Doğduğu ilk aylarda annesiyle kendisinin farklı iki kişi olduğunu ayırt edemeyen ve annesine yapışık olarak yaşamak isteyen bebek, büyüdükçe kendi bedeninin farkına varır. Çocuklar bu süreçte farklı evrelerde farklı hareketler ve davranışlar sergiler
Çocuk doğduğu andan itibaren 3–6 aya kadar annesine yapışık olarak yaşamak ister. Çünkü hayatta henüz kendisinin ve annesinin farklı iki kişi olduğunun ayırımını yapamamaktadır. Zamanla büyüyen çocuk 5–8 ayları arasında yavaş yavaş kendi bedeninin farkına varır. Annenin kendisinden ayrı bir kişi olduğunu ve anne dışında da farklı kişiler olduğunu algılar. Bu süreçten itibaren anneye halen bağımlı olarak yaşayan çocuk, aynı zamanda farklı evrelerde farklı amaçlarla annesinden ayrışma isteği ile farklı hareketler sergilemeye başlar. Mesela emekleyen çocuk, annesinden uzaklaşmak ve etrafı keşfetme isteği ile hareket ederken aynı zamanda geriye bakarak annesinden uzaklaşmasının ve keşfetmesinin güvenli olduğuna dair onay bekler. Annenin bir gülüşü ona yeterlidir. Daha sonra yürümeye ve konuşmaya başlayan çocuk artık bir birey olma çabası içindedir. İstekleri oluşur, her şeyi kendi başına yapma isteği gelişir ve engellendiğinde annesine karşı çıkarak istekleri için savaşır. Sürekli bastırılan çocuk, uzaklaşamaz, gelişemez ve güveni kırılmış olur. Çocuğun güven sınırları içinde kalarak ayrışmasına yani bireyselleşmesine izin verilmelidir.
Bu yazıda çocuğun 0-12 yaşlar arasındaki psiko-seksüel ve toplumsal açıdan gelişimi ele alınıyor. Çocuğun gelişim evrelerindeki psiko-seksüel ve toplumsal süreçlerle, ihtiyaçları üzerinde duruluyor.
Çocuğun psiko-seksüel gelişimi ele alınırken, Freud’un ruhsal ve cinsel açıdan, Erikson’ın ise ruhsal ve toplumsal açıdan gelişim dönemleri bir arada incelendi.
İlk aylar: Güven duygusu
Bir yaşında bebek cinsel açıdan ‘oral dönem’de, toplumsal açıdan ise temel güven ve güvensizlik duygularının belirdiği dönemdedir. Annenin memesini emen bebek için, bu dönemde haz ilkesi baskındır. Bebek, doğal dürtülerinin hemen ve şimdi doyurulmasını bekler ve talep eder. Annenin memesini emen ve haz duyan bebek sakinleşir. Bu dönemde bebek dürtülerini erteleyemez, “hemen ve şimdi” gerçekleştirilmesini ister. Bebek, bakım verenine çaresizce bağımlıdır. Bakım veren, bebeğin ihtiyaçlarına karşılık beklemeden yanıt verir ve zaman içinde anne-bebek arasında (2 ile 7 ay arasında) sağlıklı bir sabit ilişki oluşur. Bu ilişkinin oluşması bebeğin bu evreyi sağlıklı atlatabilmesi için gerekli ve önemlidir. Bebek yavaş yavaş anneyi tanımaya ve ona bağlanmaya başlar. İşte bu ilişki yeterince sağlıklı bir şekilde kurulduğu takdirde bebekte toplumsal ve ruhsal açıdan ‘temel güven duygusu’ yerleşmiş olur.
1-3 yaş: Özerklik
1–3 yaşında ise çocuk cinsel açıdan ‘anal dönem’de iken, toplumsal açıdan ‘özerklik dönemi’ndedir. Bu dönem çocuğun haz kaynağını içeride birikmiş olan dışkısını tutmak ve bırakmak davranışı oluşturur. Çocuk küçük ve büyük tuvalet terbiyesini bu evrede öğrenir. Toplumsal açıdan hem anneye bağlı iken hem de ayrışma ve kendi isteklerini yapabilme dürtüsüne sahiptir. Bu istekleri yüzünden çocuk inatçıdır ve bu dönemde cezalandırıcı ve baskıcı olmayan bir tutum sergilemek gerekir ki çocuk saldırgan olmayan, kendinden hoşnut bir birey olarak yetişsin.
3-6 yaş: Girişim
3-6 yaş arasında cinsel organlar keşfedilir. Cinsel merakların ve soruların arttığı bir dönemdir. Bu dönemde cinsel kimlik belirginleşir ve cinsiyete uygun roller tam anlamıyla kesinleşir. Toplumsal açıdan ‘girişim dönemi’ olan bu dönemde artık konuşup kendini ifade edebilen çocuk hızla sosyalleşir. Taklit yolu ile öğrenir ve bolca hayali oyunlar kurar. Bunlar sosyalleşmesini zenginleştirmesi açısından önemlidir. Girişimciliğin çok yoğun olduğu bu dönemde çocuk bolca soru sorar. İyi ve kötü kavramları gelişir, değer yargıları benimsenmeye başlanır ve bu sayede vicdan, ahlak kavramları gelişmeye başlar.
6-12 yaş: Zihinsel yetenek
6–12 yaş arası dönemde soyut düşünce gelişir. Çocuğun zihinsel yetenekleri gelişmeye başlar, sebep-sonuç ilişkisini öğrenir. Bu nedenle bu dönem çocuğun akademik becerilerine ve kişisel gelişimine ayırdığı dönemdir. Çocuk artık çekirdek ailesinden çıkmış, akademik, sosyal ve spor faaliyetlerine yönelmiştir. Cinsel açıdan bu dönem ‘gizlilik’ dönemidir. Cinsel meraklar bir nevi uykuya yatar. Kız çocukların kızlarla ve erkek çocukların erkeklerle oynamayı tercih ettiği bir dönemdir.
Neli AŞKANER / UÖMO Rehberlik Servisi