Bilgi Üniversitesi’nde son sınıfta olan Hezdi Yannier, öğrencisi olduğu Sinema ve Televizyon Bölümü’nü anlatıyor
2008 yılında Ulus Özel Musevi Lisesi’nden mezun oldum. Üniversitede okuduğum ‘Sinema ve Televizyon’ bölümünü seçmeye lise hazırlık senesinde İngilizce Medya dersinde karar vermiştim. Öğretmenlerim bu konuda başarılı olduğumu belirtti ve üstüne gitmem için beni teşvik etti. O senelerde bu bölümü okumaya neredeyse karar vermiştim. Lise yıllarında yaz tatilinde yaptığım stajlardan sonra ise kesin kararımı vermek zor olmadı çünkü bu sektörün günümüzde çok aktif ve ülkemizde gelişmekte olan bir sektör olduğunu gördüm. İş olanaklarının yanı sıra kendiniz çalışarak bir şeyler üretebileceğiniz bir iş dalı. Bu yüzden mezun olduktan sonra işsizlik veya iş bulamama sorunu sizi engelleyecek bir sorun olarak görünüyor. Tek yapmanız gereken sıradan ve averaj çalışan bir kişi olmaktan ziyade çok çalışıp, öne geçip yeteneğinizi izleyiciye sunmak.
Üniversiteye girmeden önce televizyonda veya sinemada yapımcı olarak ilerlemeyi düşünüyorum. Fakat okulumdaki eğitim yapımcılıktan çok her öğrenciyi yönetmen yapmaya yönelikti. Mezuniyetten sonrasını düşünmeden sadece sanatsal olarak öğrencileri geliştirmeye yönelikti. Bu yüzden pek düşünmesem de birçok iş üreterek portfolyomu geliştirdim.
Geçen senenin sonunda ise bölüm başkanımız, birçok hocamız ve tüm müfredatımız değişti. Artık eğitimin amacı, her öğrenciyi yönetmen yapmaya çalışmaktan ziyade sinemanın bütün dallarına eleman yetiştirmek. Yönetmenden senariste, yapımcıdan ışıkçıya, sesçiden sinema eleştirmenine kadar bütün bu işleri yapabilecek öğrenciler yetiştirmek isteniyor. Çünkü sinema bir ekip işi. Bu yüzden öğrenciler 3. sınıftan itibaren hangi alanda çalışmak istiyorlarsa o konudan dersler seçiyorlar. Bunun yanı sıra diğer bölümlerden ders alıp, mesela bir televizyon programcısı, gazeteci veya spiker de olabilirsiniz. Üniversitedeki bütün diğer bölümlerden ders alıp kendinizi istediğiniz yönde geliştirebiliyorsunuz. Örneğin ben televizyon programcılığı bölümünden birkaç ders almaya karar verdim. Böylece sinema dışında televizyonda da işlerin nasıl yürüdüğüne dair bilgi ediniyorum. Açıkçası çok yararlı oluyor çünkü televizyon sektörü de çok iş olanakları olan bir sektör ve yapımcılık düşündüğüm için sinema olduğu kadar televizyonda da bu işi yapabilirim.
Bu alan genel olarak eğlenceli bir iş olarak görülebilinir. Fakat bu işin içinde uzun çalışma saatleri ve uykusuz günler var. Düzenli olarak sabah sekiz akşam beş gibi bir mesai saati olmasa da yoğun olunan zamanlarda uyku ve boş vakit bulmak imkansız oluyor. Biz üniversitede final dönemlerine sınavlardan daha çok iş üretiyoruz ve bu işleri üretirken gerçekten çok çalışmamız gerekebiliyor. Ama yaptığınız işi sunmaya kalkınca, hele bir de beğenilirse çok güzel bir keyif ve büyük bir mutluluk oluyor. Sanırım bu işin en güzel yanı da bu.
Mezuniyetten sonra iş bulmak için ise bence mezun olmadan önce yazın veya kışın çalışmak veya stajlar yapmak şart. Hangi okuldan mezun olmanızdan çok sizin neler yapabildiğinizi görmeleri size iş verilmesinde daha etkili olabiliyor. Tabi ki bir işe girmek yerine kendi yolunuzu belirleyip kendi sanatınızı, kendi işinizi yapabilmeniz de mümkün. Çok sürprizler olabilecek bir iş dalı.
Bu bölüme girmeyi düşünenlere ve gireceklere kesinlikle boş durmamalarını ve benim gibi üniversiteye daha girmeden bu dalda stajlar yapıp veya kısa filmler videolar çekip kendilerini geliştirmelerini tavsiye ederim.