RIDVAN ile çok özel

Türk futbolunun son yıllardaki en iyi yorumcularından, eski futbolcu Rıdvan Dilmen ile söyleşi şansı bulduk. Keyifli bir otuz dakika içinde, Türk futbolu adına her şeyi konuşma fırsatını yakaladık. Galatasaray’dan Karabük’e, Buca’dan Fenerbahçe’ye, Milli Takım’dan Trabzon’a, Beşiktaş’a kadar her konu hakkında konuştuk. İşte ayrıntıları…

Sami MORHAYİM Spor
21 Nisan 2011 Perşembe

‘GALATASARAY VE BEŞİKTAŞ’IN DURUMU BİRAZ ABARTILI OLDU. CAMİALARINI EPEY ÜZDÜLER’

 Bu sezon, Galatasaray ve Beşiktaş lige oldukça erken havlu attı. Bu iki büyük takımın kötü gidişatı, sizce ligin durumunu nasıl etkiledi?

Büyüklerin kötü gidişi, konsantrasyon problemleri ligin gidişini tabii ki de etkiliyor. Hem üst sıraları, hem de ligin alt sıraları için oldukça önem taşıyorlar. Özellikle Galatasaray ve Beşiktaş’a karşı aldığı sonuçlarla rahatlıyorlar. Mesela, Ankaragücü Galatasaray maçını kazanıyor, birden yükselişe geçiyorlar… Büyük takımlarda ligden erken koptuğunuz zaman ciddi problemler yaşanıyor; ama bu sezon Galatasaray ve Beşiktaş’ın durumu biraz abartılı oldu. Camialarını epey üzdüler. Sezonu erken kapatabilirseniz de bu kadar geride kalınmaz.

  Galatasaray düşme potasına oldukça yaklaştı…

Buca 24, Galatasaray 33 puanda. Dokuz puan var şunun şurasında, ancak bunun hesabı olmaz. Galatasaray ligden düşmez.

  Beşiktaş, bu sezon Schuster’le başladı. Guti, Quaresma gibi yıldız oyunculara rağmen başarı sağlayamadı. Sizce bu teknik heyetle mi, yoksa oyuncularla mı ilgili?

Kulüplerimizin en büyük sorunu istikrar. Fenerbahçe bunu aştı. Aslında, onlar da tam aşamadı ama şampiyonluklar kaybederek, zorluklar çekerek bu konuda biraz daha ilerlediler. Yoksa onların da sekiz maç kaybedip, sonra sekiz maç kazanmaları pek normal bir şey değil. Baros, Guti gibi oyunculara baktığımızda ise performansları sürekli çalkantılı. İstikrarı pek sağlayamıyoruz. Bu yüzden de kulüplerimizin profesyonellik anlayışlarının biraz değişmesi gerekiyor. Planlama konusunda oldukça sıkıntı yaşıyoruz. Barcelona’da oyuncular her hafta beş tane gol atıyorlar, beşinci golde bile tüm oyuncular hep beraber seviniyorlar. Bizim öncelikle, profesyonellik anlayışında ilerlememiz gerekiyor aslında.

  Galatasaray’da iki yıldır büyük bir istikrar sorunu var. Hagi gibi Galatasaraylılığı tartışılmayacak biri de fedakârlık yapmasına rağmen, acele ile yollandı. Bunu neye bağlıyorsunuz, sıkıntı ne sizce?

Ben de Fenerbahçe’de teknik direktörlük görevi aldım. Ben ve Hagi gibi oyuncular takım kötü durumda olmasına rağmen bazı fedakârlıklar yaparak, gerçeği bilerek göreve geliriz. Hagi ve Bülent Korkmaz da buraya gelirken durumun farkındaydı. Hagi tabi ki durumun bu kadar kötü olacağını düşünmezdi, yönetim de pansuman niyetine kendisini çağırıp başa getirdi. Tutsaydı olacaktı, olmadı. Ancak, bu sefer Hagi giderken tek başına gitmedi, yönetimi de yanında götürdü.

‘GEÇEN SENE FENERBAHÇE, BURSA; BU SENE İSE TRABZON-FENERBAHÇE’

  Fenerbahçe de diğer büyük takımlar gibi çok kötü başladı. Daha sonra ise toparlandı ve şampiyonluk adına en büyük adaylardan biri oldu.

Bence, ilk on maçta kötü oynayıp, Türkiye Kupası’ndan elenip, Avrupa’da varlık gösteremeyip, sonradan tüm maçlarını kazanmak da anormal. Yani, bunun ortası olmalı. İstikrar sağlanmalı. Söylediğim gibi, planlamaların iyi yapılması gerekiyor. Dikkat edersen, devre arasında Fenerbahçe transfer yapmadı, aynı oyuncular aynı forma. Ancak, oynanan top nedense farklı. Anlatmak istediğim bu.

  Normalde, Trabzonspor en istikrarsız takımdır. Ancak, bu sene ligde en istikrarlı takım konumundalar. Bu başarının sırrı ne?

 Trabzon, bu boşluğu iyi değerlendirdi. Tabi ki güzel top oynuyorlar, ancak diğer büyüklerin başarısızlığı onlara kendilerini gösterme fırsatı yarattı. Geçen sene Fenerbahçe, Bursa; bu sene ise Fenerbahçe, Trabzon. Camiası çok kuvvetli sonuçta Trabzon’un ve bu şehrin bir şampiyonluk kültürü var. Ondan dolayı, ben normal karşılıyorum onların bu performansını.

  Bursaspor, Anadolu’dan çıkan ikinci şampiyon takım oldu. Bu sene de ilk üç sıradalar. Performanslarını nasıl buluyorsunuz?

Şampiyon olup, diğer sezon alt sıralarda oluyorsa bir takım, o şampiyonluğun hiçbir anlamı yoktur. Hep doğru kararları veriyorlar, teknik direktörleriyle yola devam etme kararları da bunlardan biri. Performanslarından da memnunum açıkçası. Üst sıralara oynuyorlar, illa şampiyon olmalarına gerek yok; fakat Bursa kolay bir şehir değildir. Yerel medyası biraz farklıdır. Ondan ‘beş büyük’ dememiz için birkaç yıl beklememiz gerekir.

‘ZAMANINDA BEN DE FORMDA OLDUĞUM ZAMANLARDA MİLLİ TAKIMA GELİNCE İYİ TOP OYNAYAMAZDIM’

  Mesut Özil, Almanya Milli Takımı’nı seçince, medyamızda oldukça eleştiri oldu. Bundan sonra ise gurbetçi oyuncular milli takımda boy göstermeye başladı. Sizce doğru mu?

Gurbetçi oyuncularımız her zaman vardı. Eskiden beri de olmaya devam ediyor. Mesut çok uç bir nokta oldu. Kendisi de Türklüğünü hisseden, düzgün biri. Türkçesi de çok iyi.

Mehmet Ekici, İlkay da çok müthiş oyuncular. Bence bunda bir sıkıntı yok. Cenk de çok iyi, yetenekli. Yetenekli ve iyi oyuncuları bulduğumuz sürece de sorun yok; ancak gurbetçi diye de hepsinin üstüne atlamamız büyük bir hata olur.

  Avusturya maçı öncesi, Galatasaray’dan altı oyuncu çağırılınca büyük eleştiriler yapıldı. Büyük takımlardan, sürekli fazla oyuncu çağırılması doğru bir seçim mi?

Galatasaray’dan Servet, Gökhan, Arda, Hakan, Kazım gibi oyuncular çağırıldı. Kimler oynadı, Servet, Arda ve Hakan Balta.

  İsmail Köybaşı sol bekte düşünülemez miydi?

Herkesin gelecekte sol bekte düşündüğü isim İsmail, doğrudur. Ancak, genç oyunculara böyle vakitlerde şans vermek zordur. Hakan Balta da o mevkide ülkemizde en yetenekli oyunculardan. Zaten maçta da ne kadar başarılı olduğunu gördük. Tecrübeli oyuncuların dakika alması daha iyi bir seçim. Tabi, iddiamız kaybolursa genç oyunculara yer verilmesi daha uygun olur.

  Nuri Şahin, Dortmund ve Bundesliga’da harikalar yaratan bir oyuncu. Ancak, milli takımımızda henüz bir farkını göremedik.

İki takımda da aynı mevkide oynuyor. Ancak, Nuri’nin çektiği sıkıntıyı ben de çektim. Zamanında ben de formda olduğum zamanlarda milli takıma gelince iyi top oynayamazdım. Ne zaman bir iki maç iyi oynamaya başladım ve açıldım. Nuri’nin de böyle bir süreçten geçtiğini düşünüyorum. Çok yetenekli ve önü açık bir oyuncu. Umarım, bize başarılar getirecektir. Süreç kısa olduğu sürece bir sorun olacağını düşünmüyorum.

‘YENİ KUŞAK TEKNİK DİREKTÖRLERİ OLDUKÇA BEĞENİYORUM’

  Tolunay Kafkas hangi takımın başında olursa, o takım üst sıralara oynuyor. Bu başarıyı nasıl sağlıyor?

Tolunay’la beraber eğitim aldık biz. Kişilik olarak da iyice tanıdım. Öncelikle, başarısız olma şansı yok. Çok düzgün biri ve lider ruhlu. Teknik direktörlükte teknik bilgiden çok, kişiliğiniz önemlidir ve bu konuda kendisi oldukça başarılı. Ancak, daha pozitif olmasını istiyorum. Öyle olduğu takdirde, Türk futbolunu çok iyi yerlere getirebileceğine inanıyorum. Oyuncularla ilişkileri o kadar düzgün ki, takımını oldukça iyi motive ediyor. Yeni kuşak teknik direktörleri oldukça beğeniyorum.

  Bu sezon, Boz Baykuşlar adlı bir taraftar grubu şiddete karşı adeta mücadele ediyor. Takip ediyor musunuz, nasıl buluyorsunuz onları?

Takip ediyorum ve oldukça hoşuma gidiyorlar. Bana bile pankart açtılar, ne alaka yani. Ondan dolayı çok ilgimi çekiyorlar. Dünya standartlarında bir gruplar. İnşallah, oldukça büyürler ve Türkiye’de bazı şeyleri değiştirebilirler. Üniversiteli gençler olmaları da beni daha da mutlu ediyor. Yönetim onlara kombine paralarını vermeyi teklif etmiş, onlar kabul etmemiş hatta. Oldukça güzel bir örnek bizim için.

  Geçen haftalarda bir yasa çıkarıldı. Denetim toplumu olmaya başladık yavaş yavaş. İçimizden geçen duygularla değil de, baskılarla hareket etmeye başladık artık. Ne düşünüyorsunuz?

Sana katılıyorum, insan olarak. Ancak, katılmadığım, maalesef katılamadığım bir şey var. Biz baskı olmadan yapamıyoruz. Böyle kararlar alınmazsa da oldukça sıkıntı çekeriz. Maç sonrasında, mağlubiyet olduğunda kamera yollamak bile istemiyoruz. Medya ve yayın kanallarının bu konuda oldukça dikkatli olması lazım. Bir cinayet haftalarca gündemden düşmüyor, bu futbola da yansıyor tabi. Kültürümüzle alakalı sonuçta.

‘YÜZDE 50 FENERBAHÇE, YÜZDE 50 TRABZONSPOR’

  Buca 24 puanda. Sizce ligde kalabilecekler mi?

Bence düşen üç takım belli oldu.

  Karabük de geçen sezon yükseldi Süper Lig’e. Çok iyi gidiyorlar.

Lig bitmeden sekiz hafta önce şampiyon oldular. Kurumsal bir takım ve planlı programlı hareket ediyorlar. Bu sayede, inanılmaz bir yükselişe geçtiler ve şu an üst sıralarda dolaşıyorlar. Bu süreç de şunu gösteriyor; Süper Lig’e kurumsal şehir takımlarının gelmesi ligimizin kalitesini arttıracaktır.

  Şampiyonluğu sizce kim kazanır?

Yüzde 50 Fenerbahçe, yüzde 50 Trabzonspor.

  Bu sezon Süper Lig’de en beğendiğiniz oyuncuları sayarsak?

Kaleci Onur Kıvrak; oldukça başarılı biri. Savunmada Servet. Orta sahada, Selçuk, Alex. Hücumda ise Umut. Keşke izleyebilseydin Şota vardı zamanında(gülüyor).

  Yayındayken zor durumda kaldığınız, yaşadığınız komik bir olay var mı?

Anlatayım... Ç.Rizespor maçı görüntüsü elimizde. Güntekin dedi ki, “O kadar para veriyoruz. Bize adam akıllı görüntü vermiyorlar. Gel biraz sallayalım şunlara…” Ben de dedim, “Tamam.” Reklamdan döndük. Ben de reklam arasında konuştuğumuz gibi, “Güntekin ya görüntüler çok kötü değil mi?” dedim. Birden Güntekin, “Ne yapalım. Onlar da o kadar zor şartlarda çalışıyor,” demez mi. Ben de kaldım birden öyle.

Bir gün de, yayın süremiz dolduğu için yönetmen koşarak geldi acilen bitiriyoruz programı dedi. Güntekin iyi akşamlar diyecek ve program bitecekti. Reklamdan tam döneceğiz, bana kurabiye verdiler. Yayına girdik ve Güntekin birden bana sordu, “Maç hakkında ne düşünüyorsun?” Kamera bana döndü, elimde de kurabiye…

Bu söyleşinin gerçekleşmesinde katkıları bulunan

Ester Yannier’e teşekkür ederiz.