Türk pop müziğinin mimarı olarak tanımlanan Nino Varon’u, yarattığı starlar Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Ustalara Saygı” gecesinde sevenlerine anlattı. Adeta Türk pop müziğinin yaşayan tarihi niteliğinde gerçekleşen ve bir sözlü tarih çalışmasını andıran bu geceye Erkut Taçkın’dan Soner Arıca’ya, Atilla Özdemiroğlu’ndan Nilüfer’e, Nejat Yavaşoğulları’ndan Bora Ayanoğlu’na birçok değerli sanatçı katıldı.
Akatlar Kültür Merkezi’nin en dolu olduğu gecelerden biri olan İlham Gencer, Selçuk Alagöz, Bora Ayanoğlu, Nilüfer, Bilgen Bengü, Ayşemine ve Demet Sağıroğlu’nun sahne aldığı geceyi beklenmedik sürprizler unutulmaz kıldı. Bir duygu seli içinde geçen bu buluşmayı sanki en iyi anlatan sunucunun sözünü keserek konuşan seyircinin sözleriydi: “Biz çok “Ustalara saygı Gecesi”ne katıldık, ama böylesine sıcak, samimi ve sevgi dolu olanını görmedik. Bu çok farklı bir gece”. Seyirci geceyi tanımlarken aslında farkında olmadan Nino Varon’u, onun varoluş şeklini anlatıyordu. Bu varoluş biçimi tabii ki mesleğini icra etme şekline de yansımıştı. Onun içten bir sevgi ve saygıyla, kendi deyimiyle “ezilmelerine izin vermediği artistleri” bu gece ona olan borçlarını bir sevgi seliyle ödüyorlardı
Geceye katılarak söz alan Türk pop müziği yazarlarından Naim Dilmener Nilüfer’in Nino Varon’un keşfi olduğunu hatırlatırken, “Nino Varon olmasaydı Türk pop müziği de bu kadar zengin olamazdı” diyerek Varon’un bu müziğe katkısını ayrıca vurguladı. Sıra Nilüfer’e geldiğinde ise Varon’la plakçıda karşılaşmalarının ardından kendini stüdyoda buluşunu anlattı. Arada söze katılan Atilla Özdemiroğlu stüdyolarına gelen Nilüfer’i o ufak tefek, üniformalı haliyle görüp “Ee bu mu şarkı söylecek” diyerek nasıl küçümsediklerini daha sonra ağızları açık kalarak Nilüfer’i dinlediklerini büyük bir içtenlikle aktardı.
Bu samimi gecede sahne alması öngörülmemiş sürpriz sanatçılardan biri Türkiye’nin ilk rock’n roll söyleyen sanatçısı Erkut Taçkın’dı. Taçkın Atilla Özdemiroğlu’nun piyanosu eşliğinde söylediği rock’n roll parçasıyla dinleyicilere tarihi anlar yaşattı. Yine Atilla Özdemiroğlu’nun eşliğinde Ege sözleri Nino Varon’a ait olan, Tanju Okan’ın unutulmaz kıldığı “Hasret” şarkısını seslendirdi.
Seyirciler arasında bulunan ve gecenin sonuna doğru söz alan Soner Arıca’nın “Ben burada müzikal kimliğimle bulunmuyorum. Buradaki Soner kartonet biriktiren ve kartonetlerin arkasında yer alan müziğin “mutfağına” dair bilgileri okuyan çocuk Soner. Ve mutfaktakilerin hepsi şimdi burada! Bu gece bana dünyada ve Türkiye’de olup biten tüm olumsuzlukları unutturdu. Çünkü bu gece bana o yılların saflığını, güzelliğini, insanların güzelliğini ve sevgisini tekrar yaşatıyor” şeklindeki açıklaması insanın bir yandan kahkahlara boğulduğu bir yandan ise gözlerinin yaşlarla dolduğu bu geceyi en iyi aktaran ifadelerden biriydi.
Bir insanın hayatta sahip olabileceği en büyük zenginliğe sahip Nino Varon. O bence en zoru başarmış bir sanat insanı. Çünkü yaşam yolculuğunda bir çok insanın hayatını yönlendirerek iz bırakmış. Ve dile kolay hep dürüst, hakkaniyetli olmuş, hiç kimseyi kırmamış. O bunun gururunu ve mutluluğunu hayatta yaşamayı kesinlikle hak etmiş, nesli tükenen kelaynak kuşları gibi ihtimamla bakılması gereken varlıklardan biri. İyi ki varsın Nino Varon!