Bu hafta size iki başarı öyküsünden yola çıkarak girişimcilikten bahsetmek istiyorum. Hikâyelerde öğrenmenin yaşı olmadığını gösteren ve azmin ve üretkenliğin başarı üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz
İSMEK eğitimlerini araştırırken sayfasında Milliyet Gazetesi’nde yayınlanan bir habere rastladım; “1944 Çanakkale doğumlu Cemile Sinyora Levi, işkadını Levi olarak okula döndü.” Levi, evlerde Alman Gümüş pazarlarken, 1985 yılında bir adım daha atarak mağaza açmış. Zaman içersinde Türkiye ve Kıbrıs’ta toplam 17 tane Cemile Store ve Cemile Corners adlarında dekorasyon mağazası zinciri oluşturmuş. İş için gittiği gezide İngilizce bilmediği için uçağı kaçırınca İSMEK’te hem diksiyon hem de İngilizce dersleri almaya başlamış.
Geçtiğimiz Pazar düzenlenen Kariyer Gününde, öğrenmenin yaşı olmadığı yeniden vurgulandı. Yapılan konuşmalarda altı çizilen diğer bir konu da girişimcilik idi.
DinamİK köşesini takip edenler hatırlayacaktır; Temmuz 2010’de “Girişimci olayı hiç düşündünüz mü?” yazısında iş arayan her kişinin maaşlı olarak çalışmak dışında yaşları kaç olursa olsun, uygulanabilir yaratıcı ve yenilikçi fikirleri varsa girişimci olarak masanın diğer tarafına geçiş yapabileceklerinden bahsetmiştim. Hatta sermayesi olmayanların bile çeşitli oluşumlar sayesinde Melek Yatırımcılarla ücretsiz olarak buluşturulduğundan bahsetmiştim.
Kasım 2010’da Limmud’a dair yazarken de cemaatimizin JSpark adlı bir oluşum içersinde girişimcilerle yatırımcıları birleştirme çabasında olduklarını duyurmuştum.
Henüz daha yeni duyurularına başladılar. Yaptıkları işin benzerliği dolayısıyla E-tohum gibi çalıştıklarını düşünüyorum. Ortalama iki yıllık bir geçmişi E-tohum yatırımcılarla girişimcileri bir araya getiren bir oluşum. Bu işi girişimcilerden herhangi bir ücret almadan yapıyorlar. Yakın dönemde (Şubat 2011’de ) 1999 yılında Avrupa’da kurulan EBAN “Avrupa İş Melekleri Ağı”na dahil olduklarını duyurdular.
Kariyer Günü’nde Ralf Arditti ve Metin Bonfil’in de vurguladığı üzere, gençleri girişimci olmaya davet ediyoruz. Hem eğitim hem de sermaye konularında çekinceniz varsa lütfen aşağıdaki fırsatları yeniden gözden geçirin;
*İSMEK ve İstanbul Belediyesi’nin diğer oluşumlarında ücretsiz eğitimler,
*Melek yatırımcılar buluşmak için E-tohum, Jspark gibi gönüllü oluşumlar.
Kariyer Günü’nün sabah oturumunda söz alan Zeynep Evgin Eryılmaz ise, Eric Fromm’un bir sözünü vurguladı; “Cesaret korkusuz olmak değil, ona rağmen devam edebilmektir.” Girişimcilik potansiyel risklere rağmen başlama cesareti gerektirir.
İster girişimci ister memur olun, sevdiğiniz işi yapmak istiyorsanız Eryılmaz’dan bu konuda yanlış bildiğimiz mitleri öğrenelim:
Mit: Kalbimde yatan işte başarı için yetenek veya üstün zekâ lazım. Bende ikisi de yok.
*Bir araştırmada olağanüstü piyano çalanların yirmi bin saat, iyi çalanların sekiz bin saat, vasat çalanların ise dört bin saatlik çalışmaları olduğu saptanmış.
*Bill Gates 24 yaşında Microsoft’u kurduğunda 12 yıldır program yazıyormuş.
*36 yaşında ölen Mozart 626 beste yapmış. 21 yaşında 9. konçertosu tam 18 yıllık disiplinli çalışmanın ürünüymüş.
Kısaca size bir iyi haberimiz var; yapmak istediklerimiz için yüksek zekâya ya da yüksek yeteneğe ihtiyacımız yok. Kötü haber ise kendimize kendimizden başka engelimiz yok.
Odağımızı neye verirsek onu çoğaltırız; dolayısıyla yapamayacaklarımıza değil, yapabileceklerimize yönlendirmeliyiz. Zor dönemlerden yüksek çıkanlar nelerin eksik olduğuna değil nelerin mümkün olduğuna odaklananlardır.
Mit: Başarılı insanlar hep yükselir.
Yapmak isteyip de başarısız olduğumuz bir konu olduğunda keşke yakınlarımızı dinleseydik deriz. Ama başarı düz bir çizgi değildir, iki ileri bir geri gidebilir, doğaldır. Asıl önemli olan düştükten sonra yeniden ayağa kalkabilmektir.
*Zeynep Eryılmaz, eski bir reklam yazarı olarak bu işin bin tane berbat fikrin yanından güzel fikirler de bulmak olduğunu belirti.
*Günün diğer konuşmacılarından Ralf Arditti de ekonomik krizlerin yaşadığı dönemlerde “0” noktasına ramak kaldığını ancak devam ettiğini ve ayakta kaldığını söyledi.
*Thomas Edison ampulü keşfetmeden önce 10 bin kere yanılmış ve “Ampule on bin deneme daha yakınım” demiş.
*Ünlü basketçi Jordan bugüne kadar 9000 atışı ıskalamış.
Mit: Başarılı insanlar ne istediklerini erken keşfederler.
Bir hanıma kaç yaşında “İyi bir gitarist olursun?” diye sormuşlar, hanım “Çalmadığımda olduğum yaşta demiş”. Cemile Levi öyküsünden de hatırlayacağımız üzere istedikten sonra hiçbir şeyin yaşı yoktur.
Mit: Tutku ya vardır ya yoktur.
Bir buz patencisi bir dönüş için yirmi bin kere düşmüş. 19 yıllık çalışma sonucu o dönüşte başarılı olmuş ve madalya almış.
Konser piyanistliğini çok iyi yapan ama tutkuyla yapmayan biri sonunda tutkusu olan editörlüğe döndü.
Kariyer planınızı yaparken kendinize en çok sevdiğiniz işin ne olduğunu sorun.
“Başarı ideallerini gerçekleştirebilmek demektir. Kendini başarılı görmek, başkalarının da seni öyle görmesi,” demiş Akmerkez ortaklarından rahmetli Victor Braunstein.
Metin Bonfil’in konuşmasında paylaştığı Feyzi Akkaya’nın grafiğine göre
*0-35 tecrübesizlik evresi,
*45- 65 en verimli evre,
*65- 75 eskime yaşı,
*75 ve üzeri ise bunama yaşıymış.
Bir başka bilgiyle bunun teyidini alıyoruz;
8- 24 yaş arası okulda 30 bin saat ders
25-60 arası 80 bin saat çalışma hayatı
60- 85 yaş arası uyku dışında 150 bin saatlik zaman geçirir
Bunun dışında Metin Bonfil ve Ralf Arditti’den girişimcilik için geçerli avantaj ve dezavantajlara kısaca bir göz atalım.
*Mega trendler oyunu değiştiriyorlar,
*Değişimleri iyi gözlemlemek ve fırsatları ve tehditleri iyi algılamak lazım; çalışma yaşı, rekabet ortamı, sermaye, iş ve özel hayatın değişimi, Y kuşağı, globalizasyon,
*Değişimle gelen fırsatlar; köpekbalığının ağzından artanları yiyen pilot balıklar,
*Sosyal ağlar, Apple, Internet, Kredi Kartı,
*Pozitiflik; işin sev ve fark yarat,
*Yatırım/ tasarruf,
*Bilinirliği sağlamak,
*İyi network,
*Azıcık da risk almak lazım.
*“Hayatı boşa akıtma ve Just do it”
*Eğer girişimci olmak istiyorsan 30- 37 yaşları arasında yöneticiliği yapmak ve tadında bırakmak lazım. Böylece raporlamayı, teslim tarihlerini ve Bizans oyunlarıyla mücadele etmeyi ve ekip mantığını öğrenmiş olursun.
*Yüksek eğitim; çoğu zaman dezavantaj olabiliyor çünkü kişilerde “Bu kadar sene kendime yaptığım yatırımı çöpe mi atacağım?” endişesi egemen oluyor çünkü belli bir standart içinde yaşamak istiyorlar. Ancak eğitimin çok rahatlıkla avantaja çevrilebilir.
Girişimcilik için sadece fikir yeterli değil, teknolojiyle başa çıkmak zor olduğundan iyi iş modelleri geliştirmek gerekiyor.
Finansmanı aile veya arkadaşlar istemek yerine melek yatırımcılarla görüşmek gerekiyor. Girişimci için özgüven, ülke riski, ortam değişiklikleri, parasızlık, iflas gibi riskler elbette mevcut.
Kariyer Günü’nün bir diğer konuşmacısı Halkla İlişkiler duayeni Betûl Mardin ise yılların deneyimini bize özetledi. Keyifli ve esprili konuşmasında bizlere önceleri gönüllü sonraları ise ücretli olarak yaptığı her farklı işten derin deneyimler kazandığını, geriye dönüp baktığında ise bugüne gelmesinde hepsinin bir yapı taşı olduğunu ifade etti. Yaptığı işler arasında dikiş-terzilik, tercümanlık, gazetede yazarlık, Radyo ve TV programcılığı, tiyatro prodüksiyonları, 38 yıllık üniversite öğretmenliği ve halkla ilişikliler olduğunu sözlerine ekledi. “Lise mezunu olduğum halde benim iki tane üniversite diplomam var” derken heyecanını bizi de yaşattı.
Hem ailesi hem de kariyeriyle ilgili birbirinden keyifli hikâyeler ile başına gelen olaylardan nasıl dersler çıkardığını, nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı.
Günün bitiminde heyecanıyla bizleri de canlandıran Betûl Mardin’in deneyimlerinden nasıl öğrendiğini, bunları nasıl kullandığını, pratik ve kıvrak zekasını ve yaşına rağmen hâlâ tutkuyla üretkenliğinin devam ettiğini görebiliyoruz.
İşte bu da öğrenmenin ve üretkenliğin yaşının olmadığını gösteren ikinci örnek.
Başka bir seminerde ise yeni mesleklerden AVM Danışmanlığı yapan Avi Alkaş’ın, bu konuda hem ulusal hem de uluslararası çapta ödüller aldığını öğrendik. Alkaş, Victor Braunstein’ın kendisine nasıl ağabeylik ettiğini, deneyimlerinin kendisini nasıl nerelere taşıdığını ve nasıl başarılı olduğunu anlattı.
55 yaşında emekli olmayı, bundan sonra ise Kapalıçarşı için çalışarak, onun Kapalıçarşı olmasını sağlayan özgün öğelere dokunmadan, onu hak ettiği global düzeye çıkarmak istediğini belirtiyor.
Hamiş; “Başarı, iyi gözlem, fırsatları iyi yorumlamakla, azim, çalışmakla ve tecrübeyle gelir. Düz bir çizgi değildir.”