‘Nefes’le nefes alın!

Sıcak bir Pazar sabahı, Yinon Muallem’in son albümü ‘Nefes/Breath’ dönüyor CD çalarımda. Çok keyif aldığım, Şirin Pancaroğlu ile yaptığı, barok müzikle, perküsyon ve doğu müziğini biraraya getirdiği bir önceki deneysel çalışması ‘Telveten’den sonra, ‘Nefes’ ile sanki tamamen kendine dönüyor Yinon Muallem, bir o kadar da daha ‘buradan’. Albümdeki tüm şarkıların-ikisi hariç- güfteleri, besteleri ve düzenlemeleri kendisine ait.

İlk eser ‘Nefes’ Sufi müziğine gerek sound’u gerekse adıyla yapılan bir güzelleme. Muallem 2002 yılında hepimizin bildiği üzere Türkiye’ye ud çalmayı öğrenmek üzere gelmiş, ama Türkiye sevgisi onun buraya yerleşerek çekirdek ailesini de bir Türk kızıyla kurmasına neden olmuş Irak kökenli İsrailli bir perküsyon sanatçısı. Bu albümde sesi ile yer alan eşi Dilek ile evliliklerinin aileler arası kültür farklılıkları nedeni ile nasıl yürüyeceğine dair endişelerini aralarına bebek Muallem’in de katılacağını öğrendikleri anda son buluyor. Yinon Muallem ‘Nefes’ şarkısını eşi Dilek için yazıyor. Sözlerden bir bölüm şöyle: “Nefes al/İçinde bir mucize taşıyorsun/ Sakin ol/ İki güzel ruh biraraya geldi”.

Bu albümde Muallem’in sevgiyle andığı biri daha var: ‘Ezginin Günlüğü’nün kurucularından, bir süre önce kaybettiğimiz; Tanju Duru. Yinon Muallem kendisine vokalde eşlik eden Sumru Ağıryürüyen ile birlikte seslendirdiği ‘Dağda’ şarkısını Tanju Duru’ya ithaf ediyor.

‘Rast Taksim on Oud’, ‘Rast’ eserlerinde Yinon Muallem çalmakta ustalaştığı ud ile bütünleştiği, öne çıkan eserler arasında.

‘Nefes’ albümü insanın içine tatlı bir huzur veren, meditatif bir yapıda olmakla birlikte ‘Hicazkâr Longa’, ‘Abu’ gibi daha ritmik, canlı en az diğerleri kadar keyifli eserler de barındırıyor. Ancak albümün en keyifli sürprizi hiç kuşkusuz son eser ‘Küçük Rast’. Küçük Muallem müzik çalışmalarına başlamış bile!

Yinon Muallem’in bu son çalışması bir insanın içtenliğini, sıcaklığını, kendiyle barışıklığını paylaştığı içinizi ısıtan bir albüm. Belki müzikal anlamda farklılık arayanlar için, içinde çok fazla yenilik barındırmıyor, ama popüler kültürün dayattığı sıradanlıklardan o kadar uzak ve o kadar sahici ki! İnsanın sürekli dinleyesi geliyor.

Bu arada Yinon Muallem’in kısa bir süre sonra İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu’nda Kültür Ataşesi olarak göreve başlayacağı duyumunu aldık. Kültür ve sanat toplumların birbirlerini anlaması, tanıması için hiç kuşkusuz en önemli mucizevî araçlardan biri. Yinon Muallem yapacak çok işiniz var, bunu en iyi şekilde yerine getireceğinize güvenimiz tam!

Yinon Muallem

Irak kökenli bir aileden gelen Yinon muallem 1968 yılında İsrail’de doğdu. Müzikal kariyerine Latin perküsyon enstrümanlarını çalarak başladı. Köklerinden ilham alarak zaman içerisinde ilgisi Orta Doğu müziğine yöneldi. Farklı müzik türlerinin ritim ve melodilerini bir arada ustaca sentezlediği müziği; geleneksel Türk, Sufi, Çingene, Klezmer, Balkan ve Hint müziklerinin etkilerini taşır. Darbuka, def, bendir, İran zarbı gibi Orta Doğu ve Türk perküsyon enstrümanlarının yanı sıra kanjira ve gatham gibi Güney Hindistan enstrümanlarında da kendine özgü bir stil geliştirmiş ve bu stili müziğine yansıtmıştır.Müziği Zohar Fresco,  Djamechid Chemirani ve Pejman Hadadi, Ganesh Kumar ve Subash Chandran gibi perküsyon ustalarından  esinlenmiştir.

Muallem, Orta Doğu müziği ile ilgili çalışmalarına başladığı yıllarda, ud virtüözü Yurdal Tokcan ile çalışmak üzere Türkiye’ye geldi. İlerleyen yıllarda Türkiye’ye yerleşen ve çalışmalarını burada sürdüren sanatçı,  pek çok ülkede uluslararası festivallere katılmış, kayıtlar yapmış ve konserler verdi. Arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu, piyanist Anjelika Akbar,  besteci Ömer Faruk Tekbilek, Ross Daly, Tekfen Filarmoni Orkestrası, İsrail Endülüs Orkestrası ve daha birçok yerli- yabancı sanatçı ve toplulukla konserler veren Yinon Muallem, halen sahne çalışmalarının yanı sıra perküsyon dersleri vermekte,  atölye çalışmaları düzenlemektedir.