Daha iyi bir dünya için Kolları sıvama zamanı

Zenginin de, fakirin de, orta halli insanların da uyum içinde yaşamaya çalıştığı şu dünyamızı daha iyi bir hale getirebilmek için sadaka ve mitzva’dan daha iyi bir yol düşünemiyorum. Amerika Birleşik Devleti’nde bu konuda yapılan girişimler sayılamayacak kadar çok, sadece cemaatin içinde değil, şehirlerarası hatta ülkeler arası bile.

Yaşam
27 Temmuz 2011 Çarşamba

Geçen gün okuldan eve döndüğümde kapıda bir not buldum. Notu karşı komşumuzun oğlu koymuş. Şöyle diyordu:

“… Benim de içinde bulunduğum izcilik grubu evlerinden uzakta olan askerlerimiz için yemek toplayıp onlara yollama görevini üstlendik. Bu konuda bize yardımcı olursanız çok seviniriz…”

Notun yanında da birkaç tane konserve resmi iliştirilmiş. Fazla çaba harcamadan, çok paralar dökmeden her bütçede olan ailenin yapabileceği kadar bir yardım. Hemen bir sonra ki alışveriş günümde çocuklarla beraber dört kutu konserve alıp komşumuza götürdüm. İki öğretmen maaşıyla geçinmeye çalışan bir aile olarak bu yardım için cebimizden çıkan para bütçemizi sarsacak kadar değildi. Eşimin de dediği gibi, mali durumumuz yardıma ihtiyacı olanlardan daha iyi olduğu için neden paylaşmayalım ki. Aynı şekilde başka yardımlar postaneler aracılığıyla sağlanıyor. Senede iki kere postaneden mektupla konserve ya da başka kuru gıdaların toplanma günü evlere haber veriliyor. Posta kutusunun yanına bıraktığımız gıdalar postacılar tarafından toplanıp ihtiyacı olanlara ulaştırılıyor.

Kış mevsimi geldiği zaman yine mektuplar, e-postalar yollanıp ceket, şapka, atkı, eldiven toplanacağı haber veriliyor. Herkes artık küçük gelen ama iyi durumda olan ceketleri toplayıp okullarda yerleştirilen kutulara bırakıyorlar. Kıyafet deyince bir de akrabalar ve arkadaşlar arası kıyafet değiş tokuşlarını da unutmamak lazım tabi ki.

Özellikle yaşanan büyük felaketlerin ardından ülkeler arasında oluşan ani yardımları da göz ardı etmemek lazım. Bu sene İsrail’de çıkan büyük orman yangınından hemen sonra evlere zarflar içinde notlar yollandı ve İsrail’e yeni ağaçlar bağışlamak için para toplandı. Aynı hızlı yardım Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami felaketinden sonra da gerçekleşti.

Büyüklü küçüklü bu yardımlar dışında bir de bizim cemaatte sonbaharda ve ilkbaharda iki büyük eğlence hazırlanır.

Sonbahar aylarında çocuklar için ‘extravaganza’ adı altında bir festival düzenlenir. Şehrin belli başlı yerlerinden sponsorlar bulunarak festival için gerekli olan malzemeler ayarlanır. Çevredeki süpermarketlerden festivalde kullanılacak su ve yiyecek yardımı istenir. Belli başlı oyuncak firmalarından çocukların oyun oynarken kazanabilecekleri küçük hediye bağışları ayarlanır. Festival günü cemaat binası tam bir şenlik alanına döner. Çocukların bütün gün bıkıp usanmadan oynayabilecekleri oyunlar getirtilir. Yüz boyama, bowling, içine girilen şişme oyunlar ve daha akla gelebilecek onlarca parti oyunları…

Bu eğlenceli gün için çevredeki şehirlerden de birçok misafir gelir. Satılan biletlerden toplanan bütün bu paralar o sene bağışlanmasına karar verilen kurum ya da kuruluşa aktarılır.

Bu sene öğretmenliğini yaptığım sınıftaki çocuklar için özel bir görev hazırladım. ‘Sadaka Kutusu Yardımcısı’. Her Cuma şabat için sınıfımdaki çocuklar birkaç kuruş sadaka getirirler. Her Cuma sadaka kutusu yardımcısı seçilen çocuk arkadaşları arasında dolaşıp sadaka kutusuna getirdikleri paraları koymaları için bekler. Sınıfımdaki bütün çocuklar bu paranın yemek, kıyafet ya da oyuncak almaya paraları yetmeyen çocuklar için toplandığı bilir. Aynen bizim evde benim çocuklarımın da bildiği gibi.  

 

Yael Safran