İbrani yılının en acıklı tarihi, bir yas ve oruç günü olan Tişa beAv’ın öyküsünü bilmeyenimiz yok gibidir sanırım.
Yine de çok kısaca özetleyecek olursak: Bene Yisrael çölde iken, Tanrı, kendi adına, Vaat Edilmiş Topraklar’daki durumu araştırmak üzere Moşe’den on iki casus göndermesini istemiş; ancak casuslardan on tanesinin gerçeği tam yansıtmayan kötü haberlerle geri dönmesi üzerine, Bene Yisrael ağlamaya ve “Ah keşke (Mısır ülkesinde ya da bu çölde) ölseydik” diye sızlanmaya başlamıştır. Kutsal Olan bu olaylar karşısında öfkelenmiş ve şöyle demiştir: “Siz boş yere ağladınız. Ama Ben bu tarihi sizin için nesiller boyunca ağlayacağınız şekilde sabitleyeceğim” (Talmud, Taanit 29a). Peki, Tanrı bu tarihi nasıl sabitledi? Tarih boyunca İbrani 9 Av tarihinde hangi olaylar gerçekleşti, merak ediyor musunuz?
Öncelikle belirtmemiz gereken bu nokta var: Halk ağladı ama kadınlar hariç... Onlar gözyaşı dökmedi, morallerini bozmadı ve Tanrı’ya karşı koşulsuz güvenlerini korumaya devam ettiler. Dolayısıyla Tanrı’nın verdiği ceza kadınlara yönelik değildir.
Tanrı’nın Bene Yisrael’e verdiği ilk ceza, halkın kırk yıl boyunca çölde göçebe olarak yaşaması ve Mısır’dan çıkan neslin, Kenaan’a girememesidir. Kadınlar yine hariç, tabii.
Çölde geçen o kırk yıl boyunca her yıl 9 Av tarihinde 15.000’i aşkın kişi öldü.
Kral Şelomo tarafından Yeruşalayim’de kurulan kutsal mabet Birinci Bet Amikdaş, M.Ö. 586 (İbrani 2449) yılında 9 Av günü Babilliler tarafından yıkıldı. Bu arada 100.000 kadar Yahudi katledildi, milyonlarcası da sürgüne gönderildi.
İkinci Bet Amikdaş M.S.70 yılında Roma İmparatoru Titüs tarafından yine 9 Av günü yıkıldı, iki milyon kadar Yahudi kılıçtan geçirildi, bir milyon kadarı da sürüldü.
M.S.130 yılında Roma İmparatoru Adrian, Yeruşalayim’i talan ettirdi, mabet tepesinde pagan bir tapınak inşa ettirdi ve kente Aelius Capitolina adını vererek, Yahudilerin (yas tutmak üzere) 9 Av günü dışında şehre girmesini yasakladı.
Roma işgali altındaki topraklarda Bar Kohba’nın mücadelesi Betar şehrindeki kalenin de M.S. 135 yılında (Bet Amikdaş’ın yıkılmasından sadece 65 yıl sonra), 9 Av günü düşmesiyle son buldu. Bar Kohba öldürüldü, ona inanan ve bir ara onun Maşiah olabileceğini yanılgısına düşen büyük din âlimi Rabi Akiva, Tora rulolarına sarılarak diri diri yakıldı.
M.S. 1095 yılının 9 Av günü, Papa II. Urban, I. Haçlı Seferi’ni başlattı. Haçlılar yolda karşılaştıkları on binlerce Yahudi’yi katletti.
İngiltere Kralı I. Edward 1290 yılının 9 Av günü, ülkedeki tüm Yahudilerin sınır dışı edilmesini emretti. Yahudilerin tekrar İngiltere’ye dönmesi ancak 1656 yılında mümkün olabildi. Venedik Taciri eserini 1590’lı yıllarda yazan Shakespeare’in, Yahudi Shylock karakterini hiç Yahudi görmeden, tanımadan (belki kulak dolgunluğu bile olmadan) yazmış olması ilginç değil midir, sevgili okurlar?
Fransa Kralı Philip le Bel, 1306 yılında hazinesinin tamtakır olması sebebiyle Tapınak Şövalyeleri’nin sınırsız servetine el koymadan önce altın yumurtlayan tavuğu kesmeye karar verdi ve 9 Av günü, Yahudileri sadece sırtlarındaki giysilerle sınır dışı etti.
Sıra geldi İspanya’ya... Uzun uzadıya yazmaya gerek yok çünkü biz Sefarad Türk Yahudileri o sürgünün ürünleriyiz. Katolik Krallar diye tabir edilen Ferdinand ile İsabel, Yahudileri İspanya’dan kovma kararını 31 Mart 1492’de imzaladı. Yahudilerin ülkeyi terk etmek için dört ay süreleri vardı ve 2 Ağustos 1492, İbrani 9 Av’a denk geliyordu.
Roma Yahudileri 9 Av 1555 tarihinde gettoda yaşamaya mahkûm edildi. Yahudiler ilk kez öyle bir olayla karşılaşıyordu. Floransa Gettosu, kapılarını 9 Av 1571’de açtı.
Sahte Mesih Sabetay Sevi, 9 Av 1626 tarihinde dünyaya geldi. Bu talihsiz olayın bizi umutsuzluğa düşürmemesi gerekiyor çünkü gerçek Maşiah’ın da bir 9 Av günü doğacağı kehanet edildi.
1648 yılında Kazaklar, Ukrayna ile Polonya’ya saldırdı. ‘Chielminicki Katliamı’ olarak bilinen bu korkunç olay en az 250.000 Yahudi’nin canına mal oldu. Hangi gün? Tabii 9 Av.
Avusturya’nın Katolik İmparatoru I. Leopold, Yahudileri ülkesinden sürmeye karar verdi. Son Yahudiler, Avusturya’yı 9 Av 1670 tarihinde terk etti.
Bu arada, araştırmamı yaparken ilginç bir rakamla karşılaştım, sevgili okurlar. Yahudiler Avrupa’dan tam 109 kez kovulmuş. Biz mi çok ısrarcıyız, yoksa onlar mı çok gaddar, karar veremedim doğrusu.
Birinci Dünya Savaş hangi tarihte başladı? Olayı okuldaki tarih derslerinden hatırlarsınız, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun veliahdı Arşidük Franz Ferdinand, Sırp bir öğrenci tarafından öldürüldü, dünya karıştı ve 9 Av’a denk gelen 1 Ağustos 1914 tarihinde savaşa tutuştu.
Nazilerin keskin bir zekâ kıvılcımıyla ‘kesin çözüm’ adını verdiği Yahudileri topyekûn katletme kararı 9 Av 1941 tarihinde uygulamaya kondu. Bu ne tesadüftür... demeyin lütfen çünkü Tanrı uyarmıştı, öyle değil mi?
Varşova Gettosu’nun kurulma kararı da aynı tarihte alındı ve Yahudilerin toplama kamplarına sevk edilmesine tam bir yıl sonra, aynı gün başlandı.
İsrail’in sivil havacılık kuruluşu El-Al’ın uçak kaybettiği tek kaza 9 Av 1955 tarihinde, uçağın yanlışlıkla Bulgaristan hava sahasına girmesi ve düşürülmesi ile meydana geldi.
Shoemaker-Levy kuyrukluyıldızı 9 Av 1994 tarihinde Jüpiter gezegeninin aynı anda 39 yerine birden çarptı. Bu, hem kadim zamanların kehanetlerini, hem de karmaşık astrolojik hesaplamaları içeren, dar alanda tartışılamayacak kadar derin bir konuymuş, sevgili okurlar.
Napolyon bir Tişa beAv günü sinagogun önünden geçerken, feryat ve hıçkırma seslerinin dışarıdan bile duyulması üzerine arabasını durdurup, Yahudilerin neden ağladığını sormuş. Tişa beAv’ın anlamı kendisine anlatıldığında, ünlü imparator, hayretle karışık bir hayranlıkla şöyle demiş: “Bu halkı, ülkelerinde başarılı bir geleceğin beklediğinden eminim. Binlerce yıl boyunca yasını aynı şiddetle tutan başka halk var mı?”
Biz yine yazımızı büyüklerimizin uyarıları ile bitirelim: “Denize girmeyin, vapura binmeyin, e mi?” Eski günlerde en büyük tehlikeler denizle ilgiliydi anlaşılan. Bizler en azından gereksiz riskler almayalım.
Sağlıkla ve güvende kalın.