Leica marka yüksek kalitede fotoğraf makinesi üreticisi Ernest Leitz’ın kamera ardındaki yaşamının gizli kalmış gerçeklerinden en önemlisi, Yahudileri Nazilerden korumak için onları ülke dışına kaçırmasıydı.
Leica fotoğraf makineleri fabrikasının sahibi II. Ernst Leitz’in çok sayıda Yahudiyi Nazilerden kurtarmış olduğu, yıllar sonra İngiltere’de yaşayan bir rabinin araştırmaları sonucu ortaya çıktı.
Hitler’in iktidara gelmesinden birkaç gün sonra II. Ernst Leitz, (Babasının da adı Ernst Leitz’di) 1925’ten beri Leica üreten optik fabrikasının yer aldığı Wetzlar kentinden bir dizi Yahudi gencini işe almaya başladı. Onları New York, Fifth Avenue’da bulunan Leica’nın showroom’unda veya ABD’nin farklı yerlerinde pazarlamacı olarak çalıştırmak üzere bilinçli olarak eğitti. Yahudilerle evli olan ve bu nedenle cezaya çarptırılacak bazı Almanlar Leitz sayesinde kaçabildiler.
Hayatını kurtardığı Yahudilerin 50’sini ABD’ye, 23’nü başka ülkelere kaçırdı. Oscar Schindler ile karşılaştırıldığında kurtardığı insan sayısı daha azdı ama bunu başarmak için çok büyük risklere girdi.
II. Ernst Leitz’in işçilerini ve meslektaşlarını sessizce Almanya dışına kaçırma operasyonuna Holokost tarihçileri mecazi olarak “The Leica Freedom Train” (Leica Özgürlük Treni) adını verdiler. Böylece işçiler, emekliler, dostları ve onların aileleri Leica’nın temsilciliklerinde çalışmak üzere Fransa, İngiltere, Hong Kong veABD’ye gönderildiler.
İngiltere’den bir rabinin adeta bir dedektif gibi yaptığı araştırmaları sayesinde Leica kurtarılanlarının gerçeği aydınlığa kavuştu. Londra’nın kuzeybatısındaki Wembley Sinagogu’nun hahamı olan Frank Dabba Smith, Leica fotoğraf makinelerine pek meraklıydı. Buradan yola çıkarak kurtarılanların ailelerinden edindiği bilgiler, belgeler ve fotoğraflarla uzun yıllar gizli kalmış bir gerçeği ortaya çıkardı. Anti-Defamation League (ADL) 2007 yılında Fotoğraf Endüstrisi’nin Schindler’i, Ernst Leitz’ı cesaret madalyası ile onurlandırdı. Düzenlenen törende torun Cornelia Kuhn-Leitz, dedesinin madalyasını teslim aldı. Törende II. Ernst Leitz’in New York’a yolladığı Leica kurtarılanlarından, Miami’den fotoğraf makinesi satıcısı Henry Enfield de hazır bulundu.
Rabi Frank Dabba Smith, Die Welt gazetesine yaptığı açıklamada; “Ernst Leitz, çok yapıp, az konuşan bir kişiydi. Yaptıklarını ne ailesine ne de dostlarına anlattı. O, kendisinin konumunda olan kişilerin doğal olarak yapmaları gereken şeyi yapıyordu” şeklinde konuştu.
II. Ernst Leitz’in oğlu Günther, kurtarılan kişiler hakkında bir yazı yazmayı denedi, ancak babası buna pek sıcak bakmadı. Günther; “O ne yaptıysa işçilerine, onların ailelerine, Wetzlar’daki Yahudi komşularımıza karşı kendini sorumlu hissettiği için yaptı” dedi.
Naziler orduda fotoğrafa büyük önem verdikleri için Leitz’in fabrikasının üretimi de giderek gelişiyordu. Naziler Leica marka kamerayı propaganda amacıyla büyük miktarda kullanmaktaydılar. Leitz de bu yoğun üretim sayesinde Yahudi işçileri ile onların ailelerini Almanya dışına çıkarma planını başarı ile yürütebildi. Zaman zaman Gestapo’nun gözü Leitz’in üzerinde olsa da onlar için üretimin devamı çok önemliydi.
Rabi Frank Dabba Smith, Ernst Leitz’in öyküsünün ilk izlerini bir fotoğraf dergisinde kurtarılmış kişilerin fotoğrafına rastladığında henüz biröğrenciydi. Leica kurtarılanları hakkında ele geçirilen en kusursuz biyografi kamera teknisyeni Kurt Rosenberg’e aitti. Orada Leitz’in 1938’de Rosenberg’in New York yolculuğunun masrafını karşıladığı ve Fifth Avenue’daki Leica showroom’da iş verdiği açıkça görülüyor. Leitz’in hayat kurtarma operasyonu, Hitler’in Polonya’yı işgal etmesinin ardından Almanya sınırlarının kapatılması ile 1939’da son buldu.
Ernst Leitz de aynen Oscar Schindler gibi Nazi Partisi’nin üyesiydi. Holokost kurtulanları 1988 yılında savaş döneminde zorla işçi çalıştırmış Almanya fabrikalarına dava açtılar. Bu fabrikaların arasında Leica da vardı. Leica 1999 yılında zoraki çalıştırdığı işçilere tazminat ödedi.
Ailenin tek yardım sever kişisi Ernst Leitz değildi. Kızı Elsie Kuhn-Leitz, Yahudi bir kadına İsviçre sınırını geçmekte yardım ettiği için Gestapo tarafından sınırda yakalandı. Sonuçta serbest bırakılmasına rağmen sorgusu sırasında tartaklandı.700 Ukraynalı esir kadın işçinin yaşam koşullarını eleştirdiği için de Elsie Kuhn-Leitz, 1940’lı yıllarda zan altında bırakıldı. İnsan hakları konusunda verdiği bu mücadeleden dolayı Elsie, savaş sonrasında çeşitli kuruluşlar tarafından onurlandırıldı.
Leitz Ailesi bu kahramanlık öyküsünün geniş kitlelerce bilinmesini istemedi, gizli kalmasını tercih etti. Buna rağmen “Leica Özgürlük Treni” olayı gün ışığına çıktı. Hatta sonradan, Frank Dabba Smith’in kaleme aldığı; “The Greatest Invention of the Leitz Family: The Leica Freedom Train” adlı bir kitaba ve “One Camera, One Life” adlı filme konu oldu.