“Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, güzel ülkelerden birinde bir çocuk yaşarmış. Ailesi uyumadan önce ona hep masallar okurmuş.”
Masallar kulaktan kulağa, nesilden nesle aktarılan, bir toplumun gelenek-göreneklerini ve kültürel özelliklerini barındıran hikâyelerdir. Masallar aslında hayalidir ama mesajları gerçektir. Her toplumun kendine has masalları vardır. Bazı masallarda; tembel çocukların nasıl cezalandırıldığını, iyi kalplilerin nasıl ödüllendirildiğini dinleriz. Kimi masallarda ise Pamuk Prenses’in prensine kavuşması ve efsane kahramanların zaferleri ile neşe dolarız. Kimi masallar arkadaşlığın önemini vurgular. Masallar o kültüre has pek çok ahlak dersini barındırır.
Nöroloji uzmanı Dr. Bülent Madi, bir makalesinde bebeklerdeki sinir hücrelerinin gelişimini etkileyen unsurlardan bahsediyordu. Bir bebeğin beyni yaşamının ilk yılında ağırlığını iki katı arttırır. Beynin içindeki nöronlar duyulan, görülen, tadılan ve hissedilen uyaranlara tepki verirken diğer nöronlarla etkileşir ve sinirler arasında yeni bağlar kuruldukça beyin de gelişir, büyür.
Bebeğinize/çocuğunuza sesli okumak ya da onunla konuşmak, çocuğun entelektüel birikiminin alt yapısını oluşturduğu gibi aynı zamanda sağ beyindeki yaratıcılık ve merak duygusunu da besleyecektir. Çocuğunuz, yaşamının ilk yıllarında ne kadar zengin ve çok çeşitli uyaranla karşılaşmışsa beyin yapısı o kadar gelişecektir.
Masalların çocuk gelişimi üzerinde önemli rolü vardır. Masalı anlatan kişiyle bebek arasında yakın ilişki kurulur. Bebek masalı anlamasa bile ebeveynleri ile ilişkisi gelişir, göz kontağı kurulur. Altı aydan itibaren her gün sadece beş dakika sesli hikâye okuyarak, hem onunla iletişiminizi güçlendirebilirsiniz hem de eğlenerek onun yaratıcılığını ve beyninin gelişimini arttırabilirsiniz. Hayatının ilk dört yılında bunu sürdürebilirseniz topluma bir kitap kurdu daha kazandırmış olacaksınız.
3-4 yaşına geldiğinde hikâye seçiminde ondan fikir alarak entelektüel anlamda gelişmiş bir bireyin yetişmesine fırsat vermiş olursunuz. Yapılan araştırmalarda, altı aylıktan itibaren her gün birkaç dakika kitap okunan çocukların bir yaşına geldiğinde 40 kelime ile konuşabilir olduğu belirlenmiştir.
Masallar aslında çocuklarınızın beyninin içine kendi kültürünüzde olan inanç ve değer yargılarınızı yüklemenin bir yoludur. Basit bir hikâye olmanın çok ötesinde anlam taşırlar. Bebekler yaşadığı toplum hakkındaki ilk mesajları o kültüre ait masallardan alırlar.
En sevdiğiniz masalı hatırlıyor musunuz? Size kim masal okurdu? Siz masal anlatıyor musunuz? Çocuğunuza hangi masalı anlatmayı seviyorsunuz?
Masal okurken;
Neşeli kitaplar seçin:
Resimli, renkli, yumuşak malzemeden yapılmış, yaşına/gelişim düzeyine uygun içerikte kitaplar seçin. Bilişsel olarak henüz anlayamayacağı bilgileri detaylandırmadan basit kelimeler seçerek aktarın.
Hikâyeyi canlandırın:
Masallar çocuğunuzun dili öğrenmesi, kelimelerin anlamını öğrenmesi, fonetik ve duygu ifadelerini öğrenmesi için önemlidir. Bu nedenle hikâyedeki karakterleri teatral bir dille seslendirin. Kelimeleri mümkün olduğunca doğru telaffuz edin. Her karakteri farkı bir ses tonuyla seslendirin. Sesinizin temposunu alçaltıp yükselterek heyecan yaratın. Kimi zaman el kol hareketleri ve mimiklerinizi kullanın. Böylece masal karakterleri üzerinden sizi model alarak duygularını ifade etmenin yollarını öğrenecektir.
Hayal dünyasına kulak verin:
Hayal dünyasında her şey mümkündür. Güçsüzler dağları delebilir, insanlar uçabilir, periler gelebilir. Masalların gerçek olmadığını ona hatırlatın ama hayal kurmasına da izin verin. Çocuğunuz masaldaki karakterlerden birisi yerine geçip hikâyenin içinde rol alabilir. Bırakın hayal gücünü kullansın ve masallara kendince yorumlar getirsin. Bütün masallardan bir ders almak zorunda değil, bazen sadece eğlenmek, gülmek de yeterli olabilir.
Hikâyedeki iyi ve kötüleri gizlemeyin:
Hayatında iyiler/kötüler, doğrular/yanlışlar, zayıflar/güçlüler olacaktır. Sizin toplumunuzda, ailenizde geçerli olan ahlaki değer yargıları çerçevesinde, çocuğunuz da hikâyeler yardımıyla bunları içselleştirecektir. Gerçek hayata hazırlanacaktır.
Her hikâyenin bir sonu vardır:
Çocuğunuzu beklenti içinde bırakmayın. Masalın klişe de olsa bir bitiş cümlesi olsun. “Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar.”
Kendi masallarınızı uydurun:
Size masal okuyan kişilerle aranızda oluşan sıcak yakın bağı hatırlayın. Siz de çocuğunuza masallar, hikâyeler okuyun. Bu yolla hem aranızdaki sevgi bağı güçlenecek hem de ona nasıl biri olmasını istediğinizi anlatmış olacaksınız.