Hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki gelişmeler, piyasalarda hareketli günlerin bizleri beklediğini işaret ediyor. Yunanistan’dan iflas, ABD’den resesyon beklentisi piyasaların iyimserliğini etkileyecek etkenler olacak
Geçtiğimiz hafta yazının başlığını “Elveda Yunanistan” koymuştuk. Aslında bu haftaki yazımıza da yakışacak en güzel başlığın “Elveda Yunanistan-
Bu gelişmelerden ilki Irak’ın kuzeyine gerçekleşecek bir kara operasyonu ihtimali, ikincisi ise Akdeniz’de Rumlarla yaşanan gerginlik. Bu iki başlığı ve piyasalara olası etkilerini detaylı olarak değerlendirmeye çalışacağız fakat öncesinde alışılageldiği üzere kangren haline gelen Yunanistan sorunu ve AB ve ABD’deki gelişmelerle başlayacağız.
Elveda Yunanistan – 2
Geçtiğimiz hafta Yunanistan’da yolun sonuna gelindiği ve iflasın kaçınılmaz olduğu yorumları arttı. Merkel ve Sarkozy görüşmesi sonrası Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nin bir parçası olduğu ve Euro’dan çıkmasına ve iflasına izin verilmeyeceği mesajlarıyla borsalarda başlayan toparlanma, Avrupa Merkez Bankası öncülüğünde beş merkez bankasının piyasalara dolar likiditesi sağlayacağı haberiyle hız kazandı. Fakat haftanın son günü ABD Hazine Bakanı Geithner’ın da katılımıyla gerçekleştirilen Avrupa Maliye Bakanları toplantısından beklenen, Yunanistan başta olmak üzere AB’de yaşanan krize çözüm üretileceği beklentileri sonuçsuz kaldı. Bununla birlikte Yunanistan kurtarma fonunun altıncı dilimi olan sekiz milyar dolarlık tutarın serbest bırakılma tarihinin de ileriye alınması Yunanistan’ın hukuken olmasa da fiilen iflasın eşiğine geldiği yorumlarını arttırdı. Yaşanan bu gelişmelerin hiçbiri asında sürpriz değildi. Geçtiğimiz bu konuda yaptığımız şu yorumu hatırlatmak istiyoruz. “Bu hafta AB tarafında Yunanistan konusunda liderlerin son çırpınışlarını görebiliriz. Bu da kısa vadeli ralli tarzı hareketlerin yaşanmasına neden olabilir. Bizler bugünden baktığımızda olası bu rallilerin alım fırsatı değil, satış fırsatı olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” Sonuç olarak Yunanistan konusunda çok radikal önlemler alınmadığı sürece iflasın kabulünden başka bir seçenek kalmadığı, piyasaların da bunu fiyatlama yoluna gideceği düşünülüyor.
ABD’de şimdilik resesyon yok
Başta sanayi üretimi olmak üzere gelen veriler ABD’nin henüz resesyonda olmadığını işaret ediyor. Başkan Obama’nın ekonomiyi canlandırma planının kabul edilmesi ve yapılacak Açık Piyasa Komitesi Toplantısı ardından atılacak adımlar resesyon ihtimalini iyice azaltabilir. Bununla birlikte piyasalarda asıl coşkuyu yaratacak olan FED’den beklenen üçüncü parasal gevşemenin bu ayki toplantıdan çıkması beklenmiyor. Fakat FED’in kısa vadeli tahvillerin satılarak uzun vadeli tahvillerin alınmasını ifade eden “Operation Twist”i başlatacağı düşünülüyor. Bu durum kısa vadede olumlu algılansa da piyasaların asıl beklentisinin parasal genişleme olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu nedenle kısa vadede olumlu etkileri olsa da orta ve uzun vade için Operation Twist yetersiz kalabilir. Bu nedenle parasal genişlemenin tarihine ve boyutuna dair mesajlar çıkmaması durumunda açıklanacak tutanakların ardından başlayacak olası iyimserlik uzun soluklu olmayacaktır.
Kara harekâtı an meselesi
Kamuoyunda, Irak’ın kuzeyine kapsamlı bir kara harekâtının çok yakın olduğu düşünülüyor. Dar kapsamlı bir operasyonun piyasalar için risk oluşturmayacağını düşünmekle birlikte beklentiler operasyonun daha geniş kapsamlı olacağı yönünde. Beklentilerin bu şekilde oluşmasında BDP’nin meclise dönmeyeceğini açıklaması ve Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetimiyle yürütülen görüşmeler etkili oluyor. Geniş kapsamlı bir operasyonun terör örgütünün de eylemlerini sıklaştırma ve eylemlerinin dozunu arttırma olasılığını artıracağı için piyasalara da olumsuz yansımaları olacaktır. Operasyonların zamanlamasının özellikle yurt dışı piyasaların da bozulduğu bir döneme denk gelmesi durumunda, son günlerde dillendirilen pozitif ayrışma tabiri bir süreliğine rafa kalkabilir.
Güney Kıbrıs’ın Akdeniz’de doğalgaz arama faaliyetlerini arttırması Türkiye’nin daha önce açıkladığı sert önlemleri uygulamaya alma olasılığını artırıyor. Gazetelere yansıyan haberlere göre Güney Kıbrıs ilk sondaj çalışmalarına başlamış bulunuyor. Türkiye’den bu konuda daha önce buna müsaade edilmeyeceği açıklamaları yapılmıştı. Akdeniz’de İsrail ile başlayan gerginlik ve ardından Güney Kıbrıs’ın adımları Akdeniz’de söz sahibi olduğunu ve konuda daha aktif politikalar izleyeceğini açıklayan hükümet için bir sınav niteliğinde. Hükümet İsrail konusu başta olmak üzere Arap dünyasına verdiği mesajların arkasında durduğunu Güney Kıbrıs’ın bu girişimine sert bir tepki vererek gösterebilir. Bu nedenle ilerleyen günlerde Akdeniz’de Güney Kıbrıs kaynaklı askeri yansımaları da olabilecek bir kriz yaşanma olasılığının daha önceki düşüncelerin aksine arttığını düşünüyoruz.
Yeni faiz indirimi yok
Bu hafta iç gündemde önemli bir başlık da Merkez Banaksı Para Politikası Kurulu Toplantısı. Olası bir faiz indiriminin TL’deki değer kaybını artıracağı için TCMB’nin bu ayki toplantısından yeni bir faiz indirimi beklenmiyor. Hatta TL’nin değer kaybını durdurmak ve belki bir miktar değerlenmesini sağlamak adına yeni adımlar atılabilir ya da ileride atılabilecek adımlar hakkında işaretler verilebilir. Bu nedenle toplantı sonuçlarının asıl etkisinin İMKB değil kurlar cephesinde oluşması bekleniyor.
İMKB 30
Geçtiğimiz hafta uzunca bir süre direnç görevi gören 68.500/69.000 aralığının aşılması Ağustos başında oluşan boşluğun doldurulması adına 71.800 civarına kadar olacak bir hareketi gündeme getirdi. Buna karşın teknik göstergelerdeki zayıflama dikkat çekici boyutta. Bu yönde olacak bir hareket olasılığı görsek de temkinli olunması ve alınacak pozisyonlarda mutlaka stop loss bulundurulması gerektiğini düşünüyoruz. Teknik göstergelerdeki zayıflama ve oluşan negatif aykırılıklar endeksin bir geri çekilme yapma olasılığını arttırıyor. Fakat bu geri çekilmenin 71.800 test edildikten sonra mı bu seviyeler test edilmeden mi başlayacağı yönünde net bir sinyal alınamıyor. Bu nedenle her iki senaryoya karşı da hazırlıklı olunması gerekiyor. Bu nedenle her iki yönde de alınacak pozisyonlarda kâr alım ve stop loss seviyelerinin baştan belirlenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bizim ana senaryomuz; İMKB 30’da 71.800’ün test edilme olasılığı bulunsa da daha yukarıdaki seviyelerin görülme olasılığının düşük olduğu yönünde. Bu nedenle de bir süreliğine yeni alım önermiyoruz. Aşağı yönlü hareketlerde ise 69.000 altına sarkılması ve bu seviyenin altında kalınması 67.500’e kadar olacak hızlı bir geri çekilmeyi daha getirebilir. İMKB’de yeniden satış rüzgârlarının başlayacağı yer ise 67.500 altındaki kapanışların teyit edilmesiyle başlayacaktır. Bu durumda ilk olarak 62,500 civarına kadar hızlı bir geri çekilme daha yaşanabilir.
USD/TL
Dolar/TL kurunda bir süredir yukarı yönlü hareketlerde Merkez Bankası’nın frenini, aşağı yönlü hareketlerde ise piyasa desteğini gördük. Bu nedenle kurda 1,80 üzerinde bir hareket oluşmadığı gibi aşağı yönlü hareketlerde de son bir haftadır 1,75’in altına sarkılamadı. Yapılan açıklamalar sonrası kurda 1,80 üzerinde ani hareketlerin oluşması TCMB’nin kredisini düşüreceği için TCMB’nin yukarı yönlü hareketlerde müdahalesinin sertleşerek devam edeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle global ölçekte ya da yerel bazda TCMB’nin duruşunu da değiştirebilecek çok büyük sorunlar yaşanmadığı sürece yukarı yönlü hareketlerin sınırlı kalacağı, bu süreçte 1,80’in psikolojik direnç olacağı düşünülüyor. Fakat 1,80 üzerinde ardarda yaşanacak bir kaç kapanış durumunda 1,87 hedefli kısa vadeli yeni alım yapılabilir. Aşağıda ise en önemli destek 1,76’da. Bu hafta bu desteğin kırılmasını beklememekle birlikte olası bir gevşemede bu seviyenin altında olacak kapanışlar 1,70’e kadar yeni bir geri çekilme yaratabilir. Genel olarak hareketin ise 1,75-1,81 bandında devam etmesi beklenebilir.
Başta sanayi üretimi olmak üzere gelen veriler ABD’nin henüz resesyonda olmadığını işaret ediyor.