Erkek giyimde yılların tecrübesiyle hizmet vermeyi sürdüren Marcel Boutique, tarzını sergilemeyi seven beylerin değişmez adresi olmayı sürdürüyor. Marcel Mevorah ile erkeklerin nasıl giyinmeleri, nelere dikkat etmeleri gerektiğini konuştuk
Marcel Boutique’i tanıtır mısın?
Marcel Boutique, 1987 yılında kuruldu. Birkaç adres değişikliğinden sonra Nışantaşı’nda Akkavak Sokak’a geldik. Buraya gelmek istememin altında yatan en büyük nedenlerden biri okuduğum okulumun sokağı olması ve çevresinden de yararlanmak idi. Yıllar içinde bunun doğru bir hedef olduğunu gözlemledim; çevremde görmeyi arzu ettiğim insanları görüyorum. Bunun sosyal açında çok önemli olduğunu düşünüyorum…
Marcel Boutique’den kimler ne şekilde hizmet alıyor?
Amacımız bir moda yaratmak veya modayı takip etmek değil. Yaklaşık 25 yıldır yapmaya çalıştığımız kişinin yaşam tarzına uygun giyebileceği, girdiği topluluklarla saygınlığını koruyabileceği ve farklı olabileceği bir tarz yaratmak. Kuruluş amaçlarımızdan başta hobi olarak gelişen ve sonra da hayatımın işi olmasının en büyük sebebi de bu… Kişi sabah kalktığı andan itibaren gideceği yere göre giyinmeyi seçer… İş alanı, sosyal hayatı, ev hayatı gibi bulunacağı yerlere göre giysilerini seçer. Ancak bazı kişilerin böyle kabiliyetleri olmayabilir. Bunu da kişi konuşarak, karşısındakine kendisini açarak üstesinden gelebilir.
Burada giysi konusunda bir danışmanlık veriyorsunuz diyebilir miyiz?
Aslında burası bir paylaşım yeri… Kişi geldiğinde hayatı hakkında bilgi aktarımında bulunuyor; işinin ne olduğu, kimlerle görüştüğü, nerelere gittiğini anlatıyor. Burada öncelikle kişiyi tanıyor, nasıl bir yaşam tarzına sahip onu öğreniyoruz. Kişiler bazen iş ortamlarında ve sosyal hayatlarında çok farklı olabiliyorlar. Kimilerinin 3-4 farklı hayatı olabiliyor. Çok değişik insanlar tanıyor olmamız, bizlerin bu gibi durumlarda da başarılı olmamızı sağlıyor. Kişiler bizlere güvendikçe biz de kreasyonlarımızı ona göre yapabiliyoruz. Kişinin yaşantısına göre düzenliyoruz.
Beden kısıtlamanız var mı?
Beden sınırlamamız yok. Çok kilolu ya da çok minyon olan müşterilerimiz var. Bu gibi durumlarda da daha önce ifade ettiğim gibi saygınlığını sürdürerek hayatına birkaç renk katmaya çalışıyoruz. Kilolu kişiler bazı önyargılarla geliyorlar, kimisi “kareli veya renkli giyemem” diyor. Bu gibi durumlarda kişiyi doğru yönlendirmeye çalışıyoruz. Kişinin çevresinin etkisinden çıkmasına, ön yargıları kırmasına, kendisini sevmesine böylece giyinmesine olanak sağlıyoruz. Kilolu veya zayıf fark etmez, her kişinin yaşantısına göre bir tarz edinmesi gerek… Ayrıca kilolu bir kişi zayıf olandan çok daha iyi giyinmesi gerektiğini, daha iyi giyindiği takdirde çok daha şık olabileceğini savunuyorum. İyi giyinmediğinde ise maalesef çok pasaklı durur.
Kostümlerinizde hangi kalitelerde kumaş kullanıyorsunuz?
Kostümlerimizde çok değişik kaliteler kullanmakla birlikte kış aylarında pamuğu çok seviyoruz. Öncelikle çok rahat bir kumaş; günlük hayatta seyahatlerde de kullanılabilinir ancak iyi kombine etmek lazım. Günümüzde kostüm kavramının değiştiği düşüyorum, giysiyi salt kostüm olarak görmüyorum. Kostüm artık eskisi gibi giyilen bir giysi değil artık. İş dünyasının tanınmış bir iki ismi hariç her iş günü takım elbise giyen yok. Ayrıca çok az bir oran takım elbiseyi tercih ediyor. Bir ceket- pantolon giyildiğinde de takım olabiliyor. Kaşmir ceketleri tabi ki çok seviyoruz, tiwtlere bayılıyoruz. Çok güzel kombinasyonlar yaparak bunları kravatlar, gömleklerle, kazaklar ve tabii ki şapkalarla takılmıyoruz. Bunların haricinde kişilere yakışacağını bildiğim karelileri, yeşil rengi korkmadan kullanıyoruz…
Türk insanı giysilerinde daha çok kahve, siyah ve fümeyi tercih ediyor…
Onları da kullanıyoruz. Ancak onları belli bazı renklerle daha sempatik hale getiriyoruz. Siyah günümüzde çok moda olabilir ancak renk olarak çok neşeli değildir. Klas olabilmek için bu rengi çok iyi değerlendirmek lazım. Kahverenginden de çok korkan var. Bence o da çok güzel bir renk… Özellikle kahve –gri kombinasyonunu -açıktan koyuya kadar- çok uygularız… Lacivert–yeşil, yeşil–gri bunlar elbette ki karşımızdaki kişinin onayı ve sevmesi durumunda kullanmaktan zevk aldığımız kombinasyonlar. Bunların kişinin yüz rengine de uyum sağlaması çok önemli.
Marcel Boutique’te kostümlerimizi tamamlayacak gömlek kumaşları da bulanabiliyor mu?
Kostümlerimizde kontrast çok uyguluyoruz. Aynı takım bir-iki değişik gömlekle çok farklı şekillerde giyilebilir. Bu da gardırobu çok zenginleştirir. Gardırop anlayışı kişiye göre farklılıklar gösterir, kimisi der ki “bir erkeğin gardırobunda mutlaka bir smokini olması lazım”. Oysaki kimisinin ise üç tane eşofmanı olması lazım…
Mağazanızda birçok şapka olduğunu da görüyorum…
Firma olarak çağdaş bir giyim tarzını tamamladığını inandığımız şapkaya, Atatürkçü bir yaklaşım olduğu için de çok önem veriyoruz. Bu nedenlerden ötürü de mümkün olduğunca geniş bir yelpazede şapka modellerini bulunduruyoruz. Şapkalarımızı daha çok kişi ile paylaşabilmek, şapka sevgisini, kullanım alışkanlığını yerleştirebilmek açısından uygun fiyatlarla satmaya çalışıyoruz. Maalesef eski bir şapkayı kalıba alabilme dönemi geride kaldı… Gençliğimden beri şapka kullanmayı çok severim. Bulunduğum ortamlarda bazen garip bakışlara maruz kalsam da bunları artık kanıksadım.
Her yaşa gece ve sinagoga giyilebilecek kostümler de yapıyorsunuz…
Sinagog gibi resmi törenler belli bir ciddiyet istediği için tarzı damadın zevkiyle alakalı. Ancak gece kostümlerinde ise damadın karakterini, davetin nerede, davetliler kimler, kaç kişi olacağı bilgilerini de isteriz. Bunların neticesinde bazı sonuçlara varabiliyoruz. Kimisi bar-mitzva yapacak çocuğu veya damat adayı adına gelip görüşme yapmak istiyor. Ancak giydirilecek kişiyi görmeden hiçbir fikir üretemiyorum, ancak kişiyi tanıdığım andan itibaren, kişiyi kendi isteğiyle beraber belli bir stil yaratabiliriz. Düğün hayatta çok anlamlı bir basamak, o gecenin güzel geçmesi de çok önemli. Açık havada yapılan düğünleri de çok seviyoruz, o zaman beyaz smokin – ceketi büyük bir keyifle kullanabiliyoruz. Hemen aklımıza Cazablanka filmi ve Humprey Bogart çağrışımını yapıyor. Büyük bir şıklık…
Hazır bir kostüm almak ile Marcel Boutique’ten kişinin kendisiyle bütünleşecek bir kostüm almasının arasında maddi olarak büyük bir fark var mı?
Hazır giyim almak önemli, ancak burada asıl dikkat edilmesi gerekilen konu düzeltmesinin iyi yapılması. Düzeltmeyi en iyi yapan firmayız. Hazır giyime bu kadar itina eden başka bir firma olduğunu zannetmiyorum. Bunun hacrinde tamamen el yapımı bir kıyafet isteniyor ise sadece ceketinin dikimi bir hafta sürüyor… Aralarında doğaldır ki belli bir ücret farkı oluyor. Bunu rakamsal olarak değil emeğe saygı olarak görmek lazım.
Kişiler eğer hazır bir kostüm almayacaklar ise davet tarihinden ne kadar önce size gelmeliler?
Yaz aylarında davetten iki ay önce gelmeleri gerekir. Yaz aylarında büyük bir yoğunluk yaşarız ve bundan ötürü de belli bir stres olur. Kış mevsiminde ise en geç bir ay önce…
Kişinin eğitimini aldığı mesleği değil de asıl sevdiği işi yaptığı takdirde başarılı olacağına inanan Marcel Mevorah, deneyimlerini butiğinin kapısından girenlerle büyük bir keyif alarak paylaşıyor. Marcel Boutique sadece giysi almak için değil, şıklığını tamamlayacak ihtiyacınızı karşılayacak tüm aksesuarları da bulabileceğiniz doğru adres.