15 Kasım 2003 günü Neve Şalom ve Şişli Beth İsrael Sinagogu’na yapılan eş zamanlı terör saldırılarında vefat eden dindaşlarımızın dini anma töreni bu yıl 16 Kasım Çarşamba günü Neve Şalom Sinagogu’nda gerçekleşti
Tüm cemaat yetkilileri, kurum ve dernek başkanlarının katıldığı anma töreninde çok sayıda genç de hazır bulundu. Tören Bet-Din üyelerinin okuduğu limud duası ile başladı. Ardından sıra vefat eden dindaşlarımızın adına mum yakılması ile birlikte vefat eden dindaşlarımızın adları okundu. Hayatını kaybeden dindaşlarımızdan Avram Varol adına mumunu İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Moshe Kamhi, Yona Romano adına oğlu Tani Romano, Berta Özdoğan adına Cemaat Başkanı Sami Herman, Annette Rubinstein Talu adına babası Gabi Talu ve Anna Rubinstein adına da kızı Sidney Rubenstein yaktı. İsrael Yoel Kohen Ülçer adına ise mumunu ablası Rahel Layiktez yaktı. Sinagog saldırılarının anması ile beraber her sene andığımız, muayenehanesinde uğradığı bir saldırıda kaybettiğimiz Diş Doktoru Yasef Yahya adına ise mumunu anne-babası Roza – Hayim Yahya yaktı.
Anı mumlarının yakılmasının ardından törenin önemine değinen konuşmayı Tuna Alkan yaptı. Alkan,15 Kasım’ın toplumuzda yarattığı acıyı dile getiren duygu yüklü konuşmasında böylesi ölümler karşısında anne, baba, kardeş ve bu toplumun bir ferdi olmanın zorluğunu dile getirdi. Alkan ayrıca, acımızı taze tutarak ama kin tutmayarak her sene burada bulunup beraber olmanın önemini belirtti. Tuna Alkan konuşmasını şöyle sonlandırdı: “(…) Ne yazık ki dünyamızı, insanları ‘insan’ olarak değerlendirmek yerine din, dil, ırk gibi farklılıklara dayanarak sınıflandıranlarla paylaşıyoruz. Düşünme yeteneğinden uzak olduklarının en büyük göstergesi ise Tanrı’nın evine saldırma cüretini yine Tanrı’dan aldıklarını iddia etmeleridir. Dehşet veren gafletleriyle kendilerinin yanı sıra Yahudi, Müslüman birçok kişinin canına kıydılar o gün.
Tanrım; o gün acıyla haykırdım çaresizce… Ateşin tek tek yaktığı kardeşlerimi düşündüm elemle… Giden kadar kalanın da akıllara sığmayacak yarasını düşündüm hüzünle… Açtım ellerimi ‘Yardım et’ dedim, ‘güç ver o yüreklere’…
Tanrım, bugünde yine aynı gücü ver yüreklerimize, acımızı taze tutarak ancak kin tutmayarak, asla unutmayarak teröre karşı direnmemizi sağla.Yahudi toplumu olarak her darbenin bizi dağıtmak yerine daha da birleştirdiğini bu korkunç beyinlere kanıtlayacak gücü ver bize.
Evet, evet çok zor anne, baba, kardeş, evlat, toplum ferdi olmak böylesi ölümler karşısında… Tekrar başımız sağolsun…”
Törenin sonraki bölümünde ise Hahambaşılık Bet Din üyeleri Rav İzak Alaluf, Rav Yeuda Adoni, Rav Moşe Benveniste söz aldılar. Son olarak Hahambaşı Rav İsak Haleva’nın okuduğu Kadiş duası ile tören sona erdi.
Bu sene yazılı ve görsel basında geçmiş senelere oranla daha az haberi yapılan, diğer toplumsal olaylar gibi unutulmaya yüz tutan bu hain saldırıya karşı toplum fertlerimize düşen görev her 15 Kasım’da bu anmaya katılarak beraberliğimizi hatırlatmaktır. Bu sene de ne yazık ki diğer seneler olduğu gibi cemaat bünyesinde herhangi bir kurum veya dernekte görevli olanlar dışında toplumumuz fertlerinin yeterince katılımının sağlanamadığı anma töreninde gençlerin sayıca fazlalığı sinagogda bulunanların tek umut kaynağı oldu. Özellikle Yıldırımspor Kulübü gençlerinin güne özel anma rozetiyle sinagogda hazır bulunmaları ağabeyleri Yoel’i ve diğer kurbanları unutmadıklarını ve yaşananların geleceğe aktarılacağının en güzel göstergesiydi. 15 Kasım anmasına katılarak paylaşıma katkıda bulunan ve teröre karşı dimdik ayakta durduğumuzu kanıtlayan tüm cemaat fertlerimize teşekkürler…