“Beş yaşındayken, annem her zaman bana mutluluğun hayatın anahtarı olduğunu anlatırdı. Okula başladığım zaman, sınavda bana büyüyünce ne olmak istediğimi sorduklarında ‘mutlu olmak istiyorum’ diye yazdım. Onlar benim soruyu anlamadığımı söylediler; ben de onlara, onların hayatı anlamadığını söyledim.” John Lennon
Sevgili canım torunum Guy, araya giren uzun bir Hanuka Bayramı aralığından sonra işte yine seninle baş başayız. Birkaç aydır seninle çok yoğun bir ilişki içindeyiz. O denli yakınız ki, okul kapısından büyükbabanla dışarı çıktığın anda koşarak kollarıma atılıyorsun. Ben senin yanaklarını öpüp, kokunu içime çekince mutluluktan başım dönüyor…
Canım Guycığım, seni ne denli çok sevdiğimi mümkünü yok tahmin edemezsin. Geçtiğimiz hafta sonu sen, Maya ve Sary ile birlikte Hanuka mumlarını yaktık.
Sevgili oğullarım, sevgili gelinlerim ve siz canım torunlarımla hep birlikte yaktığımız mumların coşkusu içinde “mutlu olmak bu mudur?” diye kendime sorular sordum. Guy David, mutlu olmak budur canım. Karşılıksız, koşulsuz sevgi. Katışıksız, çıkarsız şefkat. Yumuşak tombul yanaklar, sırma gibi saçlar… Buram buram sevgi, saf duygular…
Sevgili oğlum, bir insanın hayattaki en birincil amacı mutlu olmaktır. Mutlu olmaksa insanın salt, sevgiyle, sevecenlikle, şefkatle, iyi yürek ve iyi niyetle ulaşacağı bir hazinedir. Yani mutlu olmak için aşırı hiçbir şeye gerek yoktur. Ne servete, ne debdebeye ve ihtişama, ne saraylara ne de hanlara. Mutluluk insanın hangi ortamda olursa olsun iç huzuru, sevgi ve özveriyle elde edeceği bir kazanımdır.
“Genellikle büyük başarı elde edebilmek ve yaşamımızı geçerli kılmak için gerçek bir kahramanlık gerektiren eylemlerde bulunmamız gerektiği yanılgısına düşeriz. Günün sonunda doyuma ulaşmak için pahalı oyuncaklar biriktirmek ve abartılı şeylere sahip olmak inancıyla kendimizi kandırırız. Ama gerçek mutluluğa giden yol bu değildir. Gerçek ve kalıcı mutluluk, düzenli olarak biriken, unutulmayacak özel anların sonucunda elde edilir.”1
Ünlü düşünür/yazar Robin Sharma’nın yukarıdaki sözleri ne kadar doğru. İnsanlar mutluluğu hep somut şeylerde ararlar. Halbuki aslında sadece soyut kavramların bileşiminden mutluluk duygusunu ayrımsayabiliriz. Bence bunu elde etmenin en önemli yollarından biri kişisel hırslarımızdan arınmamız gerekliliğidir. İhtiraslar genel anlamda insanların ellerinde bulunan mutluluklarının o anda tadını çıkarmalarına engel olur. Elde edip ulaştıkları her kademede, gözlerini bürüyen hırsları yüzünden mutluluklarının farkına varamazlar, yaşadıkları anın tadını çıkaramazlar. Aslında “hırs ve mutluluk birbirlerini hiç görmezler”2
Ne kadar doğru bir söylem. Biz insanlar yaşadığımız sürece her ne kadar birçok kere mutlulukların içinde yüzebileceğimiz halde, aşırı hırslarımız ve tutkularımız yüzünden, anı yaşayamaz, gelecek kaygısı içinde, bugünümüzün kıymetini bilemeyiz. Aradan zaman geçip de geçmişi anımsadığımızda kaçırdığımız mutlulukları, sevinçleri, neşeleri pişmanlıkla hatırlar, elimizden gelse, avuçlarımızın arasından kaçıp giden zamanı ve mutlu anları geri getirmek telaşına düşeriz.
Oysa tüm telaşlar, sıkıntılar, öfkeler, kinler, mutsuzluklar, umutsuzluklar hep boşuna bir debelenmeden başka bir şey değildir canım oğlum. İnsanın hayatı kısacık, gelip geçici. Zamanın nasıl deli, azgın sular gibi akıp gittiğini bilemezsin. İnsanın yaşı ilerleyip, aklı durulunca her şeyin farkına daha çabuk varıyor.
“Aman babaanne, yine başladın aynı şeyleri tekrar etmeye, habire öğüt veriyorsun” dediğini duyar gibi oluyorum. Benim güneş oğlum, insanoğlu öğütten her zaman sıkılır. Gözlerini tavana diker ve derin derin sıkıntıyla içini çeker. Oysa benim sevgili Mevlana’m bak öğüt için neler söylemiş; “Sık sık verilen aynı öğütten sıkılma. Çünkü bir çiviyi çakabilmek için, defalarca vurmak gerekir”
Yani anlayacağın, ben ömrüm yettiğince, siz tüm torunlarıma bol bol çivi çakacağım. Artık bana bu kadarcık katlanacaksınız!
Guycığım, ömrün boyunca yaşadığın her güzel şeyden, olumlu davranışlardan, sıcacık sevgilerden kendine mutluluk payı çıkarmanı gönülden diliyorum. Elindeki iyi şeyleri, seni gerçekten sevenlerin duygularının kıymetini anlamanı ve hak ettikleri değeri vermeni diliyorum. Kolay elde edebildiğin güzellikleri ve fırsatları küçümsememeni diliyorum. Canım torunum, fırsatlar bazen hayatta insanın eline bir kere geçerler. Bunların maddi veya manevi olması önemlerinden hiçbir şey kaybettirmez. Önemli olan sonradan hayal kırıklığı ve pişmanlık duyguları içinde kıvranmak yerine, o anı yaşamak ve kıymetini bilmektir. Yazar, “aslında insanı en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır”3 demiş.
Nedir bu mutluluklar Guy? Sana örneklemeye kalksam üç gazete sayfası buna yetmez ama sana birkaç tane somut örnek verebilirim. Mesela senin bu yaşında, yuvadan çıkış saatinde annenin yüzünü görmek senin için mutluluktur, ama annen için mutlulukların en yücesidir. Yorucu bir çalışma gününün sonunda eve gelip güler yüzle ve öpücüklerle karşılanmak mutluluktur. Paylaşılan sıcacık bir çorba, mis kokulu bir kahve mutluluktur. Hatırlanan bir doğum günü ve içten bir kutlama, sevgi dolu birkaç cümle mutluluktur. İnsanın saygıyla karışık sevgi görmesi, sıcacık bir dokunuş, hafif bir okşayış mutluluktur. Elinde bir kitap, yanında sıcak bir fincan çay ve kaygısızca geçebilen avare birkaç saat mutluluktur.
Guy, zannediyorum ne demek istediğimi anlıyorsun. Senin çok güzel, akıllı ve sevgi dolu bir yüzle bana gülümsemen en büyük mutluluktur. Canım oğlum, bu hayatta beni en çok mutlu edecek olan nedir biliyor musun? Senin bu söylediklerimi ayrımsayacak yüce gönüllü, hırslarından arınmış, mutlu olmayı bilen, güneş gibi bir insan olman.
Tanrı her gününü mutlu kılsın, mutluluğunun farkında olmanı sağlasın.
Seni çok seven Babaannen Sara
26/12/2011 TEL AVIV
1 Robin Sharma/Günümüzü Aydınlatacak Sözler
2 Benjamin Franklin
3 F. I. Dostoyevski