S&P’nin ABD’nin notunu düşürmesiyle başlayan türbülans, not indirimi sırası Fransa’da spekülasyonlarıyla derinleşti. Gelen her olumsuz haberin paniği körüklediği borsalarda volatilite son zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.
ABD’de not indiriminin ardından yaşanan en önemli gelişme hiç şüphesiz ki FED’in faiz oranını 2013 ortalarına kadar şu anki düşük seviyelerde tutacağını açıklaması oldu. Daha önce kendini bir takvimle sınırlamak istemeyen FED bu konuda uzunca bir süre ya da uzatılmış bir süre ifadelerini kullanırken, ilk defa kendisini bir tarihle bağlaması önemli bir adım olarak yorumlandı. FED’in bu kararı almasında, şu ana kadar atılan adımların ekonomik büyümeyi ve istihdamı destekleyememiş olması etkili oldu. Karar, dolarla borçlanıp diğer yatırım araçlarına yatırım yapan carry trade olarak adlandırılan işlemlerin yeniden yaygınlaşmasını sağlayabilir ve bu durum da çok kısa vadede olmasa da önümüzdeki günlerde etkisini gösterebilir.
AB bankaları spekülasyona açık
ABD’de bu mesajlarının verilmesinin ardından, geçtiğimiz hafta gözler yeniden Avrupa’ya döndü. S&P’nin Fransa’nın da notunu indirebileceği spekülasyonları borsalarda sert satışlara neden oldu. Ardından Moody’s, Fitch ve S&P’den Fransa’nın AAA olan notunun tehlikede olmadığına dair açıklamaların gelmesi yatırımcıları rahatlatsa da Asya’da bir bankanın Fransız bankaları ile kredi kanallarını kapattığı haberi ‘yeni bir bankacılık krizi mi doğuyor?’ şeklinde yorumlandı ve başta banka hisselerinde olmak üzere borsalarda sert satışlara neden oldu. Endişelerin kaynağı konumuna gelen ‘Societe General batacak mı?’ endişelerinin atlatılmasıyla haftanın son günü bir miktar rahatlama sağlandı. Bu süreçte Avrupa Merkez Bankası’nın başta İtalya ve İspanya olmak üzere bono alımlarına hız vermesiyle faizlerin yönünü aşağı çevirmesi önemli bir rahatlama sağladı. Eğer AMB’nin bu hareketini ilerleyen günlerde de tekrarlayacağı ve bankacılık sektörü her zora girdiğinde bono alımları başta olmak üzere bankacılık sektörünün ihtiyaç duyacağı likiditenin AMB tarafından sağlanacağı algısı oluşursa bankacılık sektörü kaynaklı panikler daha kolay ve daha az hasarla atlatılabilir.
Resesyon: İsmi bile korkutuyor
İlerleyen günlerde piyasaların izleyeceği veriler arasında öne çıkacak olanların, büyüme ile ilişkilendirilebilecekler. Küresel piyasalarda bir resesyon korkusu başlamış olsa da bu korkunun tam olarak fiyatlara yansıdığını söylemek zor. Eğer gelecek veriler bu korkuları teyit edecek ve resesyon beklentileri ve derinliği hakkındaki endişeler artacak olursa hisse senedi fiyatlamalarında bu rakamların dahi iyimser kaldığını görebiliriz. Bu nedenle bu hafta açıklanacak kapasite kullanımı, sanayi siparişleri, harcamalar, işsizlik başvuruları gibi veriler daha dikkatli takip edilmeli.
İMKB’de önceki hafta başlayan düşüş geçtiğimiz hafta da panik havasında devam etti. Son yılların en yüksek volatilitelerinden birinin yaşandığı hafta da İMKB 30’da kayıplar bir ara 10 bin puana yaklaşırken, haftalık kayıp 5 bin puan civarında oldu. Gün içlerinde 60,000 altına sarkılmasına karşın, bu bölgen güçlü destek oluşturduğunu ve bu seviye altında alımların hızlandığını gördük. Özellikle son birkaç günlük harekete baktığımızda endeksin bir dip oluşturma eğiliminde olduğunu görüyoruz. Bu durum endekste bir tepki potansiyelini artırıyor. Bu tepkinin devam edebileceği ve en sert dirençle karşılaşmasını beklediğimiz seviyelerden ilki 64,500/65,500 aralığı. Bu seviyelere doğru olacak bir hareket tepki için pozisyon alanlar tarafından nakde geçiş için kullanılabilir ve bu seviyelerden yeni bir geri çekilme gelebilir. Tepkinin devam edebilmesi için endeksin 61,500 üzerinde tutunabilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle olası bir gerilemede bu seviyenin altına sarkılacak olursa yukarı yönlü pozisyonların kapatılması gerektiği kanaatindeyiz. Endeksteki tepkinin devam etmesi ve 65,500’ün de aşılması durumunda yükselişin 69,500 civarına kadar devam etmesi beklenebilir. Bu bölge şuan ki stratejimiz içinde endekste görülmesini beklediğimiz en yüksek seviyeleri işaret ediyor. Bu hafta bu seviyelere doğru olacak bir harekette nakde geçmek gerektiğini düşünüyoruz.