2011 yılı hiç şüphesiz Türk sporu için çok parlak geçmedi. Çoğu kez sporun adresi stadyumlardan, spor salonlarından çok protesto yürüyüşleri, mahkemeler, cezaevleri, federasyon kapıları oldu. Hal böyle iken de sportif başarının çok yukarılarda olması beklenemezdi zaten.
Yakup KOHEN
Milli Takım
Geçen senenin en büyük hayal kırıklığı hiç kuşkusuz takım ve renk ayırımı yapmaksızın Türk Milli Takım’ının Euro 2012 elemelerinde elenip yazın yapılacak olan Avrupa Şampiyonası’na katılamaması oldu. Fatih Terim’den sonra büyük bir umutla Milli Takım’ın başına getirilen Guus Hiddink belki de Milli Takım’ın son on yıldaki en kötü futbolunu oynatarak Milli Takım’ı şampiyonanın dışında bırakmakla beraber kendi sonunu da getirmiş oldu. Büyük umutlarla Milli Takım’ın başına getirilen İstanbul B.B. antrenörü Abdullah Avcı ise Belediye’de oynattığı güzel futbolla birçok kişi takdirini toplayarak geldiği yeni görevinde nasıl bir performans göstereceği merakla bekleniyor. Fakat pozitif kişiliği sayesinde ve samimi tavırlarıyla insanların Milli Takım’a pozitif bir gözle baktığını çok net bir şekilde görebiliyoruz.
Fenerbahçe
Şike soruşturmalarının Fenerbahçe Futbol Takımı’nın önüne geçtiğini söylersek çok yanılmış olmayız herhalde. Fakat başkanı hapishanede ve futbol takımı Şampiyonlar Ligi’nden men edilmiş bir takımın her şeye rağmen ligin ilk yarısını ikinci bitirmesi ve şampiyonluğun önemli favorilerinden olması gerçekten de takdir edilecek bir durum. Ama şu anda birçok Fenerbahçeli için belki de sportif başarıdan çok daha önemli bir konu var; o da Aziz Yıldırım’ın serbest bırakılması.
Galatasaray
Geçen seneki hüsrandan sonra ‘3. Fatih Terim Dönemi’ başlatan Galatasaray yönetimi her ne kadar ligin başlarında biraz tökezlese bile çok çabuk bir zaman içerisinde toparlanıp ligin zirvesine oturdu. İlk on bir oynayan oyuncularının büyük bir kısmının takıma yeni katıldığı Galatasaray’da takımın oynadığı futbol taraftara çok büyük heyecan veriyor. Hiç kuşkusuz Galatasaray’ın 2012’deki hedefi ligi lider olarak bitirerek play-off mücadelelerine avantajlı bir şekilde girmek olacaktır.
Beşiktaş
Lige bir diğer sıkıntılı başlayan takım ise Teknik Direktörü Tayfur Havutçu’nun şike kapsamında yargılandığı Beşiktaş idi. Apar Topar Portekizli Carvahal’ı takımın başına getiren Beşiktaş her ne kadar lige istikrarsız bir şekilde başlamış olsa bile Avrupa Kupası’nda grubu lider bitirerek taraftarını mutlu etti.
Beşiktaş’ın bu seneki en büyük hedefi Avrupa’da yukarılara çıkmak olacaktır.
Trabzonspor
Kadrosundaki birçok önemli oyuncusunu kaybeden Trabzonspor ligde geçen senedekinden çok daha vasat bir performans sergilese de Şampiyonlar Ligi’nde üst tura çıkmayı son anda kaçırarak yoluna Avrupa Ligi’nde devam ediyor. Avrupa’da çok fazla ilerlemesi zor olsa da Trabzon ligi en üst sıradan bitirip play-off’a kalma mücadelesi verecektir. Ayrıca Trabzon’un yeni yıldan en büyük beklentisi geçen seneki lig şampiyonluğunun Fenerbahçe’den alınıp Trabzon’a verilmesi olacaktır. Sporseverlerin en büyük beklentisi ise temiz, söylentilerden ve spekülasyonlardan uzak sadece sporun konuşulduğu bir lig olacaktır.