1978 yılının Holokostu Anma Günü’nde Naftali Stern, Yad Vaşem Holokost Araştırma Merkezi’ne çok değer verdiği bir zarf teslim etti. Ölümünden tam üç ay önce Stern’in bağışladığı zarfın içinde ne vardı?
1978 yılında, ölümünden tam üç ay önce, bir Holokostu Anma Günü’nde Naftali Stern, Yad Vaşem Holokost Araştırma Merkezi’ni ziyaret etti. 70’li yaşlarının sonlarında olan Naftali elindeki içinde yıpranmış sayfalar bulunan bir zarfı teslim ediyordu. Sayfalarda Yahudi yeni yılına ilişkin Roş Aşana duaları yazılıydı.
Naftali Stern sayfaları yetkililere teslim etmesinin ardından o gün kendi öyküsünü başkaları ile paylaştı. Holokost öncesinde eşi ve dört çocuğu ile Romanya’da Satu Mare’de yaşamaktaydı. 1944’ün Mayıs ayında bir gün Naftali, eşi Bluma ve dört çocukları Auschwitz’e gönderildiler. Oraya vardıktan sonra Naftali bir daha ailesini göremedi; Bluma ile çocuklar gaz odalarında öldürüldü, 34 yaşında güçlü kuvvetli bir erkek olan Naftali, zoraki işçi olarak çalıştırılmak üzere Almanya’da Wolfsberg’e gönderildi.
Wolfsberg’de Naftali ile diğer tutuklular, geri çekilmekte olan Alman ordusu ve yüksek seviyedeki komutanların korunması için yeraltı sığınakları oluşturmak üzere tüneller ve siperler kazmaya zorlanıyorlardı.
Yahudi yeni yılı yaklaşırken Naftali Stern, Roş Aşana dualarını nasıl yapabileceğini düşünmeye başladı. Günlük ekmek tayınını bir kalem, çimento içeren çuval bezi karşılığında sattı. Çuvalı küçük kare parçalara bölerek yazmaya başladı, hafızasında kalanları yavaş yavaş yazdı. Sonuçta Roş Aşana dualarının tümünü kargacık burgacık da olsa çuvala kazıdı.
Kamptaki Nazi subayı tutuklulara –kahvaltı etmemeleri koşuluyla- bir araya gelerek hep birlikte Roş Aşana dualarını okumalarına izin verdi. Güzel bir sese sahip olan ve geçmişte yaşadığı Satu Mare’de zaman zaman kantorluk yapan Naftali, o bayram günü kampta duaları okudu. Kamptan çıkıp hayatta kalmayı başaranlar, bu özel duayı hiçbir zaman unutmadılar.
Naftali1945’te özgürlüğüne kavuşana dek sayfaları giysilerinin içinde gizledi. O tarihi takip eden 30 yıl süresince, her Roş Aşana Bayramı’nda, Naftali duasını ederken lif lif dökülmekte olan çuval bezi sayfalarını sağ elinde tuttu. Savaş sonrasında göç ettiği İsrail’de yeni bir hayat, yeni bir aile kurdu.
Dağılmış sayfaları teslim ederken Naftali Stern, koruma altına alınacaklarından emin olduğu için onları Yad Vaşem’e bağışladığını söyledi. Onun amacı; Holokost süresince Yahudilerin dini inançlarına bağlı kaldıklarını, Yahudi kimliklerini koruduklarını ve umut etmekten asla vazgeçmediklerini gelecek nesillerin iyice anlamalarını sağlamak, onlara bu yönde özgün bir kanıt bırakmaktı.
O gün değerli hazinesini Yad Vaşem’e teslim ederken heyecandan titreyen sesi ile Naftali; “Gelecek her neslin Yahudi kimliklerine bağlı kalmaları ve çok uzun bir zincirin halkalarını oluşturmaları için dua ediyorum” demişti.
Yad Vaşem Müzesi her yıl dünyanın her tarafından bir milyon ziyaretçiye kapılarını açıyor. Ziyaretçiler müzeyi gezerken, -ustalıkla koruma altına alınmış -Naftali’nin üzerlerine duaları yazdığı çuval parçacıklarını, yanlarında bu parçacıkların öyküsünü anlatan açıklama yazısı ile birlikte görebilirler.