Hahambaşı Rav İsak Haleva, Roş Aşana Bayramı için cemaat üyelerimize hitaben bir mesaj yayınladı
“Değerli Dindaşlarım,
Yeni bir yıla girerken bir kez daha sizlere sesleniyor olmaktan memnuniyet duyuyorum.
Dileğim bu mesajımın sizleri sağlık ve esenlik içinde bulması, eşiğinde bulunduğumuz yeni yılın tamamlamakta olduğumuz yıldan çok daha iyi şartlarda geçmesidir.
“Tihle Şana Vekilelotea Tahel Şana Uvirhotea”
Hepimiz biliyoruz ki, Musevi kültüründe ‘Roş Aşana’ sadece bir takvim döneminin kapanması ve yeni bir takvim döneminin açılması değil, bundan daha önemli ve öncelikli olarak; kutsal Tora’mızın değerleri doğrultusunda yepyeni bir yaşama adım atmanın, yani ‘Teşuva’nın en değerli fırsatlarından biridir.
Her ne kadar ‘Teşuva’ bilincine ulaşma belli bir zaman dilimiyle sınırlanamazsa da ‘Roş Aşana’ ile başlayan, ‘Yom Kipur’, ‘Sukot’, ‘Oşana Raba’, ‘Şemini Atseret’le devam edip ‘Simhat Tora’ ile tamamlanan ve adına ‘Tişri Bayramları’ dediğimiz o kendine özgü enerjileriyle insan ruhunu derinden etkileyen zaman diliminin, hepimizi ciddi bir nefis muhasebesine isteklendirdiği ve yaşantımıza yeni bir biçim vermeye teşvik ettiği inkâr edilemez.
Değerli kardeşlerimizin bu fırsatı gereğince değerlendireceğinden hiç kuşku duymuyorum.
Sözünü ettiğim zaman diliminin bir başka önemli etkisi de, ibadet yoğun bir dönem olması itibariyle dindaşlarımızı sinagoglarımızda bir araya getirmesi ve bizdeki cemaat hissiyle dayanışma bilincini geliştirmeye zemin oluşturmasıdır.
Giderek sayıca azalan bir cemaat olarak; mevcut kurum ve kuruluşlarımızın iyi yönetilmeleri ve varlıklarını sürdürebilmeleri hiç şüphe yok ki bu cemaat hissinin ve dayanışma bilincinin gelişmesine, kardeşlerimizin bu türden çalışmalara maddeten ve fiilen katılmalarına doğrudan bağlıdır.
Bana kalırsa bu türden katılımlar için en uygun zaman şimdidir.
Sırası gelmişken; dinsel ve toplumsal kültürümüzün sütunlarından ‘Pirke Avot’un en nadide incilerinden birini burada bir kez daha tekrar etmekte yarar görüyorum:
“Eğer ben kendime yararlı olmazsam bana kim yararlı olur?
Eğer ben yalnızca kendimi düşünürsem ben neyim ki?
Eğer şimdi olmuyorsa, o halde ne zaman olacak?”
Hemen her bireyde olduğu gibi hemen her toplumda da zaman zaman kaygı ve yeis dönemleri oluşabilir, kimi zamanlarda bireysel ve toplumsal zayıflıklara düşülebilir. Bu durumlarda dahi, önemli olan umutları yitirmemek, geleceğe ilişkin güvenimizi muhafaza etmektir.
‘Roş Aşana’ bizlere yepyeni umutlar, yepyeni güvenler ve yepyeni yaşamlar vaat eden, hatta bunu Yüce Tanrı’nın atalarımızla olan ahdine bağlayan bir dönemin başlangıcı olarak hepimizin bilincinde özel bir yeri bulunan bir dönüm noktasıdır.
Bildiğiniz gibi, Yüce Tanrı kutsal Tora’mızda:
“Her nerede ve her ne durumda bulunursak bulunalım bizi terk
etmeyeceğini, asla reddetmeyeceğini ve bizim Rabbimiz olduğunu...”
Açıkça bildirmiş bulunmaktadır.
‘Roş Aşana’ bu vaade güvenimizin tazelendiği çok önemli bir zamandır.
Bu duygu ve düşüncelerle eşiğinde bulunduğumuz yeni yılımızın ve bunu izleyen bayramlarımızın sizler için, sevdikleriniz ve sevenleriniz için, tüm dindaşlarımız için ve tüm insanlık için barış, birlik, sağlık, esenlik ve mutluluk getirmesini diliyor, sizleri kutsal Tora’mızın dualarıyla bereketlendiriyorum.
Tizku Leşanim Rabot.
Leşana Tova Tikatevu.”