Libya’da Yahudi geçmişin izleri

Günümüzde kanlı bir iç savaş yaşayan Libya, tarihte kalabalık bir Yahudi cemaatine ve renkli bir Yahudi kültürüne ev sahipliği yapmıştı. Bu renkli cemaatten günümüze ise sadece yıkık dökük bir iki sinagog kalıntısı kaldı.

İzzet BONOFİYEL Diğer
3 Ağustos 2011 Çarşamba

Bir zamanlar Libya’nın başkentinin en güzel sinagogu olan yapıya; şimdilerde sadece yıkılmış arka duvarındaki bir delikten içeri sızarak, tozlu döküntülerin üzerinden tırmanarak, terk edilmiş ayakkabılar ve güvercinler tarafından istila edilmiş dağınık bir merdiven boşluğundan geçerek ulaşılabiliyor.

Dar-al-Bishi Sinagogu, zamanında zengin Yahudi toplumunun merkeziydi. Kaddafi rejiminin başladığı dönemlerde, onlarca yıl önce, oradaki Yahudi nüfusu ülkeden kovuldu. Günümüzde Libya’da, az da olsa Yahudi toplumundan arta kalanlara rastlanıyor. Libya Yahudi Cemaati’nin eski fertleri ve onların soyundan gelenler yeni yaşamlarında hâlâ büyük merak ve dikkatle ülkede olan gelişmeleri izliyor ve hâlâ ülkeyi kendi anavatanları olarak görüyor.

Libya doğumlu Gina Bublil-Waldman, savaş halindeki diktatör için şöyle diyor, “Karışık duygular içindeyim. Onun gitmesini isteyen kişilere karşı sempati duyuyorum.” San Francisco’da Arap ülkelerinden göç eden Yahudilerden oluşan bir organizasyonun idarecisi olan Bublil-Waldman, hâlâ kızgın olduğunu ve ailesinin Libya’dan sınır dışı edilmesinden dolayı duygusal olarak yaralı olduğunu söylüyor. Bu duyguları geçen zamanla hafiflememiş ve bu noktada “oraya gitmekten korkacağını” belirtiyor.

Navit Barel, 34 yaşında Libya kökenli bir ailenin İsrail doğumlu çocuğu. Devrimden sonra Libya’ya gidip ailesinin doğduğu ülkeyi tanımak istediğini söylüyor. Şu anda hayatta olmayan annesi ve babası Dar-al-Bishi Sinagogu’nun yakınlarında büyümüşler. Barel, “Bana, babamla konuşma özlemimi hatırlatıyor” diyor.

Libya Yahudileri kültürel miraslarından ve atalarına ait vatanlarından gurur duyuyorlar. Ancak Libya Müslümanlarının, kendileri ile Siyonist hareketi ve İsrail’in kurulusu arasında bağlantı kurarak köklü bir cemaati kovmalarından dolayı ıstırap duyuyorlar. Yahudi karşıtı bir şiddet dalgasına kapıldıklarına onlara gücendiler.

Tripoli’de eski Yahudi mahallesi

Günümüzde, bir zamanlar Tripoli’nin Yahudi mahallesi olan, şimdi ise bir gecekondu mahallesi olan Hara Kabira, o döneme ait Yahudi kalıntılarının bulunabildiği bir yer. Dar al-Bishi Sinagogu’nun içinde, bir zamanlar Tora parşömenlerinin bulunduğu boş bir kavisin içinde rengi solmuş İbranice harfleri ile yazılmış “Shema Israel” satırları yer almakta; yerler ise senelerin biriktirdiği çerçöp ile dolu.

Bir zamanlar mikve ritüelinin yapıldığı yer ise şimdi fakir Libyalı ailelerin barınma yeri olmuş. Yakın bir ara sokakta, kavisli sarı bir kapının ön cephesi Davud’un Yıldızı ile süslenmiş. Libya doğumlu bir İsrail vatandaşı ve Libya Yahudileri uzmanı olan Maurice Roumani’ye göre bu bina bir zamanlar Ben Yehuda Yahudi Gençlik Merkezi idi.  Navit Barel'ın babası, Eliyahu, bu merkezde İbranice öğretirdi. Şimdi bu bina hükümete ait.

İlk Yahudiler bugün Libya olarak bilinen topraklara 2300 yıl önce yerleştiler. Özellikle Tripoli ve Bingazi gibi kıyı kesimlere yerleşmiş olan Yahudiler, başa gelen idarecilerin değişen şartlarına uygun yaşadılar. Bu idareciler arasında Romalılar, Osmanlılar, İtalyanlar ve son olarak da şimdilerde iç savaş yaşayan, çöküşte olan bağımsız Arap Devleti var. Yahudilerin bazıları tüccar, bazıları doktor, bazıları da kuyumcu oldular. Müslüman idaresi altında çeşitli zamanlarda göreceli olarak daha toleranslı veya tam tersi dönemler geçirdiler.

Libya Yahudileri için İsrail Devleti bir kurtuluş oldu

Libya’da 1911’de İtalya hükümdarlığı almış ve faşist Benito Mussolini hükümeti başa geldi. Bu dönemde Yahudilere yönelik ayrımcılık içeren; hükümette görevli olanların görevden alınmaları ve dini tatil olan cumartesi günleri çalışmaya mecbur edilmeleri gibi yasalar çıkartıldı. 1940’larda binlerce Yahudi, Kuzey Afrika’daki kamplara gönderildi ve yüzlercesi orada hayatını kaybetti. Bazıları Almanya ve Avusturya’daki ölüm kamplarına yollandı. Sorunları savaşın sona ermesiyle bitmedi. II. Dünya Savaşı sonrasında gelişen Siyonist hareket yüzünden Libya’da Yahudi komşular düşman olarak algılanmaya başlandı. 1945 Kasım’ında Libya’daki çeteler üç gün süren taşkınlıklar sonucu Yahudilere ait dükkânları ve evleri yakıp yıktılar ve aralarında çocukların da olduğu en az 130 Yahudiyi öldürdüler. 1948’de İsrail Devleti kurulduğunda, Libya da dâhil olmak üzere özellikle Ortadoğu ülkelerinde yaşayan Yahudiler için bir sığınak oldu.

Navit Barel’in babası 1949 yılında firar etti. Çok kısa bir zaman sonra da annesi. Çoğu Yahudiler 1969’da Kaddafi'nin artan gücü sırasında ülkeyi terk etti. Yeni diktatör de geri kalan Yahudileri sınır dışı etti. Bir tek bavul ve çok az bir nakit para ile, her şeylerini geride bırakıp, gitmeye mecbur edildiler.

Yahudilere ait yerleşim yerlerine el konuldu. Yahudilere olan borçların tamamı sıfırlandı. Yahudi mezarlıkları çöp boşaltma alanı olarak kullanılmaya başlandı ya da yıkıldı. Ülkenin tümündeki onlarca sinagog yağmalandı ve farklı amaçlarla kullanılmaya başlandı. Bazıları camiye dönüştürüldü. 37 bin kişilik bir cemaat ve kültürel tarihi yok edildi.

Libya’nın içinde Yahudilerin hatırası solmakta. Komşularını hatırlayan bazı yaşlı Müslümanlar, Yahudi sempatizanı olarak suçlanmaktan korktukları için sessiz kaldılar. “Buralarda eskiden Yahudiler vardı, ama terk ettiler” dedi Tripoli’nin eski Yahudi mahallesinde yaşayan bir Müslüman. Onların akıbetini sorduklarında ise sinirli bir şekilde omuz silkti.

Libya Yahudi Cemaati ardında ufak kalıntılar bırakabildi

Hraimeh olarak bilinen meşhur balık güveç, günümüzde Libya’da yeniliyor. Yakın zamanda uluslararası muhabirleri ağırlayan hükümet yetkilileri Tripoli yakınlarında bir deniz mahsulleri lokantasında bunu yerken “Yahudi yemeği” olarak tanıttılar. Dinin alkol içilmesine karşı getirdiği yasağı delen Müslümanlar, incir özü ile yapılan yerel bir Yahudi içeceğini evlerinde yapmaya devam ediyorlar.

Günümüzde Libya Yahudileri ve onların soyundan gelenlerin sayısı 110 bini buluyor. Çoğunluğu İsrail’de yaşarken, önemli bir bölümü de İtalya’da. Hiçbirinin vatandaş olarak yaşamak için Libya’ya geri dönme gibi bir isteği yok. Ancak düşmekte olan Kaddafi Hükümeti’nin Sözcüsü Musa İbrahim, Libya Yahudilerinin geri dönmelerine ancak İsrail vatandaşlıklarını reddetmeleri koşulu ile izin verileceğini açıkladı. İbrahim “İkisine birden sahip olamazlar,” dedi. Bu açıklamanın ülkenin eski Yahudi cemaati ile olan ilişkileri onarmakla ilgisi olup olmadığı hakkında ise yorum yapmadı. Hükümet Sözcüsü Celal al-Gallal ise geleceğin Libya’sında ‘dinler özgürlüğü’ olacağını söyledi.

Libyalı Yahudi uzmanı olan Roumani, dönmek için arzusu olduğunu ama tanıdığı bildiği yerleşim yerlerinin çoktan yok olduğunu da bildiğini söyledi. Roumani, Bingazi’deki bir çocukluk anısını şöyle anlatıyor: babasıyla birlikte sinagoga yürürlerken, yol kenarındaki bir kafedeki radyodan Kuran dinliyorlar.

Sinagog şimdi bir kilise. Babasının mezarı ise Kaddafi rejimi tüm mezarlıkları yok ederken kayboldu…

Kaynak: SFGate.com, ‘In Ravaged Libya, Ghosts of a Jewish Past’