemi kapanacak. Bunun nedenlerinden biri de inşaat maliyetleri ve genel ekonomik dengeler açısından baktığımızda tüm emtia fiyatlarının artmaya başlaması. Tüketici artık bilinçli. Hayal ürünü olan alımlara gerçek yatırımcı kesinlikle yanaşmıyor. Bunun sektöre sunduğu daha kaliteli, özel, yatırıma dönük ve yaşamsal mekânlar yaratma gerekliliği oldu. İstanbul’da arazi sayısı artık çok az; bununla birlikte B segmentine A kalitede bir ürünü doğru arazide sunabiliyorsanız; işte o yatırım doğru zamanlamayla gerçekleşiyor.
Sizin sorumlusu olduğunuz projenin diğerlerinden farklı olarak öne çıkan özellikleri nelerdir?
Öne çıkan özelliklerimiz o kadar çok ki. Mimari açıdan bölgenin en farklı projeleri arasında yer alan ParkONE projesini Space Mimarlık ve Tasarım Şirketi sahibi Kaan Çetinkaya tasarladı. ParkONE, mimarisi ve peyzaj düzenlemesiyle bölgedeki en farklı proje. Doğayla iç içe bir arazide doğal formlara atıfta bulunan bir mimari planladık. Konutların hem çağdaş hem de doğaya ait hissedilmesini ve kullanıcıların bir evden beklentilerini sağlamayı amaçladık.
ParkONE’ı diğer projelerden ayıran en önemli özelliği 12 dönüme yayılan yeşil alanı. Ama diğer projelerde olduğu gibi bu alanın tamamını ortak kullanım alanı olarak planlamaktan ziyade ‘kişiye özel bahçeler’ olarak tasarladık. Her konutun kendine has, özel bahçesi olmasına önem verdik.
ParkONE projesinde bahçe dubleksleri ve tripleks dairelerin bahçe alanları 114 - 433 metrekare arasında değişiyor. ParkONE’ın satış fiyatı ise bölgedeki m2 fiyatları dikkate alındığında oldukça uygun.
Üçüncü köprü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “7 Tepe 7 Tünel” projesi kapsamında inşa edilen Sarıyer- Çayırbaşı Tünel Yolu ile bölgenin var olan potansiyeli daha da artacaktır. Proje, doğa ile içi içe bir yaşamın yanı sıra inşa edilen tünel ve Maslak bölgesindeki metro istasyonlarına yakınlığı sayesinde şehir merkezine ulaşımın kolay olduğu bir yaşam vaat ediyor. 79 butik lüks konuttan oluşan ParkONE projemizin ilk etabı olan 41 ünitenin satışına başladık. Bizim amacımız insanlara bir yaşam sunmak, 41 farklı yaşamdan bir aile yaratmak. Bu özel proje burada yaşayan insanlarla daha da özel olacak.