Evlerimizde beslediğimiz hayvanlarımız, kısa süre sonra adeta ailemizden bir birey oluyor. Bakımlarını yeterince iyi yapabiliyor muyuz? Veteriner Hekim Ferit Sason’a sorduk…
Çok hoş ve sıcak bir ortam yaratmışsınız burada. Minik dostlarınızın bu atmosferde mutlu hissedeceklerdir…
Hissettirmeye çalıştığımız bu idi. Önce kendimizi minik dostlarımızın yerine koymak gerek. Düşünün; siz hastalandığınızda ne kadar moralsiz olursunuz, aynı şekilde yakınlarınız da endişeli ve üzgün olurlar. Tedavi amaçlı gidilen bir sağlık merkezinde bir kişi ve yakını ne arıyorsa minik dostlarımız ve yakınlarının da bunu aradığını düşünerek bir ortam yaratmayı tercih ettik. Tedavi olurken ya da rutin kontrolleri ve aşı takipleri yapılırken sevimli hayvanların emniyeti ve sahiplerinin mutluluğu bizler için ilk kuraldır. Kliniğimizde onların sağlığı için gerekli olan bütün ekipmanlar mevcut. En önem verdiğimiz konulardan birisi ise elbette hijyen ve aşıların taze temin edilerek minik dostlarımıza uygulanması.
Seçtiğiniz meslek hekimlik dalları içerisinde de en zor olanlardan bir tanesi, sonuçta ağzı olan dili olmayan miniklerin size dertlerini anlatabilmeleri de olası değil. Üstelik her hayvanın anatomik yapılarını da ayrı ayrı bilmek gerek. Neden veteriner hekimlik??Çocukluğumdan beri hayvanlara yakınlığım aşırı boyutlardaydı. Bu nedenle ailemle biraz çatışmalı bir çocukluk geçirdim. Annem aşırı titiz bir hanımdır. Ben ise sokaklarda köpeklerle oynayan, sokak kedilerini kucağına alan, böcekleri ve karıncaları kibrit kutularına dolduran ve böyle oyun oynayan bir çocuktum. Pek tabii ki bu durum birçok kere dışarı çıkmama cezası almama neden olmuştu. ÖYS sınavında bana kalsa veterinerlik bölümünü ilk tercih yapardım ancak ailemden çekindiğim için geri plana atmıştım. Çünkü onlar tıp fakültesinde okumamı istiyordu. Ama çok şükür isteyerek ve gönül vererek okuyacağım bir bölümü seçtim.1997’de İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ni kazandım. 2002’de de mezun olup beş senelik eğitimimi bitirdim.
Kaç yıldır veteriner hekim olarak çalışıyorsunuz; kliniğiniz ne kadardır faaliyette??Dokuz senedir yani mezun olduğum günden beri faal olarak klinikte çalışıyorum. Beş buçuk ay kısa dönem askerlik dışında kliniğim hep faaliyetteydi.
Evcil hayvan edinmek isteyenlere ne önerirsiniz?
Eğer tanıdık ve bilinen bir anneden kedi ve köpek alınmıyorsa; hijyen koşulları iyi olan ve bünyesinde veteriner hekim bulunduran çiftliklerden alınmasını tavsiye ediyorum. Ayrıca alınmadan önce ilk karma aşısı ve koruyucu parazit tedavisi yapılmış olmalı.
Yavru bir hayvanı aldıktan sonra sahipleri nelere özen göstermelidir?
Birincisi bir veteriner hekime gidip aşı takvimi çıkartmalı. Aşılar ve koruyucu parazit tedavileri düzenli bir şekilde uygulanmalı. Eğer bunlar belli bir düzene oturtulmazsa minikler kadar sahipleri de risk altında olur. Çünkü hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar maalesef azımsanmayacak sayıdadır. Bunlardan en çarpıcı olanı da hidatid kisttir (hayvan tüyünden insanlarda oluşan kist türü).
Bize biraz Hidatid Kist’in ne olduğundan bahseder misiniz?
Hidatit kist, sığır ve koyun çiğ etlerinden geçen “Echinococus Granulozuz” adı verdiğimiz bir parazitin yaptığı hastalıktır. Kedi ve köpekler, hem kist formunu etlerle, hem de yumurta formunu çeşitli yollarla alarak bu hastalığı taşıyıcı duruma geliyorlar. Bu hastalık basit bir ishal dışında köpeklerde patolojik belirtiler oluşturmuyor fakat sahipleri tüylerini okşarken ishalli dışkıyla tüylere bulaşmış yumurtaları ellerine temas ederek alabiliyorlar, böylece ellerini ağızlarına her hangi bir şekilde götürdüklerinde enfekte olmuş oluyorlar. Örneğin kişiler ellerini iyi yıkamadan veya gıdaya temas ettirip o gıdayı ağızlarına aldıklarında bir büyük bir risk altında oluyorlar. Bize çoğu hayvan sahibi “biz petlerimizi mama ile besliyoruz onların taşıyıcı hale gelmelerine imkân yok” diyor. Halbuki sokağın ciddi taşıma etkeni olduğunu gözden kaçırıyorlar. Mesela dışarıda köpek gezdirdiğinizi düşünelim. Köpek yolda çiğ et gördü ve onu yedi, siz de engel olamadınız. Bu olay bir enfeksiyon tehdididir. Ayrıca sokakta köpek çiğ et yemese bile sokak köpeklerinin çoğunda çiğ et yeme durumu vardır. Sokak köpeği çiğ eti yedikten sonra bu hastalığı taşımaya başlar ve gittiği bir yere dışkısını yapar. Köpekler bilindiği gibi diğer hayvanların dışkılarını ve idrarlarını koklayarak “tamam burası idrar ve dışkı yapmam için uygun bir yerdir” diye algılayarak tuvaletlerini yaparlar. Sizin de köpeğiniz hidatit kist taşıyan bir köpeğin dışkısını koklayarak bu etkeni ağızdan alır ise ishal olur, hayvan sahibi de köpeğinin tüylerini okşayarak enfeksiyonu kapar.
Çoğu kedi sahibi, “benim kedim hiç dışarı çıkmıyor bu enfeksiyonu alamaz” diyor. Şimdi size onun da yolunu söyleyeyim: Sokakta dolaşıyorsunuz. Hidatit kist etkeniyle enfekte olan bir köpeğin dışkı yaptığı yere bastınız, ardından eve geldiniz, ayakkabılarınızı çıkardınız. Kedilerde bilindiği gibi ayakkabı ve terlik yalama huyu çok fazladır. Kediniz gidip ayakkabınızı yalayabilir. Sonrasında hayvanınız bu durumdan ötürü geçici ishal olur, siz de onun tüylerini temizlemenize rağmen okşarsanız bu da evden çıkmayan kedilerden de geçebilecek bir enfeksiyon yolu olur.
Bunun için yapılması gereken hiç aksatılmadan 3 ay ara ile kist aşılarının uygulanmasıdır.
Evine kedi ve köpek almak isteyenlere cinsiyet olarak hangisini önerirsiniz? Dişi mi erkek mi?
Bu genelde bir tercih meselesidir. Köpeklerde erkeğin sorunu dişiye nazaran daha azdır. Çünkü dişinin altı ay arayla senede iki kez en az dokuz gün kadar süren adet kanaması dönemi vardır. Dişi kedilerde ise böyle bir sorun yok. Onlar senede dört ya da beş kere kızgınlık göstermelerine rağmen provoke ovülasyon dediğimiz kanamasız kızgınlık durumu var. Erkek kediler ise azma dönemlerinde geceleri sahiplerini uyutmayacak kadar bağırtı sesleri çıkartmakta ve günün her saati tuvalet kapları yerine evdeki odaların her köşesine idrarlarını yapmaktadırlar, bilindiği üzere onun birçok insanı rahatsız edecek kadar keskin ve kötü bir kokusu vardır, bu da idrarda yoğunlaşan testesteron hormonundan dolayı olmaktadır.
Bu durumda kısırlaştırma mı öneriyorsunuz?
Erkek kediler sürekli çiftleştirilmeyecekse kısırlaştırılmalarını, dişi kedi ve köpeklerde de eğer çiftleştirilme yapılmayacaksa, onlardan yavru alınması istenmiyorsa ben 1 yaşına kadar kısırlaştırılmalarını öneririm. Çünkü yedi yaşından sonra vücutta biriken ve yoğunlaşan östrojen hormonunun etkisiyle cinsel organlarda kontrolsüz büyümeler oluşur ve kanserojen risk taşımaktadır. Özellikle bu kontrolsüz hücre büyümeleri memelerde, rahimde ve yumurtalıkta oluşmaktadır. Bunların oluşmaması için cerrahi operasyonla rahim ve yumurtalılar alınarak bunun önüne geçilmesini gerekmektedir. Kliniğimizde de sıklıkla bu operasyonu yapmaktayım.
Kliniğinizde kısırlaştırma dışında başka ne tür cerrahi operasyonlar yapılıyor?
Yumuşak doku olarak, dişi ve erkekte kısırlaştırma, mide ve bağırsak cerrahisi, göğüs cerrahisi, tümör operasyonları, ağız cerrahisi, göz cerrahisi, sidik kesesi cerrahisi, kulak- burun ve boğaz cerrahisi vs gibi.
Ortopedik olarak, her türlü kemik kırığı ameliyatları, çapraz bağ kopuğu operasyonları, çene cerrahisi.
Bahsi geçen tüm operasyonları siz mi yapıyorsunuz?
Benim uzmanlık alanım yumuşak doku cerrahisi. Yumuşak dokuyla ilgili az önce bahsi geçen her türlü ameliyatları kendim yapıyorum. Ortopedik operasyonlarda ise konularında ileri derecede uzman iki tane doktorumuz var. Biri doçent diğeri profesör mertebesinde. Ortopedik operasyonları onlarla birlikte gerçekleştiriyoruz.
Hayvan beslemek bir çocuğun sorumluluğunu almak kadar ciddi bir durum… Tatil ve iş seyahatlerinde ne yapılmasını öneriyorsunuz
Bünyesinde veteriner hekim bulunduran çok hijyenik, temiz, her gün hayvanların sağlık kontrollerinin yapıldığı pansiyonlar var. Mesela bizim kliniğimizin bünyesinde bulunan kedi ve köpek pansiyonu da bunlardan biridir. Biz hijyen ve sağlıklı konaklama konusunda oldukça iddialıyız. Pet sahipleri bize hayvanlarını gönül rahatlığı ile bırakabilirler.
Kliniğinizde başka hangi birimlerle hizmet veriyorsunuz?
Bir hastane ortamında aklınıza gelebilecek her hizmetimiz mevcut. Yumuşak doku cerrahisi, ortopedik cerrahi, dahiliye, cildiye ve deri hastalıkları, jinekoloji, röntgen, ultrasonografi, E-mar ve tomografi, diş hastalıkları ve laboratuar. Bunların dışında oldukça hijyenik ortamda kedi ve köpek kuaförü hizmetimiz de mevcut. İsteğe göre her çeşit köpek tıraşı yapılıyor. Mesela her köpeğin ayrı bir model tıraşı vardır. Bu modellerin hepsi kliniğimizde uygulanıyor. Kedilerin ise hafif ve kısa süreli anestezi altında istenilen modelde tıraşları yapılıyor. Çünkü kediler tahmin edeceğiniz gibi makine sesine tepki verecekleri ve derilerinin de çok ince olduğu için ani hareketlerle yırtılma riskini ortadan kaldırmak amacıyla anestezi uygulamaktayız.
Ayrıca pet shop bölümümüz de var. Burada sadece profesyonel ve sadece hekimlerce yedirilmesi önerilen dünyaca tanınmış markalar ve diyet mamalar bulunduruyoruz. Çünkü hekimliğin en önemli kısımlarından biri de beslenme hekimliğidir. Onun için hayvan sahiplerini petlerini sağlıklı mamalarla beslemeleri konusunda bilinçlendiriyoruz. Ayrıca hayvan sahipleri çok yakında web sitemizden tüm pet shop ürünlerini ve mamaları sanal mağazamızdan temin edebilecekler.
Kliniğimizi daha yakından inceleyebilmeleri için: www.veterinerkadikoy.com ve pansiyonumuzun web sitesi: www.hayvanoteli.net